Batılı ülkelerin temsilcilerinden Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefrete kınama mesajı
ABD, Kanada ve birçok Avrupa ülkesiyle AB kurumlarının Müslüman karşıtı nefretle mücadele için görevli temsilcileri, "Yahudi karşıtlığı ve Müslüman karşıtı nefret aynı derecede kınanmalıdır." açıklamasını yaptı.
ABD, Kanada, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Macaristan, Danimarka, Belçika, Norveç, İsveç, Slovenya, Avrupa Birliği (AB) Konseyi, AB Komisyonu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) Müslüman karşıtı nefret ve ayrımcılıkla mücadele koordinatörleri, temsilcileri, özel temsilcileri ve büyükelçileri ortak açıklama yayımladı.
Açıklamada, mevcut jeopolitik bağlamda nefret suçları, nefret söylemi ve sivil özgürlükler ile barışçıl toplanma özgürlüğüne yönelik tehditlerin dünya çapında arttığı hatırlatılarak, "Müslüman ve Yahudi toplumları fiziksel ve sözlü saldırıların hedefi haline gelmiştir. Müslüman ve Yahudi toplumları, internette ve diğer mecralarda kendilerini giderek daha fazla güvensiz ve tehdit altında hissetmektedirler." ifadesi yer aldı.
"Müslüman vatandaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz"
Hiç kimsenin dini, etnik kökeni, cinsiyeti veya milliyeti nedeniyle ırkçılığa, şiddete, susturulmaya veya misillemeye maruz bırakılmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Uluslararası kuruluşlar, terör saldırılarının ardından Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefretin salgın boyutlarına ulaşabileceğini kabul etmiştir. Bu tür gelişmelerden derin endişe duyuyor ve Müslüman vatandaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz." denildi.
Açıklamada, Yahudi karşıtlığıyla mücadele özel temsilcileri ve koordinatörlerinin 7 Kasım'da açıklama yaptığı hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi:
Bu açıklamaya dayanarak, Arap ve Filistinli Hıristiyan grupların üyeleri, Sihler ve diğer ırksal ya da dini azınlıklar dahil olmak üzere, Müslümanlara ve bu gruba mensup olduğu düşünülenlere yönelik her türlü önyargı, ayrımcılık ve nefreti toplu olarak kınıyoruz. Yahudi karşıtlığı ve Müslüman karşıtı nefret aynı derecede kınanmalıdır.
Demokrasimizi ve özgürlüklerimizi doğrudan tehdit eden ve toplumlarımızda yeri olmayan her türlü ayrımcılık ve ırkçılığı şiddetle kınıyoruz. Bu tür olgular, ele alınmadıkları takdirde, toplumlarımızdaki sosyal uyumu tehdit edebilir ve savunmasız toplulukları daha fazla zarara maruz bırakabilir.
Ortak açıklamaya imza atan temsilciler, ibadet yerlerinde, iş yerlerinde, okullarda, evlerde Müslüman toplulukların güvenliğinin sağlanması çağrısında bulundu.
Açıklamada ayrıca "Kamu güvenliği ve kolluk kuvvetlerini, Müslümanlara yönelik nefret suçları ve nefret saikli şiddet olaylarına karşı tetikte olmaya ve ilgili uluslararası ve ulusal kuralları uygulamaya çağırıyoruz." ifadesi yer aldı.