İFTAR SAATLERİ:

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

İSTANBUL

19:17

ANKARA

19:02

İZMİR

19:25

ANTALYA

19:11

BURSA

19:17

KOCAELİ

19:13

Murat Yılmaz
Murat Yılmaz

murat.yilmaz@gdh.digital

Dünyada “Jeopolitik Deprem”e Karşı Türkiye’nin Cevabı: Reform ve Değişen “Büyük Strateji”

Dünyada, bölgemizde ve Türkiye’de “Kırk çarşamba bir araya geldi…” Tarih hızlandı… Almanya Şansölyesi Olaf Scholz‘un ifadesiyle jeopolitik deprem, Gürsel Tokmakoğlu’nun “jeopolitik kasırga” olarak adlandırdığı Ukrayna’nın Rusya tarafından işgalinden sonra yaşananlar, Batı hegemonyasına karşı Çin’in yükselişi, Batının içinde yaşanan jeopolitik ve ideolojik mücadele ll. Dünya Savaşından sonra kurulan sistemin kurum, kural ve değerlerini sarsıyor. 

Üstelik revizyonist dalga sistem dışarıdan değil, bizatihi ABD’de iktidara gelen Başkan Trump hizbiyle sistemin merkezinden geliyor. 

Batının sanayi devrimiyle kurduğu iki yüzyıllık hegemonyası artık tartışmaya açılmış durumda. Bu yüzden sadece ll. Dünya Savaşı sonrasının uluslararası sistemi değil, iki yüzyıllık bir hegemonya, zihniyet ve medeniyet tartışma söz konusu...

Dünyadaki bu olağan dışı gelişmelerin, Türkiye’yi ve Türkiye’nin etrafındaki birinci ve ikinci kuşak devletleri ve havzaları etkilememesi düşünülemez. 

Türkiye ve bölge “jeopolitik deprem” başlamadan, öncü depremlerle karşılaştı. Türkiye ise, bundan da önce başlayan bir reform süreciyle bölgedeki ve dünyadaki türbülansa çok daha önceden hazırlanmış oldu. 

Ancak bu hazırlığın demokrasiden vazgeçme ve güvenlikçi politika olarak eleştirilmesinden bir kısım medya ve muhalefetin hala vazgeçmediği görülüyor.

Reform ve Stratejik Özerklik

3 Kasım 2002 sonrası gerçekleştirilen reformlar ve fiilen siyasetin alanının bürokratik vesayet kurumları aleyhine büyümesi, Türkiye'deki temel meselelerin seçilmiş siyasetçiler tarafından tartışılabilmesi, teklifler getirilebilmesi ve nihayet onlar tarafından karara bağlanması imkanını getirdi. 

Bu yeni imkan aynı zamanda 27 Mayıs'tan itibaren devam edegelen egemenlik savaşının, içeride egemenliğin demokrasi ve hürriyetler zeminde, dışarıda bağımsızlık ve milli menfaatler zemininde kazanılması anlamına da geliyordu. 

Bu, beraberinde Türkiye'nin Batı ittifakıyla çatışan milli menfaat ve milli güvenlik endişelerini Batı'ya rağmen savunma ve zaman zaman Batılı müttefikleriyle mücadele etme mecburiyetini de gündeme taşıdı. 

Bu durumda Türkiye, bir bütün olarak dış politika, savunma politikası ve savunma sanayiinde milli güvenliğini sağlayacak bir "stratejik özerklik" inşa etme düşüncesini içeride engelsiz bir şekilde daha hızla hayata geçirmek ve tahkim etmek için siyasi temel, istikrar ve Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında  "siyasi liderlik" şansını yakaladı.

Savunma Sanayi Reformu

Türkiye siyasi iradenin kararlılığı ve uzun siyasi istikrar sayesinde, 2004 gibi erken bir tarihten itibaren savunma sanayiinde Türkiye'yi Batı'ya bağımlı olmaktan kurtaracak büyük savunma sanayii projelerini hayata geçirecek bir politika değişikliğine yöneldi. 

Bu politika değişikliğinin sonuçları bir süre sonra şaşırtıcı ve giderek ivmesi artan bir seri ürün ve doktrin değişikliğine yol açtı. 

Türkiye bu sayede savunma sanayiindeki dışa bağımlığını yüzde 30 nispetine kadar düşürebildi. Bu sayede “stratejik özerkliğin maddi temelleri” de ortaya çıkmaya başladı.

İstihbarat Reformu

Türkiye Ortadoğu'da Arap baharı öncesindeki sınırları değiştirebilecek, rejim, hatta ve devletleri çökertebilecek küresel stratejik kasırga öncesinde bölgesel iklim değişikliğiyle yaşanabilecek türbülansları öngörerek, evin içini düzenleyerek dış politikadaki değişime hazırlanmak ve iç meselelerin dışarıyla bağlantısını kesebilmek için milli birlik ve kardeşlik sürecini başlattı.

Demokratik siyasi iradenin devlet aklı ve kurumlarıyla beraber iş kotarma tecrübesi bakımından da kıymetli olan ve istihbarat eliyle yürütülen bu süreç iç ve dış vesayet odaklarının kampanyasıyla sona erse de, terör örgütünün tecrit edilmesi ve meselelerin milli sınırlar içinde kaması bakımında ciddi bir başarı örneğidir. 

Bu dönemde MİT'in içeride ve dışarıda kampanyaların hedefi haline gelmesi, stratejik özerkliğin görme, duyma ve tedbir alma imkanlarına yönelik bir saldırı olarak okunmalıdır. 

Bu saldırı savuşturulduğu gibi MİT bu süreçte demokratik otoritenin emrinde olduğunu gösterdi ve bir dizi istihbarat reformuyla güvenlik reformlarının zemini pekiştirildi. 

MİT'in sinyal istihbaratı, siyasi iktidarın emriyle yapabileceği görüşme alanının zenginleşmesi, dışarıda operasyon yapabilme yetkisi ve zaman içerisinde kabiliyeti kazanmasıyla stratejik özerkliğin "istihbari akıl" ve "istihbari kapasitesi" geliştirilmiş oldu.

İç Güvenlik Reformu

Türkiye'nin terörle mücadeledeki tecrübesiyle polis özel harekat, jandarma özel harekat, jandarma komanda ve kara kuvvetleri komanda birliklerinin güçlendirilmesi ve bilhassa FETÖ'nün 17-24 Aralık yargı darbesi teşebbüsünden sonra hızla özel harekat polisleri ve polis yetiştirilmesi FETÖ'nün darbe teşebbüsünün engellenmesinde tarihi tedbirler olarak hatırlanacaktır. 

15 Temmuz darbe teşebbüsünün başarısız olmasından sonra güvenlik kuvvetlerinden FETÖ unsurlarının tasfiyesi ve jandarmanın tamamen İçişleri Bakanlığına bağlanması, terörle mücadelenin sivil otorite tarafından yürütülmesi bakımından, hala takdir edilmeyi bekleyen bir reform olarak tarihteki yerini almıştır. 

Bu reformlar ve güçlü iç güvenlik mimarisi, stratejik özerkliğin "iç güvenlik dinamiğini" teşkil etmektedir.

Ordu Reformu

15 Temmuz sonrasında tasfiyelerle beraber seçilmiş demokratik ve sivil otoritenin denetimi altına giren bir dizi reformla ordunun yaşadığı büyük dönüşümle stratejik özerkliğin, "askeri ayağı" da tamamlanmış oldu. 

Askeri yüksek mahkemelerin kaldırılması, askeri eğitimin Milli Savunma Üniversitesine devri, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması, Milli Savunma Bakanlığı bürokrasisinin sivilleşmesi, askeri liselerin kaldırılması gibi reformlar hem demokratikleşme hem de ordunun kendi görev alanına çekilerek etkinlik ve verimliliğin artması bakımından çok önemli sonuçlar doğurdu. Bu arada daha önce başlayan ordudaki profesyonelleşmenin ivmesini artması da, ordunun gücünü arttırdı.

Reformların Sahadaki Etkisi

Irak, Suriye, Libya, Karabağ, Doğu Akdeniz harekatları ordu, istihbarat, savunma sanayi ve iç güvenlik reformlarının sadece kağıt üzerinde kalmadığını, sahayı değiştirecek bir milli güç çarpanı ürettiğini, milli güç unsurlarının siyasi iradenin yönetimindeki işbirliğinin ürettiği sinerjiyi, özgüveni ve bu haliyle de stratejik özerkliği ete kemiğe büründürdüğünü bütün dünya görmüş oldu. 

Türkiye dünyanın içine girdiği stratejik kasırga ve bilinmezlik iklimine demokratikleşme, reformlar ve güçlü güvenlik mimarisiyle hazır bir şekilde giriyor. 

Bu bakımdan Türkiye'nin şimdiye kadar haksız ve ölçüsüz şekilde eleştirilen güvenlik reformları ve güvenlik politikasının haklılığı, öngörme kabiliyeti ve Türkiye'yi koruma kapasitesi bugün açık bir şekilde takdir edilecek bir milli güç ve başarı üretmiş durumda... 

Milli gücün dış politika ayağını ayrı bir yazıda ele alırız.

Türkiye’nin bugün “terörsüz Türkiye’den”, Suriye ve Irak’ı içine alacak “terörsüz bölge”ye evrilen büyük stratejisinin, dünyada ve  Avrupa’nın güvenlik mimarisinde aranan bir müttefik olarak artan itibarı, bu uzun döneme yayılan reformların ve değişen büyük stratejinin birikimli bir neticesidir.

Devamını Oku

13 Mart 2025 Perşembe - 06:13

önceki yazılar

Gerçek ve şeffaflık için GDH'a güveniyorsunuz

Biz, içerikleri ve reklamları sunmak ve kişiselleştirmek, özellikleri etkinleştirmek, site performansını ölçmek ve sosyal medya paylaşımını sağlamak için çerezler ve diğer izleme teknolojilerini kullanıyoruz. Tercihlerinizi özelleştirmeyi seçebilirsiniz. Çerez politikamız hakkında daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayın.

Hepsini Kabul Et

Çerez tercihleri