BRAC Institute of Development: Tahıl anlaşmasının askıya alınması dünya için nasıl sonuçlar doğuracak?

Rusya'nın tahıl anlaşmasını askıya alması nedeni ile çok sayıda ülke, temel gıdalarda kıtlıkla karşı karşıya. Dünya, gıdanın jeopolitik alanda nasıl bir silah olarak kullanılabileceğini test ediyor.

1. resim

Rusya, Karadeniz bölgesindeki tahıl anlaşmasından çekilmesinin ardından Ukrayna limanlarına bir dizi insansız hava aracı saldırısı başlatarak ülkenin gıda ihracatına yönelik saldırılarını tırmandırdı.

Bu gelişmeler ise şüphesiz, devam eden çatışma nedeniyle küresel gıda arzının önemli bir yüzdesinin yeniden kesintiye uğrayabileceği yönündeki endişeleri arttırdı.

Ukrayna dünyanın önde gelen tahıl ihracatçılarından biri olarak biliniyor. Bu tahılın başlangıçta Afrika, Çin ve İsrail gibi çeşitli ülkelere ihraç edilmesi amaçlanıyordu. Ukrayna, tahılın küçük teknelerle taşınması için Tuna güzergahını kullanmaktadır. Bu tekneler genellikle Romanya'ya gitmekte ve buradan da küresel gıda dağıtımı için daha büyük deniz taşıtlarına aktarılmaktadır. Liman kenti, Rusya'nın bir önceki ay ihracat anlaşmasından çekilmesinin ardından ülkenin Karadeniz tahıl ihracatı için kalan tek kanal olarak hizmet veriyordu.

Rusya'nın Ukrayna'nın Karadeniz limanlarındaki deniz ticaretine uyguladığı ambargonun yol açtığı aksaklıklar göz önüne alındığında, Romanya'dan nehrin karşı kıyısında yer alan liman, Ukrayna'nın tahıl ihracatı için ana alternatif güzergah olarak hizmet veriyor.

Söz konusu ihracat, Batılı ülkelerin Moskova'nın dünya gıda arzını tehlikeye atarak baltalamaya çalıştığını iddia ettiği yaptırımlardan muaf hale geldi. Rusya Federasyonu'nun, hepsi de Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü üyesi olan Romanya, Bulgaristan ve Türkiye'nin karasuları da dahil olmak üzere Karadeniz'in batı bölgesine yönelik önemli bir tehdit oluşturma kapasitesi azalmıştır.

Rusya, 2022 yılında Ukrayna limanlarına yönelik savaş ablukasını hafifleten tahıl anlaşmasını yenilemeyi reddetmesinin ardından iki haftayı aşan bir süre boyunca tarım ve liman altyapısına yönelik ciddi saldırılarda bulundu.

Tahıl anlaşmasından çekilmelerinin ardından tarafların, dokuz gün süren bir dizi saldırıda 26 liman tesisini, beş sivil tekneyi ve yaklaşık 180.000 ton tahılı hedef aldığı iddia ediliyor.

Ukrayna'nın güneyindeki son hava saldırılarında tahıl siloları, bir deniz terminali ve liman idare binaları da dâhil olmak üzere çeşitli yerler hedef alındı. Bu operasyonlar İran menşeli Shahed-136 insansız hava araçları kullanılarak gerçekleştirildi. Gece saldırısı sırasında Ukrayna'nın güney bölgesinde toplam 11 insansız hava aracı etkisiz hale getirilirken, ülke genelinde ise toplam 23 insansız hava aracının düşürüldüğü açıklandı.

Bununla birlikte, son gelişmeler Rusya'nın Ukrayna'nın Tuna Nehri boyunca Romanya'nın yanında yer alan başlıca iç limanına da bir saldırı başlattığını gösteriyor. Rusya, Ukrayna'nın tahıl ihracatını engelleme çabalarını yoğunlaştırırken, bu saldırgan eylem zaten yükselmekte olan küresel gıda fiyatlarını daha da arttırdı.

Karadeniz anlaşmasından çekildiğinden bu yana Rusya, Odesa ve diğer önemli tahıl ihracat merkezlerini ısrarla hedef almakta ve Ukrayna'nın daha önce güvenli bir şekilde gerçekleştirdiği tarım ürünleri ihracatını sekteye uğratmaktadır.

Karadeniz'in kapanması ışığında Kiev, Tuna Nehri üzerinden tahıl taşımacılığını arttırmak için çaba sarf ediyor. Tuna Nehri limanları tahıl ihracatının yaklaşık %25'inden sorumluydu. Ancak Rusya'nın Karadeniz anlaşmasından çekilmesiyle birlikte bu limanlar birincil nakliye rotası olarak ortaya çıktı. Tahıl artık mavnalara yüklenerek Romanya'nın Karadeniz limanı Köstence'ye taşınıyor ve buradan da nihai varış noktalarına gönderiliyor.

Saldırıların amacı şüphesiz ki, nakliyecileri ve onların sigorta şirketlerini Ukrayna limanlarının ihracat faaliyetlerine başlamak için yeterince güvenli olmadığına ikna ederek Rusya'nın ambargosunu etkin hale getirmektir.

Rusya'nın Ukrayna limanlarına ve tarımsal altyapısına yönelik son saldırıları, Kremlin'in Karadeniz Tahıl Girişimi'ni genişletmeme yönündeki stratejik kararının bir devamı olarak görülebilir. Devam eden saldırılara rağmen Rusya, Batılı ülkelerin bir Rus tarım bankası ile Swift uluslararası ödeme sistemi arasında yeniden bağlantı kurulmasının yanı sıra Rus amonyak ihracatının kolaylaştırılmasını da içeren şartlarını yerine getirmesi koşuluyla anlaşmaya yeniden katılma niyetini ifade etti.

Diğer yandan; Romanya'nın Karadeniz limanı sınırı yakınlarındaki saldırılar Rusya ile NATO arasındaki askeri gerilimi daha da arttırdı.

Geçtiğimiz hafta NATO ve Ukrayna, Rusya'nın yarattığı tehlikelere bir tepki olarak Karadeniz üzerindeki gözetleme uçaklarının uçuş sıklığını arttırma konusunda anlaşmaya vardı. Ayrıca Rusya, ticari gemiler için risk oluşturmayı amaçlayan daha geniş bir stratejinin bir parçası olarak kısa bir süre önce Karadeniz'in güneyine bir savaş gemisi konuşlandırdı.

Çatışmanın başlamasından bu yana Avrupa Birliği, Ukrayna mallarının Avrupa üzerinden ihracatını kolaylaştırmak için üç adet "dayanışma hattı" oluşturdu. Bunun ardından, Ukrayna'dan bu ulaşım kanalları aracılığıyla taşınan büyük miktarda tahıl, yağlı tohum ve ilgili mallar 41 milyon metrik tona ulaşarak Karadeniz Tahıl Girişimi kapsamında ihraç edilen 33 milyon tonu aştı.

AB, Polonya'nın Baltık Denizi limanlarına bir kara koridoru oluşturarak Ukrayna'ya yardımcı olmaya çalıştı ve gıda ihracatının bir kısmının dünyanın geri kalanına ulaşmasını sağladı. Ancak bu güzergah Karadeniz'den doğrudan deniz yoluna göre daha yavaş, daha pahalı ve sabotajlara karşı daha savunmasız.

Rusya'nın Ukrayna'nın Karadeniz limanına düzenlediği saldırı ise dünyanın en büyük tarım ihracatçılarından birinin tahıl ve diğer gıda maddeleri tedarikini sekteye uğratarak küresel gıda krizini daha da derinleştirdi.

Ukrayna önemli bir buğday, mısır, arpa ve ayçiçek yağı üreticisi ve ihracatı özellikle Afrika ve Asya'daki pek çok ülke için hayati önem taşıyor.

BM'ye göre, Rusya'nın ablukası ve limanlarına yönelik bombardımanı nedeniyle yaklaşık 25 milyon ton tahıl Ukrayna'da mahsur kalmış durumda. Bu durum küresel gıda fiyatlarının yükselmesine ve milyonlarca insan için açlık ve yetersiz beslenme riskinin artmasına neden oldu.

Durum özellikle Mısır, Bangladeş, Endonezya ve Fas gibi Ukrayna'dan gıda ithalatına bağımlı ülkeler için vahimdir. Bu ülkeler ekmek, pirinç ve yemeklik yağ gibi temel gıdalarda kıtlıkla karşı karşıya ve alternatif kaynaklar bulmak için sınırlı seçenekleri var.

Rusya'nın saldırısı ve ardından Birleşmiş Milletler ve Türkiye'nin arabuluculuğunda daha önce üzerinde anlaşmaya varılan bir anlaşmadan çekilmesinin ardından BM, dünyanın ekonomik açıdan en az gelişmiş ülkelerinde gıda krizi potansiyeli konusunda farkındalık yarattı. Gıda krizine karşı küresel bir müdahale çağrısında bulunan BM, Rusya'yı Ukrayna limanlarına yönelik saldırılarını durdurmaya ve uluslararası hukukun insani ilkelerine saygı göstermeye davet etti. BM ayrıca krizden en çok etkilenen ülke ve bölgelere acil gıda yardımı sağlanması için daha fazla fon ve yardım çağrısında bulundu. Bununla birlikte, Rusya askeri saldırganlığını tırmandırmaya ve uluslararası baskıya meydan okumaya devam ettiği için çatışmanın barışçıl bir şekilde çözülmesi ihtimali belirsizliğini korumaktadır.

Sonuç olarak, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısından kaynaklanan gıda krizi, hem insani bir felaket hem de dünya çapında barış ve güvenliğe yönelik önemli bir tehdit olmaya devam ediyor.

Bu durum; gıdanın jeopolitik alanda nasıl bir silah olarak kullanılabileceğini ve dünyanın gıda tedarik zincirlerindeki aksaklıklara karşı ne kadar savunmasız olduğunu göstermektedir. Ayrıca, tüm insanlar için gıda güvenliğinin sağlanması amacıyla ülkeler arasında daha fazla işbirliği ve dayanışmaya duyulan ihtiyacı da vurgulamaktadır.

Tartışma