Barış çabalarına füze molası
💢 G20 Zirvesi henüz tamamlanmadan savaş rüzgarlarını şiddetlendirecek gelişmeler birbirini izlemeye başladı.
💢 2 Rus füzesinin sınırı aşarak Polonya’ya düşmesi Rusya-Ukrayna savaşının gidişatını ne yönde etkileyecek?
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Endonezya’daki G20 Zirvesi’ne katılarak Ukrayna-Rusya Savaşı’nı noktalayacak müzakereler için adım atmasına yönelik beklenti yüksekti. Bu gerçekleşmedi, ancak gerek Washington gerek Vatikan’dan gelen, Ukrayna’ya diyalog tavsiye eden üstü açık ve kapalı mesajlar savaşın 2023’ten önce bitebileceğine dair ümitleri artırmıştı. Rusya’nın Kherson kentini terk etmesi ile Ukrayna ordusunun önemli bir kazanım elde etmesi de Kiev yönetimini müzakere masasına oturtabilecek tatmin edici bir gelişme olarak değerlendiriliyordu.
Avrupa ülkeleri de bir yandan Çin Halk Cumhuriyeti’nin Rusya üzerindeki etkisini kullanması için girişimlerini artırmıştı. Pekin yönetiminin hem uzayan savaş nedeniyle gördüğü ekonomik zarar hem de nükleer silahların savaş meydanına sürülebileceği iddiaları nedeniyle gidişattan rahatsız olduğu bilinmekteydi.
Ancak henüz G20 Zirvesi tamamlanmadan rüzgarın yönü tersine döndüğü gibi savaş rüzgarlarını şiddetlendirecek gelişmeler birbirini izlemeye başladı. Moskova’nın yeniden füzelerini ateşlemeye iten ilk adım 14 Kasım’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan geldi.
BM Genel Kurulu az farkla kabul edilse de 73 aleyhte oya karşı 94 lehte oy ile Rusya’nın Ukrayna’ya tazminat ödemesi de dahil, Moskova yönetiminin uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair bir kararı kabul etti. Oylamada 14 ülke çekimser kaldı.
Rusya’nın Dışişleri Bakanı Lavrov tarafından temsil edildiği zirveye açılışından itibaren Ukrayna-Rusya Savaşı damgasını vurdu. Dünyanın gelişmiş 20 ekonomisinin temsilcisi ülke ve devlet başkanlarının hepsi konuşmalarında savaşın bitirilmesi gerektiği yönünde Moskova’ya mesajlar verdiler. G20 sonuç bildirisinin de Rusya’ya yönelik uyarı niteliğinde sert ifadeler içereceği zirvenin başlamasıyla belli oldu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky’nin video konferans yoluyla hitabı ise belli ki Rusya için bardağı taşıran damlaydı. Zelensky, Rusya’yı dünyaya nükleer saldırı şantajı yapmakla suçladığı gibi Moskova ile yeni bir “Minsk Anlaşması” yapmayacaklarını vurguladı. Ukrayna Devlet Başkanı, en azından ateşkes yapmaları yönündeki beklentileri ise “Rusya’nın bekleyip yeniden yığınak yapmasına, yeni bir terör ve istikrarsızlık yaratmasına izin vermeyeceğiz” sözleriyle elinin tersiyle itti.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Zelensky’nin konuşmasını değerlendirirken Ukrayna liderinin müzakereler için sunduğu önerileri “gerçek dışı ve yetersiz” olarak niteledi. Lavrov, Zelensky’nin “Batı’nın tavsiyelerini dinlemediğini” de söyleyerek bir anlamda, müzakere için Kiev yönetimine yapılan telkinleri doğrulamış oldu. Rusya Dışişleri Bakanı Batılı ülkeleri Zelensky’i “hizaya sokmaya” da davet etti.
Lavrov’un bu açıklamalarından kısa süre sonra Ukrayna genelinde hava saldırısı alarmları verilmeye başladı. Rus ordusu Kerç Köprüsü’nün vurulmasına misilleme olarak 10 Ekim’de düzenlediği füze saldırısından daha şiddetli bir füze saldırısına girişti. Ukrayna ordusunun açıklamasına göre yalnızca düşürülen füze sayısı 73, İran yapımı Şahid-136/131 tipi kamikaze dron sayısı ise 10 adetti.
Askeri kaynaklar Rusya’nın 15 Kasım saldırısında kullandığı füze sayısının savaşın ilk günü yani 24 Şubat’taki bombardımanda kullanılandan dahi fazla olabileceğine işaret ediyorlar.
Nitekim ülkenin batı kentlerinde 4, doğu kentlerinde 6 saat süren hava alarmı neticesinde başkent Kiev ile Lviv dahil olmak üzere çok sayıda kent karanlığa gömüldü. İçme suyu sistemleri devre dışı kaldı. Halihazırda enerji alt yapısının yüzde 50’si imha edilmiş olan Ukrayna’nın ayakta kalan son tesislerinin büyük kısmının da ağır hasar gördükleri tahmin ediliyor.
Ancak 15 Kasım’daki füze saldırısının verdiği zarar Ukrayna toprakları ile sınırlı kalmadı. Topraklarının bir kısmı Rus işgali altında olan ve Batı ittifakının güvenlik şemsiyesi altına girmeye çalışan Moldova da bu saldırı neticesinde elektriksiz kaldı.
Daha kötüsü ise 2 Rus füzesinin sınırı aşarak Polonya’nın Przewodow bölgesindeki bir çiftliğe düşerek 2 Polonya vatandaşının yaşamına mal olmasıydı. Bir NATO üyesi ülkenin topraklarına düşen füzeler, ittifakın kolektif savunma felsefesini temsil eden “5. Madde”nin devreye girip girmeyeceği sorusunu gündeme getirdi.
Polonya ordusu, topraklarına füzelerin düşmesi üzerine Tomaszow Lubelski askeri üssünde bulunan uçaklarını havalandırdı. Polonya ulusal güvenlik konseyi toplatı kararı aldı. Estonya, Polonya ile tam bir dayanışma içerisinde olduğunu duyurarak, NATO topraklarının her karışını savunmaya hazır olduklarını duyurdu.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının çok daha basit provokasyonlarla çıktığı hatırlanacak olursa, Ukrayna-Rusya Savaşı tarafların kaynaklarını tüketmelerine bağlı olarak her an barışa olduğu gibi daha şiddetli ve geniş bir alana yayılacak çatışmaya dönüşme potansiyelini de koruyor.