Burak Erdoğan'ın gemisi İsrail'e ticaret mi yapıyor? Arka planda ne var?

Türkiye son günlerde çok derin fakat sıradan bir gerçek gibi gösterilmeye çalışılan bir algı operasyonuna daha şahit oldu. Detaylarını yazdık.

1. resim

Yine sosyal medya üzerinden yeni bir suni gündemle Türkiye kamuoyuna çelme takma çabasını izledik.

Dünya, insanlığın gözü önünde en büyük soykırımlardan birini yaşarken, Türkiye’nin içine sızdırılmış FETÖ ve işbirlikçileri yine görevlerini icra ediyorlar.

Tetikçiliğin bir meslek biçimi olduğunu kabul ettiğimizde, olayların döngüsü hep bir gruba çıkıyor: FETÖ

Devletin kılcal damarlarına sızmakla kalmamış, diğer terör örgütlerinin de içerisinde kendisine vücut bulmuş bu örgütün neler yapabileceğini yakın tarihimizde bizzat gördük ve yaşadık.

Türk kamuoyunu sokmaya çalıştıkları son zehirli iğneleri ise yine Erdoğan ailesi üzerinden.

Hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarıldığını daha önce bizzat kendisi duyuran Metin Cihan kod adını kullanan Cihan Yücel üzerinden servis edilen, ettirilen belgelere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Burak Erdoğan binlerce insanın öldürüldüğü Gazze’de İsrail vahşeti devam ederken, İsrail ile işbirliği içerisindeydi ve gemi taşımacılığına devam ediyordu

Metin Cihan kod adına sahip Cihan Yücel’in kim olduğunu bilmeyen herkes bu haberin peşinden gidebilir. Gitti de…

Bilerek gidenler ise, zaten hazır kıta bekleyen terör örgütünün destekçileri…

Cihan’ın haberine ilk sahip çıkanlar her zaman olduğu gibi, künyesi belirsiz FETÖ platformları ve neye hizmet ettiğinin farkında dahi olmayanlar oldu.

Metin Cihan’ın İddiaları

Firari Cihan’ın iddialarına yer verelim öncelikle…

Cihan’ın iddialarının temeli şu:

Halit Yıldırım: İsrail’den taşıma yapan geminin adı.

Manta Denizcilik: Mecit Mert Çetinkaya’ya ait olan deniz taşımacılığı şirketi. Burak Erdoğan’ın herhangi bir şekilde bu şirkete ortaklığı veya ticari ilişkisi yok yok.

MB Denizcilik: Burak Erdoğan’a ait olan deniz taşımacılığı şirketi. Manta Denizciliğin sahibi Mecit Mert Çetinkaya’nın bu şirkete 5/1 oranında ortaklığı bulunuyor.

Metin Cihan kod adlı Cihan Yücel’in yayınladığı belgelerde, Mecit Mert Çetinkaya’nın, Burak Erdoğan’a ait olan MB Denizciliğ’e ortaklığının oranında bahsedilmiyor tabii ki.

Eğer bahsediliyor olsa, bütün algı operasyonu boşa düşecek ve ortaya bu denli büyük bir suni kaos çıkartılamayacak.

Bu durumdan bahsedilmediği gibi, Halit Yıldırım isimli gemi Burak Erdoğan’ın ortaklığının bulunmadığı Manta Denizcilik’e ait değil de tam aksine Burak Erdoğan’ın şirketi MB Denizcilik’e aitmiş gibi lanse ediliyor.

Oysa ki olan şu; Manta Denizciliğin tamamının sahibi Mecit Mert Çetinkaya’ya ait olan ve Burak Erdoğan’ın şirketi olan MB Denizcilik ile hiçbir aidiyet bağı olmayan Halit Yıldırım isimli gemi, Mecit Mert Çankaya’nın 5’de 1 oranında ortak olduğu MB Denizcilik’e aitmiş gibi gösterilerek, tam bir itibar suikastı gerçekleştiriliyor.

Şirket adresi ile kurulmaya çalışılan bağ

Yukarıdaki verilere bakıldığında Burak Erdoğan’ın, Halit Yıldırım isimli gemi ile bir bağı olmadığı, geminin ait olduğu Manta Denizcilik ile ilgili herhangi bir ticari ortaklığı olmadığı çok açık.

O halde algı operasyonunu gerçekleştirenler için ilişki kurabilecekleri başka bir argüman lazım.

Bu durumda İTO’nun ticaret sicil kayıtları devreye giriyor.

Türkiye’de birbiri ile ilişkisi bulunmayıp aynı adres üzerinde olan, aynı alanda iş yapan binlerce şirket bulunuyor.

Bunların adres bilgilerinin ve kayıtlarının tamamı İTO’nun açık kaynaklarında mevcut.

Aynı adreste bulunan ve birbiri ile herhangi bir bağı bulunmayan 2 şirketi bağdaştırmak ve algı operasyonuna başlamak için ipin ucu buradan tutuluyor.

Bu bağ üzerinden gidilirse, Burak Erdoğan’ın herhangi bir ilişkisi olmadığı Manta Denizcilik ile alakası kurulabilir. Hatta Manta Denizcilik’e ait olup, Burak Erdoğan ile hiçbir bağı bulunmayan Halit Yıldırım isimli gemi için Burak Erdoğan’ın gemisidir yalanı kolayca servis edilebilir.

Nihayetinde yapılan algı operasyonunun amacı da tam olarak bu noktaya çıkıyor.

Ortada, İsrail ile ticaret yapan Burak Erdoğan’a ait bir şirket yok, ortada Burak Erdoğan’a ait ve İsrail’e gitmiş olan bir gemi de yok.

Fakat ortada, yalan bir kurgu üzerinden günlerdir oluşturulan ve insanların zihinlerine yıllardır enjekte edilmeye çalışılan aynı algıların yeni bir versiyonu var.

Ve hedef yine Erdoğan ailesi…

Erdoğan ailesi şikayetçi oldu

Aynı klikler ve terör örgütü iltisaklılar tarafından yıllardır diktatör olarak lanse edilen, halkın zihninde bu şekilde yer edilmesi için çaba gösterilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesi haklarını hukuki yollardan aramak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak, Metin Cihan kod isimli Cihan Yücel’e ‘Hakaret’ ve ‘İftira’ suçlarından dava açılmasını talep etti.

Manta Denizcilik’ten açıklama

Bütün bu algı sürecinin üzerinden inşa edildiği Manta Denizcilik ise İsrail ile sevkiyatına ve sürece adı karıştırılan Burak Erdoğan’a dair bir açıklama yaparak manipülasyonu maddeler halinde açıkladı.

Manta Denizcilik’in o açıklaması:

Sosyal medya üzerinden kendisini gazeteci olarak tanımlayan ancak İçişleri Bakanlığı tarafından hakkında kırmızı bülten ile aranması istenen bir kişi tarafından yayınlanan GERÇEK DIŞI manipülatif haberler nedeni ile iş bu bilgilendirmenin yapılması gerekmiştir.

Öncelikle belirtmek isteriz ki habere konu gemi “Halit Yıldırım” gemisinin sahibi ya da işletmecisi “MB Denizcilik” ya da “Burak Erdoğan” değildir. Bahse konu geminin işletmesi şirketimiz “Manta Denizcilik” tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle haberde iddia edildiği üzere “Cumhurbaşkanının oğlu Burak Erdoğan’ın gemisi İsrail’den sevkiyat yapıyormuş” haberi yalandır ve haber değeri taşıması ve takipçi sayısı arttırmak amacı ile ilgili kişi tarafından kasten habere yerleştirilmiştir.

Haberde ifade edildiği üzere gemi her ne kadar 11 Ekim tarihinde seferine başlamış ise de sefere konu taşıma sözleşmesi deniz ticaretinde olağan olduğu üzere haftalar öncesinde yani henüz savaş başlamadan evvel yapılmış olup işleten şirketinin bu seferden kaçınmak için yapabileceği hiçbir şey bulunmamaktadır. Kaldı ki haberin kendisinde dahi Cumhurbaşkanının 17 Ekim tarihindeki kınamasından bahsedildiği bir gerçek iken bir hafta öncesinde 11 Ekim’de yola çıkmış bir gemi üzerinde manipülatif haberlerin yaratılmaya çalıştığı ortadadır.

Manta Denizcilik olarak 25 e yakın geminin işletmeciliği yapılmakta olup İsrail’in Filistin üzerine yapmış olduğu haksız, hukuksuz ve insanlık dışı harekâtların başlaması ile İsrail limanları için hiçbir yük sözleşmesi yapılmamış ve savaş sonlanana kadar da sefer yapılmaması yönünde şirket ilke kararı alınmıştır. Saldırıların başlamasından itibaren bugüne kadar İsrail limanlarına hiçbir sefer sözleşmesi yapılmamıştır.

Diğer yandan habere manipülatif şekilde serpiştirilen ve aralarında irtibat varmış intibası yaratan başka bir husus ise “MB Denizcilik” ile “Manta Denizcilik” le ilgilidir. “Manta Denizcilik” bir gemi işletme firması olup “MB Denizcilik”gibi birçok firmanın sahibi olduğu gemileri işletmektedir. Mecit Mert Çetinkaya ile Burak Erdoğan’ın 10 yılı aşkın süredir ortak olduğu “MB Denizcilik” in ise tek gemisi yıllardır üzerinden asılsız haberler yapılan “Sakarya” olup Türk Bayraklı ve Türk Uluslararası Gemi Sicilinde kayıtlı olup gizli değildir. Haberde adı geçen “Halit Yıldırım” gemisi ile “MB Denizcilik” in ise hiçbir bağı ve ilgisi bulunmamaktadır.

Bu nedenle haber adı altında gerçek dışı iddialar ile mevcut bilgilerin bir araya getirilerek manipülatif şekilde takipçi kazanmak amacı ile hazırlanan bu yazının gerçeklerle bir ilgisi olmamakla konu hakkında yasal süreçler başlatılmıştır.

Algılar ve gerçekler

İsrail’in Filistin’e karşı saldırıları başladığı günlerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya – Ukrayna savaşı sırasında takındığı tavrı takınarak her iki taraf üzerinde yapıcı bir rol üstlenmeye çalıştı.

Türkiye’nin iyi niyetiyle son dönemde İsrail ile düzeltilmeye çalışılan ilişkilerin ve iş birliklerinin şüphesiz Filistin halkına da büyük bir katkısının olması hedefleniyordu.

Fakat İsrail çağrılara cevap vermeyip, çoluk, çocuk, genç, yaşlı, asker, sivil demeden Filistin’i hedef alınca Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklama yaparak İsrail ile yeni yürütülmeye başlanan enerji projelerinin rafa kaldırıldığını duyurdu.

Partisinin grup toplantılarında İsrail’i en üst düzeyde uyarmakla kalmadı, dünyanın en büyük terör devleti olarak lanse etti.

Kamu kurumları hızlı aksiyonlar alarak İsrail menşeli ürünleri raflarından kaldırdı, iş birliklerini sonlandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yüksek perdeden İsrail’e, “Ey İsrail yanına ister Amerika’yı al, ister başkalarını al… Bu kafayla bir yere gidemezsin…” diye seslenirken, bugün sahte algılarla Cumhurbaşkanı Erdoğan ailesini İsrail ticareti ile suçlayanlar o günlerde “eyvah, onlarca yıllık ticari ilişkileri bitecek” diye paylaşımlar yapmaktaydılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi bir ismin oğlunun, Erdoğan’ın bütün emeklerini zayi edecek bir adım atabileceğini, açık kaynaklara düşecek kadar amatör bir ticari süreç yürütebileceğini düşünmek de ayrı bir hezeyan…

Algı operasyonuna ilk sahip çıkanlar: FETÖ hesapları

Burak Erdoğan ile ilgili algı süreci hayata geçirilirken, bu sürecin ilk sahip çıkanları da her zamanki gibi FETÖ hesapları oldu. Söz konusu Erdoğan ailesi olduğunda hıyarım var diyene tuzlukla koşan veya hıyarı bizzat tetikçilerinin ellerine tutuşturanlar kendileri.

Konuyu sahiplenen siyasilerin oluşu ise başka bir facia. Facia diyoruz, çünkü bir siyasinin elini aldığı kağıttan, kaçak bir gazetecinin iddialarının gerçekliğine bakmadan TBMM kürsüsünden algı operasyonunun bir parçası olması başka bir şekilde ifade edilemez. 

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, Metin Cihan koda adlı "gazetecinin" firari olduğunu ve servis edilen yalanın ilk sahip çıkanının FETÖ olduğunu biliyor muydu? Biliyorsa durum çok vahim. Bilmiyorsa, Erdoğan ailesinden bir özür dileyecek asaleti gösterir umarız.

Tartışma