Atlantic Council: ABD sadece başkan değil “savaş için başkomutan” seçiyor!

ABD, Soğuk Savaş ve 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük meydan okuma ile karşı karşıya! ABD için; Roosevelt'in Japonya'ya savaş ilan ettiği konuşmayı hatırlama zamanı olabilir. 

1. resim

ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Atlantic Council'de, 5 Kasım'da gerçekleşecek olan ABD seçimlerinin küresel gerilimler ışığında değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD'deki seçimlerin Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'den oluşan bloğa karşı meydan okumayla karşı karşıya kaldığı bir dönemde gerçekleşeceğine dikkat çekilen analizde, şu andaki başkan adaylarının ise ülkenin bu yüzleşme ile ilgili ihtiyaç duyacağı stratejiyi belirleyemedikleri tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; seçilecek olan ABD'nin yeni başkanının, Soğuk Savaş'tan ve belki de İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en tehlikeli jeopolitik anda ülkenin başkomutanlık görevini yürüteceği belirtildi.

İşte Atlantic Council'de yayınlanan analiz:

Amerikalılar 5 Kasım'da “savaş zamanı için” başkanını seçecek ve bu artık bir öngörü değil, kesinlikle bir gerçeklik.

Adaylardan hiçbiri henüz Amerikan halkına; Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'ye karşı artan jeopolitik mücadele ve askeri tehlikeler hakkında nasıl bir politikaları olduğunu anlatmadı.

Ancak bilmeleri gerekiyor ki; bu dört ülkeden oluşan eksenin temsil ettiği potansiyel tehlike eşi benzeri görülmemiş olabilir.

Her iki aday da ABD'nin bu meydan okumayla başa çıkmak için ihtiyaç duyacağı stratejinin ana hatlarını belirlemiş değil.

Eski Başkan Donald Trump ya da Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in seçilmesinden sonraki en büyük görevi bu ülkelerin oluşturduğu ittifak ile mücadele olacaktır.

ABD'nin yeni başkanı, Soğuk Savaş'tan ve belki de İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en tehlikeli jeopolitik anda, ülkenin başkomutanlık görevini yürütecek.

Washington Post köşe yazarı George F. Will, 2024 ABD seçimlerini, ABD'nin henüz İmparatorluk Japonya'sına, Hitler Almanya'sına ya da Mussolini İtalya'sına resmen savaş ilan etmediği 1940 ABD seçimleriyle karşılaştırdı.

O zaman farklı olan şey, iki adaydan birinin, görevdeki Başkan Franklin Delano Roosevelt'in, savaş zamanı başkanı olmak üzere olduğunu hissetmesi ve öyle davranmasıydı. Will'e göre Roosevelt'in, 1937'de saldırgan ülkelere yönelik yaptığı “karantina konuşması” ve ardından gelen askeri yığınak cevabı, yaşanacaklar için bir sinyaldi.

Roosevelt'in rakibi Cumhuriyetçi işadamı Wendell Willkie, Roosevelt'in gibi izolasyonist olmaktan çok enternasyonalistti ve partisinin o dönemki elitlerinin geleneğini sürdürüyordu.

Gelinen noktada ise; ABD halkı sadece üç hafta içinde, aslında başlamış olan Üçüncü Dünya Savaşı sırasında ulusun tutumunu belirleyecek olan başkanı seçecek.

Zira ikinci Dünya Savaşı'nın Japonya, Almanya ve İtalya'nın bir araya gelmesiyle başlaması gibi, bugün de benzer bir eksen var. Dünya savaşına taraf oluşturacal olan yeni eksen ise bu defa Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'den oluşuyor.

Texas National Security Review askeri uzmanlarından Zelikow'a göre ise, bir sonraki ABD başkanının dünya çapında bir savaşa dahil olma ihtimali yüzde 30 'un üzerinde ve Zelikow, böyle bir savaş için önümüzdeki üç yılın maksimum potansiyel taşıdığını düşünüyor.

ABD'nin küresel müttefikleri ve ortaklarıyla birlikte bu dönemi başarıyla atlatması halinde, Amerikan ekonomisinin, savunma sanayisinin, teknolojisinin ve toplumunun temel güçleri devreye girecek ve otoriterlere karşı üstünlüğünü gösterecektir.

Ancak ABD için kısa vadedeki sorun, ABD'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin lideri Xi Jinping gibi rakiplerle karşı karşıya olması ve bu iki liderin ABD'nin içeride dikkatini dağıtan unsurları, ortaya çıkan sorunlar için henüz yeterli olmayan savunma sektörünü ve ABD'nin uluslararası angajmanının değerini ve gerekliliğini sorgulayan seçmen kitlesini bir fırsat penceresi olarak görmesidir.

Her iki lider de Ukrayna ve Tayvan'a karşı şimdi daha güçlü bir şekilde hareket etmenin, birkaç yıl sonrasına göre daha fazla başarı şansı yaratabileceğini düşünüyor.

George Will;

“Rusya'nın batı sınırından Çin'in Filipinlerin egemenliğine saldırılarına kadar çok sayıda alan, dünyanın yeni bir küresel savaşa sahne olacağının sinyallerini veriyor.”

değerlendirmesinde bulundu.

Will ayrıca yaptığı değerlendirmede; iki başkan adayını seçmenlere “büyüyen küresel yangın hakkında ciddi düşünmek bir yana, farkındalıklarına dair herhangi bir kanıt” sunmadıkları için suçluyor.

Şimdi ABD için; Roosevelt'in Ocak 1941'de, Japonya'nın Pearl Harbor'a saldırmasından neredeyse bir yıl önce yaptığı ve Kongre'nin ertesi gün Japonya'ya savaş ilan etmesine yol açan üçüncü açılış konuşmasını hatırlama zamanı olabilir.

Roosevelt o konuşmasında;

“Hızlı olayların ortasında bir an durup düşünmemiz, tarihteki yerimizin ne olduğunu hatırlamamız, ne olduğumuzu ve ne olabileceğimizi yeniden keşfetmemiz gereken bir zaman geldi. Bunu yapmazsak, gerçek yalnızlık tehlikesini, gerçek eylemsizlik tehlikesini göze almış oluruz.”

ifadelerini kullanıyordu.

Belki savaş o zaman olduğu kadar kaçınılmaz değil. Ancak göz ardı edilirse, Roosevelt'in sözleri yaklaşık bir asır sonra ABD için gerçeğe dönüşebilir.

Tartışma