gdh'de ara...

Büyük İngiliz İmparatorluğu fikrine ağır bir darbe indiren olay: Süveyş Krizi

Süveyş Kanalı'nın kontrolü üzerine başlayan bir çekişme, İngiltere'nin halının altına süpürmeyi umduğu askeri bir fiyaskoya yol açtı.

1. resim

Süveyş Krizi neydi?

Soğuk Savaş döneminde Batı ile Doğu arasındaki ilişkiler bıçak sırtındayken İngiltere ve Fransa, Mısır'daki Süveyş Kanalı'na askeri bir saldırı düzenlemek için İsrail ile gizlice iş birliği yaptı. Bu üç devletli saldırının amacı stratejik su yolunu kendi kontrolleri altına almaktı.

Süveyş Kanalı neden bu kadar önemliydi?

Kanal 1860'larda Fransız ve Mısır hükümetleri tarafından oluşturulmuştu. Afrika'yı Asya'ya bağlayan ince kara parçasının kesilmesiyle Kızıldeniz ve Akdeniz birleşmiş, uluslararası ticaret ve seyahatte yeni bir çağ başlamıştı.

Bu 120 millik geçit o kadar önemliydi ki İngilizler kısa sürede üçte bir hisseyi satın aldılar. Sonra 1882'de Mısır'ı işgal ettiler ve her şeyin kontrolünü ele geçirdiler.

Bu, 1952 Mısır Devrimi'nden sonra yeni başkan Cemal Abdül Nasır'ın şiddetle İngiliz karşıtı olmasının nedenlerinden sadece biriydi.

Cemal Abdül Nasır kimdir?

Cemal Abdül Nasır, İngiltere ve Fransa gibi emperyal güçlerin Orta Doğu'ya ticareti gasp eden bir oyun alanı olarak baktığını gören ve bu güçlerin askerlerini ülkeden çıkarmaya yemin eden bir postacının oğluydu. Ancak Nasır'ın ülkesinin modernleşmesinin merkezinde gördüğü Nil üzerindeki Asvan Barajı'nın inşası için Batı'dan mali destek alınması gerekiyordu.

İlk başlarda ABD ve SSCB'yi birbirine karşı oynamaktan memnundu fakat Komünist silahları kabul ettiğinde ve Amerikalılar Asvan Barajı projesinden çekildiğinde şansı tükendi.

Misilleme olarak 1956'da Süveyş Kanalı'nı millileştirdi ve kullanımını ücretlendirmek amacıyla kontrolü İngiliz ve Fransız kontrolündeki Süveyş Kanalı Şirketi'nden aldı. İngiltere ve Fransa bunun kabul edilemez olduğunu hemen deklare etti.

İngiliz ve Fransız askeri müdahalesi kaçınılmaz mıydı?

İki güç Süveyş Kanalı'nın geri alınması ve mümkünse Nasır'ın devrilmesi gerektiği konusunda kesinlikle hemfikirdi, ancak doğrudan askeri harekat uygulanabilir değildi. Birleşmiş Milletler bunu asla kabul etmeyeceği gibi, İngiliz ve Fransız halkı da savaş riskini doğuracak her şeye karşıydı ve bu da protestolara yol açıyordu.

Bu nedenle, İsrail'e bir işgal düzenlemesi ve kontrolü ele geçirmesi için gizlice lobi yaparak ''barış yapıcı'' olarak devreye girmeleri için bahane sağladılar.

Silahşör Operasyonu 1956 Ekim'inin sonlarında on İsrail tugayının Mısır'a girip Süveyş Kanalı'nı tutan güçleri bozguna uğratmasıyla başladı. Ancak Mısır işgali sineye çekmeyi reddetti ve çok geçmeden kan dökülmeye başlandı.

Askeri açıdan başarılı olsa da çok az kişi bu hileye kanmış ve dünyanın süper güçleri kısa süre içinde kaslarını esnetmiştir.

Peki Amerikalılar ve Ruslar hemfikir miydi?

Tam olarak değil ama ABD savaşlarını nasıl seçeceğini biliyordu. Ruslar kaçınılmaz bir saldırganlık birikimini önlemek için Mısır'ın yanında yer almakla tehdit ederken ABD Başkanı Dwight Eisenhower İngiltere ve Fransa'ya geri çekilmelerini emretti.

Buna uymaktan başka seçenekleri olmadığının farkına varmaları, İngiliz ve Fransızlar için aşağılayıcı bir düşüş ve dünya güçleri olarak günlerinin gerçekten sona erdiğinin açık ve acı verici bir işaretiydi.

Tepkiler yaralanmış ulusal gururun ötesine geçti mi?

Her iki tarafta da binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan Süveyş Krizi, İngiliz hükümeti için kesin bir darbe olarak görüldü ve Muhafazakar Başbakan Anthony Eden Ocak 1957'de istifa etti.

Bu, hükümetini protesto eden düzen karşıtı güçler için bir zaferdi ve İngiliz toplumunda 1960'larda daha da belirginleşecek bir değişime işaret ediyordu.

Süveyş Krizi'nin kalıcı mirası neydi?

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından İsrail'in kurulması da dahil olmak üzere, İngiltere'nin (ve diğer Batılı güçlerin) istikrarsız Orta Doğu'daki imparatorluk sonrası eylemleri, bugün bölgedeki birçok önemli sorunun kökeninde yatmaktadır.

O dönemde, imparatorluk sona ererken bile İngiliz dış politikası hala kendini dünyanın polisi olarak görüyordu. Süveyş Krizi kaba bir uyandırma çağrısıydı. ''Süveyş'' kelimesi İngilizler için kibir ve utanç uyarısı yapan bir parola haline geldi.

Olaydan 60 yıl sonra Süveyş Krizi, Britanya İmparatorluğu'nun çöküşünde bir dönüm noktası olarak hatırlanıyor ve ülkeyi tanımlayan hürmet kültürüne ciddi bir darbe vuruyor.

Tartışma