The Financial Times: NATO üyesi Türkiye'nin Afrika'da etkisi artıyor
Türkiye'nin Somali-Etiyopya arabulucuğu Afrika'daki etkisinin nasıl arttığının altını çiziyor. Türkiye; yumuşak güç unsurlarından savunma sanayi hamlelerine kadar çok sayıda başlıkta Afrika'da güçlü bir oyuncu olarak konumlanıyor.
İngiltere merkezli yayın organlarından The Financial Times'da, Türkiye'nin Afrika'daki hamlelerinin ve kıtadaki yükselişinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin bir NATO üyesi olarak Afrika'daki Çin ve Rusya gibi ülkelerin rekabet alanında öne çıkan bir güç haline geldiğine dikkat çekilen analizde, Türkiye'nin yumuşak güç unsurlarından savunma sanayi hamlelerine kadar çok sayıda başlıkta kendisini, Afrika'da güçlü bir oyuncu olarak konumlandırdığı tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin Afrika devletleri arasında güvenlik ve askeri anlamda cazibe merkezi haline gelmesindeki en önemli unsurun Bayraktar TB2 insansız hava araçları olduğu tespitine yer verildi.
İşte The Financial Times'da yayınlanan analiz:
Doğu Afrika'da bir savaşın fitilini ateşlemekle tehdit eden sorunları sona erdirmeyi amaçlayan Somalili ve Etiyopyalı diplomatlar, geçtiğimiz günlerde Türkiye'nin başkenti Ankara'da bir araya geldi.
Üst düzey bir Türk diplomat, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın müzakerelere hakemlik ettiğini ve her bir heyeti yüz yüze görüşmeler için bir araya getirmeden önce bakanlığında ayrı odalarda ağırladığını açıkladı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, denize kıyısı olmayan Etiyopya'nın Ocak ayında Somaliland'ın bir bölgesinde deniz üssü inşa etmek için anlaşmaya varmasının ardından iki ülkenin arasını düzeltmek için lobi yaptı.
Ankara'nın Mogadişu ve Addis Ababa arasında önümüzdeki ay devam edecek olan görüşmelerde arabuluculuk rolü, Türkiye'nin Afrika'daki etkisinin son yirmi yılda nasıl arttığının altını çiziyor.
Türk yönetiminin güçlü siyasi, ticari ve güvenlik ittifakları kurma hamleleri; Çin ve ABD gibi pek çok ülkenin bölgede kendi etkilerini göstermeye çalıştığı bir dönemde Türkiye'nin kendisini güçlü bir oyuncu olarak konumlandırmasını sağladı.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi'nden Elem Eyrice-Tepeciklioğlu yaptığı değerlendirmede;
“Türkiye'nin Afrika'da artan etkisi, dış politika seçeneklerini çeşitlendirme, bölgesel güç iddialarını yansıtma ve bölgesel ve küresel meselelerde daha büyük bir rol oynama arzusuyla ilgilidir”
ifadelerini kullandı.
Türkiye 2003 yılından bu yana Afrika'daki büyükelçilik sayısını neredeyse dört katına çıkararak 44'e yükseltti.
Türkiye ayrıca bu dönemde, kıtanın savunma sektöründe önemli bir aktör haline geldi ve İstanbul'u çok az sayıda uluslararası havayolu şirketinin hizmet verdiği düzinelerce Afrika şehrine bağladı.
Bir Alman düşünce kuruluşu olan Konrad Adenauer Vakfı'nın Sahel Programı Direktörü Ulf Laessing;
“Türkiye; Afrika'yı Türk dış politikası için bir öncelik ilan ederek zemin hazırladı.”
değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin son birkaç yılda hızla artan etkisi özellikle Sahra'nın güneyindeki yarı kurak şerit olan Sahel'de öne çıktı.
Orta güçler olarak adlandırılan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle birlikte Türkiye, bu bölgedeki teröristlerin ve isyancı grupların saldırılarının ardından Sahel bölgesindeki nüfuzunu arttırdı.
Eski bir CIA yetkilisi olan ve şu anda Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi adlı düşünce kuruluşunda çalışan Cameron Hudson, Afrika'nın birden fazla yabancının nüfuz için yarıştığı “daha rekabetçi bir yer” haline geldiğini belirtti.
Hudson;
“Afrika ülkeleri on yıllar boyunca kıtadaki Fransız, İngiliz ya da Amerikan müdahalesinden soğudu. Bu durum nedeiyle artık bölge ülkeleri alternatiflere yöneliyor ve orta güçteki ülkelerle yeni fırsatlara ve ortaklara yöneliyorlar.”
tespitinde bulundu.
Analistlere göre Türkiye'nin Afrika'da yerleşme stratejisi ilk olarak 2011'de önemli değişimler geçirdi. Türk işletmelerinin kıtanın yükselen ekonomik gücünden faydalanmak istemesi ve Ankara'nın nüfuzunu yakın çevresinin ötesine genişletme hedefi bu hamleyi tetikledi.
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan Somali'ye, ülkede yaşanan büyük bir kıtlığın pençesindeyken gitti ve neredeyse yirmi yıldır bu ülkeyi ziyaret eden ilk Afrikalı olmayan lider oldu.
Erdoğan, Somali'nin başkenti Mogadişu'nun havaalanı, limanı ve caddelerinde dalgalanan Türk bayraklarıyla coşkulu bir şekilde karşılandı.
Şık bir takım elbise giyen ve eşi ile bir grup bakanın eşlik ettiği Erdoğan, havan topu patlamaları nedeniyle zarar gören sokakları gezdi ve diğer ülkeleri yardım etmeye çağırdı.
Erdoğan ziyareti sırasında;
“Burada yaşanan trajedi, medeniyet ve çağdaş değerler için bir sınavdır”
ifadelerini kullandı.
FT'ye konuşan Türk diplomat, Erdoğan'ın 2011 gezisini;
“Türklerin Afrika ile gerçekten çalıştığını tüm kıtaya gösteren bir örnek.”
olarak tanımladı.
Ziyaretin Somali üzerindeki etkisi beklenmedik şekillerde uzun süreli oldu. Örnek olarak “İstanbul” ismi ülkede en .ok verilen kız ismi haline geldi.
Ticari ve kültürel bağlar
Türkiye, Ankara'nın öncülük ettiği ve genellikle Türk şirketleriyle birlikte yürüttüğü ticari, güvenlik, diplomatik ve dini çabaların bir karışımıyla Afrika'daki varlığını hissettirmeye devam ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'na göre Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret geçen yıl, 2013'e kıyasla neredeyse yüzde 50 artarak 32 milyar dolara ulaştı.
Türk müteahhitler ayrıca Nijer gibi batılı meslektaşlarının güvenlik riskleri nedeniyle genellikle uzak durduğu ülkeler de dahil olmak üzere havaalanı ve otel gibi en az 1.800 altyapı projesinde çalıştı.
Türkiye, Afrika'da kalpleri ve zihinleri kazanmasına yardımcı olacak yumuşak güç girişimlerine de yatırım yaptı ve bazen ortak kültür ve dini unsurlara yatırım yaptı.
Türkiye; Gana'nın başkenti Akra'da İstanbul'un ikonik Sultanahmet Camii tarzında büyük bir ulusal cami inşa etmek için yaklaşık 10 yıl harcadı.
Türkiye ayrıca; Mali, Cibuti, Sudan ve başka yerlerde de başka camiler inşaa etti.
Somali gibi noktalarda ise; Türkiye'nin inşa ettiği okul ve hastaneler bulunuyor ve yetenekli Afrikalı öğrencilere Türkiye'de eğitim alma fırsatı sunan burs programları sunuluyor.
Türkiye'nin devlet yayın kuruluşu TRT geçen yıl İngilizce, Fransızca, Svahili ve Hausa dillerinde yayın yapan bir Afrika haber servisi başlattı.
Bu arada, devlet destekli havayolu şirketi Türk Hava Yolları, analiz firması Cirium'un Ağustos ayı uçuş verilerine göre, şu anda Afrikalı olmayan diğer tüm havayolu şirketlerinden daha fazla Afrika noktasına hizmet veriyor.
Türkiye ayrıca birçok Afrika ülkesine yönelik vize kısıtlamalarını gevşeterek, özellikle Sahel ülkelerinden gelen orta ve üst sınıf vatandaşların iş, eğlence ve tıbbi ihtiyaçlar için Türkiye'yi ziyaret etmelerini sağladı.
Savunma sanayi hamleleri
Ancak Türkiye'nin Afrika'daki etkisinin en büyük göstergesi güvenlik ittifakları üzerinden olmuştur.
Ankara, Sahel'deki Nijer'den kıtanın doğusundaki Somali ve Etiyopya'ya kadar çeşitli ülkelerle bağlar geliştirdi ve savaş alanlarında etkili olduğunu kanıtlayan etkili ancak ucuz insansız hava araçlarının tedarikçisi olarak öne çıktı.
Analistler ve eleştirmenler, Türk insansız hava araçlarının bölge ülkeleri için giderek daha fazla cazip hale geldiğini söylüyorlar.
Bayraktar TB2 insansız hava araçları, Türkiye'nin Afrika devletlerine yönelik askeri cazibe merkezi haline gelmesinin en önemli ayağı haline geldi.
Bayraktar TB2 insansız hava araçları, Türk savunma şirketi olan Baykar tarafından üretiliyor. Ve Mali, Nijer, Etiyopya ve çok sayıda diğer ülkenin cephaneliklerinde artık bu insansız hava araçları yerini almış durumda.
Ankara'daki Sosyal Bilimler Üniversitesi'nden Tepeciklioğlu'na göre Türkiye ayrıca Afrika ülkelerine küçük silahlar, mayın temizleme araçları, zırhlı araçlar ve helikopterler de satıyor ve savunma bağlarını güçlendiriyor.
Türkiye'nin bağlantıları silah satışının da ötesine geçiyor.
FT'ye konuşan Türk diplomat;
“Neredeyse tüm Afrika ülkeleriyle güvenlik ve savunma işbirliğimiz artıyor. Türkiye, ulusal ordularını kurma ve güvenlik sektöründe reform yapma konusunda Somalili yetkililerle çok yakın çalışıyor ve gerekirse eğitim veriyor.”
değerlendirmesinde bulunuyor.
Somali ile bağların derinleştiğine dair diğer işaretler arasında Türkiye'nin, Somali kıyılarında petrol ve gaz rezervi aramak üzere gemi göndermesi de yer alıyor.