Çin Ay'ın görünmeyen yüzüne neden uzay aracı gönderdi?

Tarihi Ay görevi Çin'i uzay yarışında öne geçirdi. Ay'ın karanlık yüzünden ilk kez kaya ve toprak örnekleri toplandı.

1. resim

Çin'in, Ay'ın karanlık yüzünden ilk defa numune toplamayı başaran uzay sondası Chang'e-6, Salı günü Dünya'ya başarılı bir şekilde geri döndü.

Çin Ulusal Uzay İdaresinden yapılan açıklamaya göre dönüş mekiği Çin'in İç Moğolistan Özerk Bölgesi'ndeki planlanan alana indi.

Çin devlet haber ajansı Cinhua, uzay aracının Ay yüzeyinden kalkışını “insanoğlunun Ay keşif tarihinde benzeri görülmemiş bir başarı” olarak nitelerken, mekiğin Ay'ın karanlık tarafından havalanmayı başaran ilk araç olduğu vurgulandı.

Konteyner açıldıktan sonra örnekler tasnif ve analiz çalışmaları için bilim ekibine teslim edilecek.

Uydu, sonda, iniş ve yükseltme araçları ile dönüş mekiğinden oluşan keşif aracı, 3 Mayıs'ta Çin'in Haynan Adası'ndaki Vınçang Uzay Merkezi'nden fırlatılmıştı.

Keşif aracı, 2 Haziran'da Ay'ın Güney Kutbu-Aitken Çanağı içindeki bir krater olan Apollo Çanağı'na yumuşak iniş yapmış, toprak ve kaya örnekleri toplama işlemlerini 4 Haziran'da tamamlamıştı.

Tarihi Ay görevi Çin'i uzay yarışında öne geçirdi

Çin'in 2030 yılına kadar Ay'a astronot gönderme ve 2035 yılına kadar bir Ay üssü inşa etme planını da ilerletti. Bu ivme, Ay'da üs kurma hedefleri olan Amerikalı yetkilileri endişelendiriyor.

Amaç: Kalıcı insan karakolu inşa etmek

Amerikalılar ve Sovyetler arasındaki ilk uzay yarışının aksine, ABD ve Çin'in amacı sadece Ay'a kısa bir yolculuk yapmak değil. Ay'ın en stratejik yeri olan güney kutbunda kalıcı insan karakolları inşa etmek. Her iki ülke de bir gün orada istasyonlar inşa etmeye hazırlanırken, yörüngede Dünya'daki gerilimlerin yaşanması muhtemel görünüyor.

Bazı ABD'li yetkililer Çin'in Ay'ı işgal etmeyi planladığından korkuyor. Çinli yetkililer de Amerikalılardan aynı şekilde şüpheleniyor ve güney kutbundaki ileri karakol için Rusya ve diğer dost ülkelerle işbirliği yapıyor. Rakip süper güçlerin ve müttefiklerinin Ay'ın stratejik öneminden faydalanmak için yarıştığı bir "Ay demir perdesi"nin ana hatları şimdiden ortaya çıkmaya başladı.

Çin Ay programıyla 2013'ten bu yana Ay'a dört kez yumuşak iniş yaptı

Chang'e 6 görevinin başarıyla tamamlanması, bir ölçüye göre Çin'in bu yarışta şimdilik önde olduğunu gösteriyor. Çin Ay programıyla 2013'ten bu yana Ay'a dört kez yumuşak iniş yaptı ve son görevde robot kollarla güney kutbuna yakın kayalar toplandı. Bu yıl iki ABD şirketi de NASA ile ortak olarak Ay görevleri başlattı. İniş araçlarından biri yere indikten sonra yan yattı. Diğeri ise teknik sorunlar nedeniyle iniş yapmayı denemedi. NASA'nın finanse ettiği en az iki özel görevin daha bu yıl içinde Ay'a gitmeye çalışması planlanıyor.

Ay'ın karanlık yüzü

Dünya'nın etrafı ile kendi etrafındaki dönüş hızı eşit olduğundan Ay'ın hep aynı yüzü Dünya'ya dönük oluyor. Ay'ın Dünya'dan görünmeyen uzaktaki yüzüne "karanlık yüzü" adı veriliyor. "Karanlık" ifadesi, ışık yokluğunu değil bu bölgenin Ay'ın yakındaki yüzüne göre daha az bilinmesini ifade ediyor.

İlk kez eski Sovyetler Birliği'nin Luna uydusu 1959'da Ay'ın karanlık yüzünü fotoğraflamış, Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi de 1960'ta Ay'ın karanlık yüzünü anlatan detaylı bir atlas yayımlamıştı. ABD'nin 1968'deki insanlı ay seferi Apollo 8 görevine katılan astronotlar, Ay'ın karanlık yüzünü bizzat gören ilk insanlar olmuştu.

Chang'e-6 neler buldu?

Chang'e-5 misyonunun ay örnekleri.
Chang'e-5 misyonunun ay örnekleri.

Chang'e-6'nın Aitken Havzası'ndan toplam ağırlığı iki kilogramı bulan Ay tozu ve taşı getirdiği tahmin ediliyor. Getirilenleri önce Çinli bilim insanları inceleyecek, diğerlerinin erişimineyse onlardan sonra açılacak.

Örnekler, Ay'ın uzak yüzünde bulunan, Dünya'dan asla görülmeyen ve 4 milyar yıl önce oluştuğu düşünülen bir çarpma krateri olan Güney Kutbu-Aitken Havzası'ndan bir sonda ve robotik kolla alındı.

Örneklerin analiziyle Ay, Dünya ve Güneş Sistemi'nin nasıl oluşup geliştiği konusunda daha fazla bilgi edinilebilir.

Chang'e-6, Çin'in Ay'daki kaynaklardan faydalanma hedefine de yardımcı olabilir.

Bilim insanları örneklerin hangi bulguları ortaya çıkaracağını merakla bekliyor. Brown Üniversitesi'nden gezegen bilimcisi James Head, "Bu bir altın madeni, hazine sandığı. Uluslararası bilim camiası bu görevden dolayı çok heyecanlı" dedi.

Hong Kong Üniversitesi'nden gezegen jeoloğu Yuki Qian da hem bilim dünyasının bazı sorularının yanıtlanacağını hem de Ay'daki kaynakların değerlendirilmesi için önemli bir adım atıldığını vurguladı.

TUA Kurumsal İletişim Direktörü Nazmelis Zengin:

"Ay, yüzeyinde levha tektoniği olmadığı için evrenin oluşumuna dair bilgileri elde etmenin temel taşıdır. Güneş sistemimizin erken dönemlerinde nasıl olduğuna dair donmuş bir kayıt niteliğindedir. Bu yüzden özellikle yer bilimleri ile ilgilenen birçok bilim insanı elbette heyecanla bu görevin bulgularını bekliyor"

dedi.

"Altın mı bulundu?"

Zengin, "altın bulundu" iddialarına karşı net bir açıklama yaptı: "Bu yanlış çeviri ve tıklama tuzağına dayalı habercilikten başka bir şey değil. Çin'in Chang'e-6 Ay görevi başarıyla tamamlandı ve Dünya'ya döndü. Bu görevde, rover aracılığıyla Ay yüzeyinden toplanan örnekler, bilimsel açıdan büyük önem taşıyor. Bir bilim insanının toplanan örnekler için 'bu bir altın madeni, bir hazine sandığı' demesi, bulguların bilimsel değerini vurgulamaktadır."

'Altına gelene kadar önce normal taşı getirelim'

NASA'da çalışan astrofizikçi Dr. Umut Yıldız konuya ilişkin euronews Türkçe'ye değerlendirmede bulunarak uzay madenciliğinin günümüzde mümkün görünmediğini, gelecek nesilller için bir ihtimal olduğunu ancak varolan nesil için hala bilim kurgu olmaya devam ettiğini belirterek şunları söyledi:

"İlk aşamada illa altın gümüş bulmamıza gerek yok. Herhangi bir asteroitten getireceğimiz birkaç gramlık şey bile paha biçilmez olur. Herhangi bir kaya parçası bile getirsek bunun alıcısı olur. Bilimsel açıdan alıcısı olur, mücevher yapmak isteyen olur, müzesine koymak isteyen olur yani mutlaka zaten altından elmastan daha kıymetli olur. Mars'tan kaya parçasını getirsen adı 'Mars taşı' olacağı için her şekilde aşırı kıymetli olur."

Uzay madenciliğinin fizibil olabilmesi için birçok alanda yeni icatlar ve inovasyonlar gerçekleşmesi gerektiğini aktaran Yıldız, "Yeniden kullanılabilir roketleri icat edeli şurada ne kadar oldu? Dün bir bugün iki. Uzaya birşey çıkarmak hala çok masraflı Bir kilo bile hala 30 bin dolara mal oluyor." diyerek teknik olarak da meselenin henüz gerçekçi olmadığına vurgu yaptı.

Yıldız, basit bir matkabı bile çalıştıracak enerjiyi üretmek için güneşe bağımlı olunduğumuzu ve bu şekilde üretilecek enerjinin de madencilik için gerekli türde bir matkaba yeterli olmayacağını ifade etti ve günümüzdeki en iddialı uzay misyonlarının bile geri getirmeyi hedeflediği miktarların gramla ölçüldüğünü hatırlattı.

Aitken havzası

Dünya'mızın uydusu Ay'ın karanlık yüzünde bulunan Aitken havzası 13 kilometre derinliği ve 2.500 kilometre çapıyla Ay'daki en büyük krater unvanına sahip. Ancak devasa krateri meydana getiren etmenin ne olduğu hâlâ netlik kazanmış değil.

Günümüzden milyarlarca yıl önce uydumuz Ay’ın karanlık yüzüne kocaman bir delik oluşturacak bir şey çarptı. Bu kocaman delik tam 2.500 kilometre çapa ve 13 kilometre derinliğe sahip. Bunun yanı sıra delik, ‘South Pole-Aitken basin (Güney Kutbu-Aitken havzası)’ olarak adlandırılmış. Bu krater Ay’da bulunan kraterlerin en eskisi ve en derini, ayrıca Güneş Sistemi’nde bulunan kraterlerin en büyüklerinden biri.

""Chang'e-6 Sovyet Luna 2 uzay sondasından yaklaşık on kat daha fazla kaya örneği getirebiliyor"

Astrofizik uzmanı Doç Dr. Peter Hague, "Chang'e-6, Çin'in Ay'ın karanlık yüzeyinden ilk kez örnek toplamayı başaran misyonu, büyük bir başarıya imza attı. Misyonun dikkat çekici özelliklerinden biri, dönüş kapsülünün tasarımı. Bu kapsül, insanlı Shenzhou uzay kapsülünün yeniden giriş kapsülüne benzer şekilde tasarlanmış, fakat daha küçük boyutta. 1970'lerde Sovyetlerin kullandığı küresel kapsüllerin aksine, bu tasarım kaldırma kuvveti üretebiliyor. Bu sayede, Chang'e-6'nın "skip reentry" adı verilen ve atmosferden sektirme yaparak gerçekleştirdiği yeniden giriş manevrası, inişi daha da yumuşatıyor. Bu yöntem, Ay'dan Dünya'ya dönüşte daha düşük G kuvvetleri ile daha güvenli bir iniş sağlıyor.

Chang'e-5 ile birlikte, bu iki görev, Ay yörüngesinde şimdiye kadar gerçekleştirilen sadece dokuz uzay aracı randevusundan ikisini temsil ediyor. Bu görevler, ayrıca, insanlı Ay inişleri için gerekli teknikleri ve süreçleri de test etme fırsatı sunuyor. Chang'e sondaları, kullanılan fırlatma aracının boyutuna kıyasla, Sovyet Luna sondalarından yaklaşık on kat daha fazla kaya örneği getirebiliyor, bu da teknolojik gelişimlerin ve tasarım iyileştirmelerinin bir göstergesi. Çin'in bu teknolojik başarıları, ülkenin 2030 yılına kadar Ay'a insan gönderme hedefini daha inandırıcı kılıyor." dedi

Çin ilk ülke

Çin mitolojisindeki Ay tanrıçası "Çang'ı"nın adını taşıyan keşif görevleri, 2007 ve 2010 yıllarında Ay yörüngesine yollanan "Chang'e-1" ve "Chang'e-2" uydularıyla başlamıştı. Ay'ın haritalandırılmasının hedeflendiği keşif görevleri, yüzeye yumuşak iniş için hazırlık amacı taşıyordu.

"Chang'e-3" görevinde "Yütu" (Yeşim Tavşanı) adı verilen gezgin keşif aracı, Aralık 2023'te Ay'ın yüzeyine indirilmişti.

Çin, "Chang'e-4" görevinde "Yütu-2" gezgin keşif aracını Ocak 2019'da Ay'ın karanlık yüzüne indirerek ilke imza atmıştı.

"Chang'e-5" görevinde Çin, Ay yüzeyinden kaya ve toprak örnekleri toplamayı amaçlayan ilk keşif aracını göndermişti. Keşif aracı, Kasım 2020'de fırlatıldıktan sonra topladığı 1,73 kilogram kaya ve toprak örneğiyle Aralık 2020'de Dünya'ya dönmüştü.

Küresel uzay yarışı

Çin ayrıca 2030'dan önce Ay'a bir insan göndermeyi hedefliyor. Başarılı olması halinde Çin, ABD'nin 1969'daki tarihi inişinden sonra bunu gerçekleştiren ikinci ülke olacak.

NASA bu yılın başlarında hedef tarihi 2026'ya ertelemiş olsa da ABD de Ay'a yeniden astronot indirmeyi planlıyor.

Ay'a insan göndermenin bilimsel değeri sınırlı olsa da - robotlar da insanlar kadar kolay örnek toplayabilir - bunu yapmak ulusal bir gurur kaynağıdır.

Avrupa da uzaydaki varlığını arttırıyor.

Uzay gerilimi artıyor

ABD'nin Çin ile bir yarış içinde olduğu düşüncesi, 2017 yılında devlet tarafından işletilen Çin Bilimler Akademisi'nden bir bilim insanının televizyon röportajında Çin'in neden Ay'a gittiğini açıklamasıyla daha da güçlendi. Ye Peijian adlı bilim insanı "Evren bir okyanus gibidir. Ay Diaoyu Adaları, Mars ise Huangyan Adasıdır" dedi. Bu açıklamada Peijan Çin'in yanı sıra Japonya, Tayvan ve Filipinler'in de hak iddia ettiği tartışmalı Pasifik bölgelerinin Çince isimlerini kullandı. Ardından 2021 yılında Çin ve Rusya, Ay'ın güney kutbunda bir araştırma üssü kurmak üzere bir anlaşma imzaladı.

NASA'nın yöneticilerinden Bill Nelson, Çin'in toprak iddialarının Ay'da nasıl davranabileceğine dair bir uyarı niteliği taşıdığını söyledi. Nelson'a göre bu tür davranışlar önemli, çünkü Ay'ın güney kutup bölgesinde insan karakolları için gereken kaynakların karışımına sahip sadece birkaç nokta olabilir.

Yarış, yasal normları test edecek

Mevcut yarış, ilk uzay yarışının asla yapmadığı bir şekilde yasal normları test edecek. Aralarında ABD ve Çin'in de bulunduğu 100'den fazla ülke tarafından imzalanan onlarca yıllık Dış Uzay Anlaşması, genel olarak ülkelerin Ay üzerinde egemenlik iddiasında bulunmasını engelliyor. Ancak iki ülke aynı noktada bir ay üssü inşa etmeye çalışırsa ne olacağı belirtilmiyor.

Türkiye'nin Uzaydaki Yeni Adımları: APSCO Üyeliği ve Ay'a Yolculuk Hedefleri

Türkiye, Asya-Pasifik Uzay İşbirliği Örgütü (APSCO) üyeliği ile uzay alanında uluslararası işbirliğini güçlendirirken, 2018'de kurulan Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ile kendi uzay programını daha da ileri taşıyor. TUA, Türkiye'nin uzay ve havacılık alanındaki orta ve uzun vadeli hedeflerini belirleyen stratejik planlar hazırlıyor. Ülkenin uzay çalışmaları, özellikle uydu teknolojileri ve uzay madenciliği alanlarında yoğunlaşmış durumda.

Uzay yolunda yeni hamleler yeni ekiple hızlanacak

2026'da Ay'a erişim sağlanacak

TUA'nın güçlenen kadrosunun diğer hedeflerin hızla yerine getirilmesinde önemli rol oynaması bekleniyor.

Ay'a ilk teması gerçekleştirmek, yeni nesil uydu geliştirme alanında dünyayla rekabet edebilecek ticari marka ortaya çıkarmak, Türkiye'ye ait bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi geliştirmek, uzaya erişimi sağlamak ve bir uzay limanı işletmesi kurmak, uzay havası ya da meteorolojisi olarak tabir edilen alana yatırım yaparak buradaki yetkinliği artırmak, Türkiye'yi astronomik gözlemler ve uzay nesnelerinin yerden takibi konularında daha ileri seviyeye taşımak, ülkede uzay sanayisi ekosistemini daha da geliştirmek ve bir uzay teknolojisi geliştirme bölgesi kurmak da hedefler arasında yer alıyor.

Ay Araştırma Programı ile geliştirilen ilk uzay aracında bütün süreçlerin 2026'da tamamlanması ve aracın fırlatılması planlanıyor. Programın ilk aşaması olan AYAP-1 kapsamında Ay'ın yörüngeden keşfi ve yüzeyle ilk temasın gerçekleştirilmesi, ikinci aşamada ise AYAP-2 Projesi ile yumuşak iniş yöntemiyle yüzeye bir gezici keşif aracının (rover) indirilmesi amaçlanıyor.

Uzaya bağımsız erişim programı da sürdürülecek. Fırlatma roketleri geliştirmeye yönelik projelere devam edilecek. Böylece 2030'a kadar uluslararası işbirlikleriyle bir uzay limanı kurulması hedefleniyor.

Alçak yörünge uydularına ilişkin milli üretim programı da başlatılacak. Bu alanda kamu, akademi ve özel sektör projeleri desteklenecek.

Türkiye, Rusya ve Çin'in ortak kurduğu Uluslararası Ay Bilim İstasyonu'na başvurdu

Türkiye, Rusya ve Çin tarafından kurulan Uluslararası Ay Bilim İstasyonu'na başvurdu.

'Rusya Yörünge İstasyonu' olarak bilinen ve Rosatom tarafından 2027 - 2032 yıllarında uzayda yörüngeye konuşlandırılması beklenen proje, Rusya ve Çin'in ortak uzay çalışmalarını yürütmesini sağlayacak.

Rusya ve Çin uzayda Ay Üssü kurmak için 2020'de anlaşmıştı

12 Şubat 2020'de Rusya hükümetinin Roscosmos'un Çin Ulusal Uzay İdaresi'yle Uluslararası Bilimsel Ay İstasyonu'nun kurulmasını öngören bir mutabakat zaptı imzalanması önerisini kabul edilmişti.

Çin'in Rusya Büyükelçisi Zhang Hanhui, mutabakat zaptının, Ay'ın ve derin uzayın keşfine ilişkin ortak veri merkezinin kurulmasında iki kurum arasında işbirliği yapılmasını öngören anlaşma uyarınca hazırlandığını söylemişti.

Rusya Bilimler Akademisi Uzay Araştırmaları Enstitüsü müdürü, Türkiye'nin de bu projeye başvurduğunu açıkladı.

Tartışma