Bestekar ve piyasalar: Makam-ı Falset
Sonat eserler icra etmek zordur. Zira söz yoktur. Orkestra bu müzik yapıtını icra eder. Siz de dinlersiniz. Ama kritik öneme haiz bir hususu gözden kaçırmamak gerek.
Orkestrada senkronizasyon çok önemlidir. Bir an bile çatlak bir ses çıkması öncesinde büyük emek harcanan tüm çabaları yerle yeksan eder. Dolayısıyla üflemeli, vurmalı, yaylı çalgılar orkestra şefi eşliğinde büyük bir eseri; minimum hata ile icra etmekle yükümlüdür.
Ekonomi de tıpkı böyledir. Aktörler bellidir. Bestekar, orkestra şefi, orkestra ve pek tabi müzikseverler... Büyük bir bestekârın eseri; orkestra şefinin öncülüğünde senfoni orkestrası tarafından icra edilir. Tabi bizim gibi ülkelerde bu roller zaman zaman karışabiliyor. Bazıları bestekar olma hevesinde, bazı dinleyiciler ise dünyanın ilk orkestra şefi olarak bilinen Fransa Kralı 14. Lois’in şefi Jean Baptiste Lully edasıyla “Anlamıyorsunuz Ekonomiden” naralarıyla lümpen açıklamalarda bulunur. Bazıları daha da ileri giderek “Ne beste ne de güfte biliyorsunuz” diyecek kadar da XXL bir özgüvene sahiptir. Öyle ki geç bakalım sizin dediğiniz makamdan çalalım buyurun dendiğinde ise önce “haa şöyle” der, ama istenen netice oluşmayınca da “orkestra kötü ben ne yapayım. Bunlar önceki şefin müzisyenleri” der. Hülasa bizde herkes futboldan anladığı gibi ekonomiden de cüretkâr seviyede anlar.
Hâlbuki bestekâr 30 yılda 17 beste yapmış. Bu besteler dilden dile dolaşmış, milyonlar dinlemiş, müziğin tarihine damga vurmuş ama heyhat ne fayda! Sorsanız bestekâr başarılı değil, ne şef kaliteli ne de müzisyenler... Tabi ki varsa eksikler eleştirelim, eyvallah lakin 30 yıldır 17 başarılı besteyle dinleyicilerin gönlünde taht kurmuş bestekâra bir zahmet saygı duyalım! E bu saygı da olmazsa; o zaman anlıyorsunuz ki kulağı batı müziği dışında bir melodiye tahammülü ya da alışkanlığı olmayanlara farklı olanı beğendirmek zor. 1,3 trilyon zarar eden, bütçesi 1,7 trilyon dolar açık veren, kamu borcu 30 trilyon doları aşmış, hatta hasılasını da aşmış Powell şefin yönettiği FED Senfoni Orkestrasını hayranlıkla dinler. Tınısı bilinçaltındadır çünkü! Siz ne yaparsanız yapın falset bir bakış sizi sürtone, detone olmakla itham edecektir.
Batı müziğinden inleyen nağmeler
Bir yargı krizi... Arkasından nağmeler... Neymiş efendim “bu bir yargı krizi ekonomideki enflasyonla mücadele programı, yurt dışından kaynak arayışı ya da yabancı sermaye girişi beklentisi bitti. Tükendik. Şimdi ne yapacağız! Hanı, hamamı, tellallığı seviyoruz ama felaket tellallığını! Şaka bir yana yargı kararları ekonomide etkili mi? Evet ama yandık bittik değil tabi zira sermaye önce yasayı değil karı sever. 2007'de 22 milyar dolar doğrudan dış kaynak girişi vardı ve o sene Ergenekon hadisesi başlamıştı. Bugünkünden daha mı azdı da yargı tartışmaları sermaye bugün gelmiyor? Çin yoğun bir hukuk ve adalet devleti mi de en fazla yabancı sermaye girişi oluyor? Diye sorarlar adama! Geçelim. Ne diyor sıcak para ağaları, “Hem kuru hem de faizi daha da yükselt ki hem girerken hem de alırken kazanalım.”
Neyse.
Enflasyonu çözmek için maalesef ki sadece ücret ve fiyat kontrolü yeterli değil. İthal girdisi ve enflasyonu yüksek ekonomilerde dezenflasyon ve büyüme arasındaki dengeyi sağlamak için yapısal çözümlere ihtiyaç var. Sonuçta ancak böyle güven ortamı oluşur, yabancı sermaye girişi başlar. Enflasyon beklentileri ve cari açık hala kritik seviyede yüksek... Bu da TL üzerinde baskıyı devam ettiriyor. Hurmalar ve politik riskler stabilizasyonu engelliyor.
Gelelim Borsaya...
Resmen bir öykü yazıldı. Mayıs 2023 tarihinden bu yana kadar 4500’lerden 8000 küsurlara gelen bir Borsa İstanbul... Kasım ayının ilk 10 gününde Yabancı yatırımcının 7 milyon dolarlık bir hisse alımı var ama tabi çok daha dikkat çekici bir husus var! Aynı hafta içerisinde 131 milyon dolarlık tahvil alımı gerçekleştirdi.
CDS primi son üç yılın en düşük seviyesine geriledi. Neden uluslararası piyasalar yeni ekonomi yönetimi ve attığı adımları kendi lisanında normalleşme olarak okuyor. KKM 130 milyar dolardan 100 milyar dolarlara doğru eriyor. KKM erirken de rezervler düşmüyor aksine yükseliyor. Kur da oldukça stabil devam ediyor. Burada gözler kulaklar 300 ün altı zira 300 altı yatırım yapılabilir seviye demek.
TCMB Faizi Perşembe günü ne olur?
%8,5 lerden %35 lere gelen bir politika faizi var. Perşembe günü para politikası kurulu kararı var. Beklenti 250 BP lik bir artış medyan piyasa beklentisi. Beklentiler doğrultusunda gelmesi piyasada olumlu karşılanır.
Geçtiğimiz hafta Borsa İstanbul’da küçük küçük ama kademeli şekilde bir toparlama gördüğümüzü ifade edelim. Tabi kademeli yükseliş sürüyor fakat işlem hacmi son yıllarda alıştıklarımızdan çok zayıf bir işlem hacmi sürüyor. Geçtiğimiz hafta bugün borsa İstanbul’da %2’nin üzerinde düşüş oldu. Fitch ve Citibank’ın Türk bankaları için yazdıkları raporlar ve açıklamalar özellikle banka hisselerinde ciddi satışa sebep oldu.
Fitch ve Citibank’a göre Türkiye’de ekonomi daralacak, daralınca tabi krediler de azalacak haliyle bu da banka karlarını zayıflatacak dolayısıyla bankacılık hisselerine ilişkin görünümü negatifleştirdiler. Bu da banka hisselerine satış getirdi. Haftabaşı bu negatif görünümü dağıtan THY oldu. Airbus ile yapılan anlaşma ciddi talep getirdi THY hisselerine.
Salı günü ABD’den gelen olumlu rakamları karşıladık. Enflasyon tarafında beklentilerin manşet tarafta beklenenden daha düşük bir geri çekilme gördük. Çekirdek enflasyonun değişmeyeceği beklenirken orada da düşüş gelince piyasa artık Fed faiz düşürme sürecine 2024 ilk yarısı girer diye yorumladı ve risk iştahı ciddi arttı. Küreseldeki bu olumlu gelişmeler bize de olumlu yansıyor.
Küresel finans şirketlerinin Türk tahvillerine ilişkin açıklamaları peş peşe geldi. Özellikle uzun vadeli tahvillerin cazip olmaya başladığını kısa vadeliler için ise bir miktar daha faiz artışı gerektiğini söylediler. 2024 ün en cazip yatırım aracı bizim tahviller olacak gibi görünüyor.
Perşembe yılın son finansal istikrar raporu açıklandı.
Bankacılık sektörüne dair raporda çok önemli ve güven veren atıflar vardı. Bu güven veren açıklamalar haftaya satışla başlayan bankalara alım getirdi. Güçlü bir işlem hacmi gelmeden hisse bazlı düşüş ve yükselişleri görmeye devam edeceğiz. 7800 üstü kapanışlar olumlu. Tepki alımlarının güçlü olacağı bir hafta olacak gibi. 8000 üstüne endeks kendini atmadıkça tedirginlik sürecek. İşlem hacmi artmadıkça endişeler sürecek. Dolayısıyla alımları daha çok endeks yönlü değil de makroekonomik gelişmelere göre hisse bazlı görmek mümkün olacak.
Bizim endeksi buralara getiren ana bir senaryomuz vardı. O da borsa dışında enflasyona yakın yahut enflasyon üstü getiri sağlayan bir yatırım aracı olmamasıydı. Ama mevduat faizlerindeki bu yükseliş borsadaki işlem hacmi zayıflığının en temel nedenlerinden biri %45’lere gelmiş mevduat faizleri. Ha keza her geçen faiz artış sürecinde tahvillere olan ilgi artıyor. O yöne doğru da bir kayış söz konusu. Bir başka sebep de jeopolitik riskler.