Center for New American Security: ABD, Türkiye'yi daha da yabancılaştırmak istemiyor olabilir
Türkiye, Suriye'de 150 noktayı vurdu ve ABD'nin desteklediği SDG'ye ait enerji altyapılarını yok etti. ABD kulisleri, Biden yönetiminin “Kürt ortaklarına” tam olarak bağlı olup olmadığını sorguluyor.
ABD merkezli Center for New American Security'de Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde bulunan ABD destekli terör örgütü SDG'ye yaptığı operasyonların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin geçtiğimiz haftalarda Ankara'da gerçekleşen terör saldırısının ardından Suriye'deki PKK/SDG noktalarını hedef aldığı belirtilen analizde, Suriye'de bulunan Amerikan askeri varlığının ise iki ülke arasında sorun oluşturmaya devam ettiği belirtildi.
Türkiye'nn İHA'sının düşürülmesi konusunda gerilimin tırmanmadığı da belirtilen analizde, Türkiye'nin bu olaya rağmen ABD destekli terör örgütü SDG'nin özellikle enerji altyapılarını imha ettiği belirtildi.
İşte Center for New American Security'de yayınlanan analiz:
1 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde meydana gelen intihar saldırısı, Ankara'da son yıllarda meydana gelen ilk terör saldırısı oldu. Türkiye'nin güneydoğusunda on yıllardır süren bir isyana öncülük eden ve Türkiye, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak nitelendirilen PKK, saldırının sorumluluğunu üstlendi ve Ankara'yı aynı akşam Irak'ın kuzeyindeki PKK tesislerini vurmaya başladı.
Günler sonra Türkiye, saldırganların Suriye'den ülkeye girdiğini ve PKK ile ittifak halinde olan ve 2015'ten bu yana ABD öncülüğündeki IŞİD'le mücadele koalisyonunun parçası olan Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) kapsamlı bir saldırı başlatacağını açıkladı.
Ankara Suriye'nin kuzeydoğusunu bombalamaya başladığında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan üçüncü tarafları "uzak durmaya" çağırdı. Bu ABD'ye pek de ince olmayan bir uyarı niteliğindeydi.
Yaklaşık 24 saat sonra bir Amerikan savaş uçağı bir Türk insansız hava aracını düşürerek NATO müttefikleri arasındaki ilk doğrudan askeri müdahaleye imza attı.
Suriye'nin kuzeydoğusunda Batılı devletler SDG'nin IŞİD'e karşı elde ettiği başarıları takdir ederken, Ankara ise ısrarla ABD'nin SDG/PKK ile ilişkilerini kesmesini istiyor.
Aynı mesele İsveç'in NATO üyeliğini de engelliyor. Stockholm, İsveç'teki “Kürtleri aktivist” olarak görürken, Ankara terörist olarak görüyor ve harekete geçilmesini talep ediyor.
Türkiye uzun zamandır SDG'ye destek veren 900 kadar ABD askerine karşı sınırları zorluyor.
Nisan ayında Türkiye'ye ait bir insansız hava aracı Irak'ın kuzeyinde ABD askerleri ve SDG lideri Mazlum Abdi'nin de içinde bulunduğu bir konvoyu hedef aldı.
Geçtiğimiz Kasım ayında ise Türkiye'ye ait bir insansız hava aracının SDG karargahına yönelik saldırısı ABD güçlerinin birkaç yüz metre yakınına kadar geldi.
Son olay da aynı şekilde başladı. Türkiye geçen Perşembe günü erken saatlerde Haseke vilayetini bombalarken, bir Türk İHA'sı ABD üssünün yakınına ulaştı ve ABD kuvvetleri onun düşürülmesini emretti.
Gelişmenin ardından Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı İletişim Sorumlusu Fahrettin Altun;
"Kararlılığımızı test etmeye cüret edenler, geçmişte uğraştıklarımızın kaderiyle karşılaşacaklar"
açıklamasında bulundu.
Ancak sonra aniden öfke azaldı. ABD sakin bir şekilde meşru müdafaa hakkını teyit etti ve Pentagon uçağın düşürülmesini "üzüntü verici" olarak niteledi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı da saldırıyı küçümseyen açıklamalarda bulundu. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Türk mevkidaşı Yaşar Güler ile görüşerek gerilimi azaltma çağrısında bulundu.
Hakan Fidan'ın da ABD'li mevkidaşı Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ı arayarak ABD'nin silahlı Suriyeli Kürtlerle bağlarını kesmesi gerektiğini açıkça ifade ettiği bildirildi.
Suriye'deki ABD askerlerine gelince, Beyaz Saray çekilmeyi açıkça reddetti.
Diğer yandan ABD kulislerinde, İran ile nükleer anlaşmayı yenilemeye çalışan ve Türkiye'yi daha da yabancılaştırmaktan korkan Biden yönetiminin “Kürt ortaklarına” tam olarak bağlı olmadığı yönünde fısıltılar var.
Ancak son birkaç gün bunu tersine çevirmiş olabilir. Bir ABD yetkilisinin İran'ın Hamas saldırısında "suç ortağı" olduğunu söylemesiyle Tahran'la herhangi bir anlaşma yapma ihtimali muhtemelen buharlaştı.
ABD'nin Türkiye'nin insansız hava aracını düşürmesi, dönemin başkanı Donald Trump'ın Ekim 2019'da Türkiye'nin planladığı Suriye saldırısına devam etmesi halinde ekonomisini "yok etme" sözünü bir üst seviyeye çıkardı.
Ancak Türkiye bu kez bombardımanı durdurmak yerine iki katına çıkararak Suriye'nin kuzeydoğusunda yaklaşık 150 noktayı vurdu ve SDG'yi destekleyen enerji altyapısını yok etti.
Son günlerdeki gelişmelerde ise Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsraillileri ve Filistinlileri itidalli olmaya çağırdı ve gerilimi düşürmek ve barışa aracılık etmek için ne gerekiyorsa yapmaya söz verdi.