Beşinci Nesil Savaş ve öne çıkan özellikleri
Beşinci nesil savaşlarda medya kitle aldatma için güçlü bir silah olarak kullanılmaktadır.
Savaşların tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için toprak ve eşyaları kullanmaya başlayınca, insanlar arasında her cephede rekabet de başlamıştır.
Zaman geçtikçe insanlar başka şeylerde gelişip yenilik yaparken, savaşlarda kendilerini korumak ve düşmanlarını yok etmek için yeni yöntem ve teknikler de geliştirdiler. Bu yeni teknikler nedeniyle, farklı zaman dilimlerinde farklı savaş türleri ortaya çıktı.
Günümüz dönemi, beşinci nesil savaş dönemi olarak kabul edilmektedir. Bu popüler bir kelimedir ve sıklıkla duyulur. Ancak içeriği hakkında insanlar tam olarak bilgiye sahip değildir.
Savaşlardaki kuşaklar, savaşlarda benimsenen farklı yöntem, araç, teknik ve politikalar anlamına gelir.
Birinci Nesil Savaşlar, iki ordu arasında kılıç ve diğer kısa menzilli silahlarla sadece küçük ölçekte yapılan fiziksel savaşlar olarak kabul edildi. Bu savaşlarda taraflar, sivillerin dahil olmadığı insan yerleşimlerinden uzak alanlarda ordular yüz yüze savaştılar.
İkinci Nesil Savaşlar ise büyük ölçekli silahların ve barutun kullanılması ile başlamıştır. Bu savaşlarda taraflar, ağırlıklı olarak ülke sınırlarda savaştılar ve bu savaşlardan siviller de büyük oranda etkilendi. 1. Dünya Savaşı'nın ikinci nesil savaşların en bariz örneği olduğuna inanılıyor.
Üçüncü Nesil Savaşlarda hava ve deniz kuvvetleri de kullanılmıştır. Özellikle hava kuvvetlerinin müdahalesi nedeniyle sivil nüfus kaybı bu savaşlarda ciddi oranda artmıştır. Üçüncü nesil savaşlarda özellikle medyanın, yani radyo ve gazetenin, asılsız haber yaymak ve kendi ordusunun popülaritesini artırmak amacıyla kullanıldığı görülmüştür. 2. Dünya Savaşı bunun en bariz örneği olarak kabul edilir. 1965 yılında yaşanan Hindistan-Pakistan savaşı da üçüncü nesil savaşların bir başka örneğidir.
Ardından, psikolojik silahların kullanıldığı dördüncü nesil savaş gelmiştir. Bu savaşlarda konvansiyonel savaş yöntemlerinin yanı sıra dini, ekonomik, siyasi ve propaganda savaşı da kullanılmıştır.
Dördüncü nesil savaşlar uzmanlar tarafından; savaş ve siyaset, askerler ve siviller, barış ve çatışma arasındaki çizgilerin bulanıklaşmasıyla karakterize edilmiştir. Medya propaganda için taraf oluşturmak ve kafa karışıklığı yaratmak için kullanılmıştır. Bu savaşlarda sivil gruplar, devletin eğitimli ordularına karşı savaşmak için eğitildi ve finanse edildi. Vekâlet savaşı olarak da adlandırılan dördüncü nesil savaşlar son dönemde neredeyse dünyanın onlarca noktasında yaşanmaktadır. Aynı tekniğe hibrit savaş denir.
Ve tüm bunların ardından, esas olarak kinetik olmayan askeri eylemler yoluyla yürütülen en son nesil olarak adlandırılan Beşinci Nesil Savaş gelmiştir.
Beşinci nesil savaşlarda medya, yanlış bilgi ve yapay zeka gibi teknoloji gibi en son araç ve tekniklerin eklenmesiyle, hibrit savaş başta olmak üzere önceki nesillerin olası tüm tekniklerini kullanır. Buna algı ve bilgi savaşı da denebilir.
Beşinci nesil savaş kavramının ilk kez 2003 yılında Robert Steele tarafından kullanılmasına karşın, akademisyenlerde üzerinde anlaşmaya varılmış bir tanım yoktur. Kim, nerede ve ne olursa olsun hedef alma felsefesiyle çalışır. Sessiz ama hızlı ilerleyen bu savaş şekli neredeyse durmaksızın devam eden bir süreçtir. Bu savaşın ayırt edici özelliği, habersiz ve sınırsız olmasıdır.
Beşinci nesil savaş, herhangi bir toplumun bölünmesini ana hedef olarak alır. Beşinci kuşak savaşlarda, ülkelerine bağlı olmayan, milletini umursamayan politikacılar kullanılmakta veya devlet aleyhine eylemlere girişmek zorunda bırakılmaktadır. Siyasi kargaşa yaratılır ve ekonomik saldırılar önemli bir araçtır.
Devletler bu politikacılar aracılığı ile borçlandırılır. Ancak borç olarak verilen paraların ilerleme veya gelişme için kullanılması engellenir. Tüm bu tür faaliyetler, bir devletin ekonomik gücünü zayıflatır ve güvenilirliğini yok eder. Ekonomi, beşinci nesil savaşta da temel bir hedeftir. Paranın devalüasyonu, yapay mal kıtlığı, ekonomik yaptırımlar gibi ekonomik istikrarsızlık yaratmak, milletleri kendi devletlerine karşı potansiyel düşman haline getirir.
Silahlı kuvvetler, herhangi bir devletin güvenliğinin garantörüdür. Beşinci nesil savaşta en çok silahlı kuvvetler hedef alınır, ancak yöntemi farklıdır. Bu tür savaşlar, hedef ordu ile ulus arasında bir güven boşluğu yaratmayı ve onları demoralize etmeyi içerir. Bunu yapmak için, iç ve dış birçok cephede savaşan hedef ülkenin medyası ve ordusu aracılığıyla çeşitli propaganda kampanyaları başlatılır. Ağır meblağlar ve eğitim verilerek farklı militan gruplar oluşturulur.
Bu tür gruplar bir vekalet savaşı çizgisinde kendi ülkelerine karşı savaşır. Ülke genelinde, savaş halinde olup olmadığının tespit edilmesi güçleşen geniş çapta ve büyüklükte militan ve terörist faaliyetler yürütülür. Savaş halinde olduklarını bilseler bile kime karşı savaşacaklarını belirlemek zordur. Beşinci nesil savaşlarda böyle karmaşık durumlara “Savaş Sisi” denir ve beşinci nesil savaşların benzersiz özelliğidir.
Beşinci nesil savaşlarda medya, insanların zihinlerini hedef almak için birincil araç olarak kullanılmaktadır. Medya kitle aldatma için güçlü bir silah olarak kullanılmaktadır.
Bu savaşlarda ülkenin medya kuruluşları ve/veya medya çalışanları ve önde gelen isimleri aldatıcı, anarşist, kafa karıştırıcı ve moral bozucu şeyler yayınlamak için kullanılır. Hatta satın alındığı veya 'işe' alındığı durumlar olur. Sunucular, yazarlar, sanatçılar ve medya sahipleri, devlet karşıtı materyal yazmak veya yayınlamak için kullanılır. Hatta milletin değer ve inançlarına bile aykırı düşünce ve fikirleri yaymaya çalışırlar.
Bu kişiler, sansasyon yaratmak için olmayan konuları vurgularlar. Genellikle onurlu kişiliklerle, fikirlerle alay ederler. Hedeflenen ulusta bir karışıklık ve çatışma durumu yaratmak ve bölmektir.
Sosyal medya da, beşinci nesil savaşın baskın bir aracı ve silahı olarak da ortaya çıkmıştır. Buna diğer bir ifade ile bu savaşın "Siber cephesi" denir ve bu cepheden geçenlere "siber kuvvet" denir.
Beşinci nesil savaşların benzersiz özelliği ise kimin planına göre gerçekleştiğini bilmenin çok zor olmasıdır.
Overseas Development Institute'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.