Breaking Defence: Türk halkı seçimlerde, ülkenin geleceğine karar vermekten daha fazlasını yapacak

Türk halkı 14 Mayıs'ta, sadece Türkiye'nin geleceğini değil, İsveç'in NATO ile ilgili geleceğini de belirleyecek. Şu anda üç senaryo var. Ancak İsveç için en basit çözüm, Erdoğan'ın iktidarı kaybetmesi olacak.

1. resim

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO ve İsveç politikalarına dair, Türkiye içerisinde geniş bir kabul var.

Bu aynı zamanda, Türk halkının 14 Mayıs'ta sandık başına gittiğinde, sadece ülkenin iç geleceğine dair karar vermekten daha fazlasını yapacağı anlamına geliyor. Yani halk muhtemelen, İsveç'in NATO ile ilgili geleceğini de belirleyecek.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden kısa bir süre sonra, Finlandiya ve İsveç onlarca yıllık askeri tarafsızlıktan vazgeçtiler ve ABD önderliğindeki savunma ittifakına katılmak için başvurdular.

Ancak Erdoğan, Ankara'nın yasadışı "Kürt" militanlarla ve 2016'daki başarısız darbe girişimiyle bağlantılı olduğu düzinelerce zanlıyı iade etmesini talep ederek, beklenmedik bir şekilde bu ülkelerin NATO girişimlerini engelledi.

Erdoğan, Kuzey ülkelerinden Türkiye'ye uygulanan resmi ve gayri resmi silah ambargolarını kaldırmalarını da istedi.

İki ülke, özellikle Haziran ayında Türkiye ile bir mutabakat zaptı imzaladıktan ve Ankara'ya yönelik silah ambargosunu sona erdirdi ve sonra sorunu çözmek için bazı adımlar attı, ancak 2022'nin sonuna kadar oyalandı.

Ardından Erdoğan yine birdenbire Finlandiya'nın üyeliğine karşı tavrını, gerekli adımları attıklarını söyleyerek bıraktı. NATO üyeleri hızlı hareket ederek Finlandiya'nın 4 Nisan'da ittifaka katılmasına izin verdi. Ancak İsveç, NATO'nun dışında kaldı.

Ancak NATO çevrelerinde seçimden sonra her şeyin değişebileceğine dair bir iyimserlik var.

Örnek olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg;

"İsveç'in Temmuz ayında yapılacak olan Vilnius Zirvesi'ne kadar NATO'nun bir üyesi olacağını tahmin ediyoruz."

açıklamasında bulundu.

Ancak Erdoğan'ın iktidarda kalıp kalmayacağı ve ne kadar kalacağı, İsveç'in hedefi için sonraki adımları belirleyebilir.

Oyunda üç senaryo var: Erdoğan kazanır, Erdoğan kaybeder ya da bölünmüş bir hükümet ortaya çıkar ve her birinin İsveç sorunu üzerinde kendi olası etkileri olur.

Ancak İsveç için en basit çözüm, Erdoğan'ın iktidar kontrolünü kaybetmesi olacaktır.

Nisan ayında yapılan 10 anketi, Türk muhalefetinin ortak cumhurbaşkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçimlerin ilk turunda üç puan farkla önde olduğunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu'nun ikinci tur bir oylamaya gitmesi ise galip çıkma olasılığını artıyor.

Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanı Ünal Çeviköz, geçen yıldan bu yana halka açık çeşitli konuşmalarda Kılıçdaroğlu'nun ve partisi CHP'nin İsveç'in NATO üyeliğini esas olarak desteklediğini söyledi. Çevikoz, Mart ayında bir meclis konuşmasında, partisinin İsveç'in Türkiye'nin endişelerini gidermek için attığı adımlara saygı duyduğunu söyledi.

Çeviköz;

"Tüm bu adımların sonucunda gelecekte Türkiye-İsveç dostluğunu zedelemeyecek bir gelişme olacağını umuyoruz. İsveç'in NATO üyesi olması, olumlu bir ilerleme olacaktır."

açıklamasında bulundu.

Çeviköz geçen hafta da ABD basınına, Kılıçdaroğlu'nun galip çıkması halinde İsveç'in teklifinin 11-12 Temmuz'da Vilnius'ta yapılacak NATO zirvesinden önce onaylanabileceğini söyledi

Eski bir Türk diplomatı ve Brüksel'deki Carnegie Europe'un kıdemli uzmanlarından olan Sinan Ülgen, Kılıçdaroğlu'nun 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci turda seçimleri kazanması durumunda, yeni oluşacak meclisin, Vilnius Zirvesi'ne kadar onay sürecini tamamlaması için yeterli zamanının kalmayacağını kaydediyor.

Ancak uzman, yeni hükümetin İsveç için hala bir yol açabileceğini düşünüyor. Ülgen;

“Yeni hükümet, İsveç'in başvurusunu mümkün olan en kısa sürede onaylayacağını söyleyen resmi bir taahhütle Vilnius'a gidebilir ve bu politik olarak yeterli olabilir."

ifadelerini kullanıyor.

Daha karmaşık bir senaryo olarak ise, Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olduğu ancak Erdoğan'ın parlamentodaki çoğunluğu elinde tuttuğu bölünmüş bir yapı olabilir.

Ülgen, "Bu durumda, yeni hükümetin Erdoğan liderliğindeki siyasi ittifakı süreci tamamlamaya ikna etmesi gerekecek" tespitini paylaşıyor. Ancak bunun nasıl sonuçlanacağının kimse tarafından tahmin edilemeyeceğini belirtiyor.

Peki Erdoğan cumhurbaşkanlığını sürdürürse ne olur?

Ülgen'e göre Erdoğan; İsveç'in üyeliğini sonsuza kadar engelleyemeyeceği için, Sotckholm için tüm umutlar kaybolmayacak. Özellikle de diğer NATO müttefiklerini ne kadar kızdırdığı ve bunun sonucunda ABD'den kaynaklanan ekonomik etki riski ile karşı karşıya kabilme ihtimali düiünüldüğünde.

Türk hükümetinin düşünceleri hakkında bilgisi olan bir uzman ise Breaking Defence için yaptığı değerlendirmede, Erdoğan'ın iktidarda kalması halinde, terörle mücadele çabalarında İsveç'ten yeni adımlar görmek isteyeceğini belirtiyor.

Diğer yandan Erdoğan seçimleri geride bıraktıktan sonra, gerilimi tırmandırmak yerine Batı ile ilişkileri onarmakla daha çok şey kazanacağına karar verebilir.

Tartışma