Çin'den ABD'ye uyarı: Ya tutumuzu değiştirin ya da çatışmayı göze alın
Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang, göreve geldikten sonra düzenlediği ilk yıllık basın toplantısında ABD'yi, Çin ile ilişkilerindeki yaklaşımı, Tayvan sorunu, Hint-Pasifik stratejisi ve Ukrayna krizindeki tutumu dolayısıyla eleştirdi.
Çin Ulusal Halk Kongresinin 14. Genel Kurulu kapsamında başkent Pekin'de "Çin Dış Politikası ve Dış İlişkileri" konulu basın toplantısı düzenleyen Çin Gang, küresel sorunlar ve dış politika başlıklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çin Gang, ABD'nin Çin konusunda yanlış bir rakip ve düşman algısına sahip olduğunu, Hint-Pasifik stratejisi ile Asya-Pasifik bölgesinde NATO benzeri bloklar oluşturarak Çin’i çevrelemeye çalıştığını savundu.
Ukrayna krizinde barış ve diyalogdan yana olduklarını vurgulayan Çin Gang, Rusya'ya destek bahanesiyle yaptırımla tehdit edilmelerini kabul etmediklerini belirterek, ABD'nin krizde çözümü değil çatışmanın devamını isteyen taraf olduğu imasında bulundu.
"ABD'nin Çin'i algılamasında problem var”
ABD ile yaşanan balon krizinin Washington'ın Çin ile rekabeti algılamasına dair derin problemleri ortaya koyduğunu ifade eden Çin Gang, "ABD, Çin'i birincil rakibi ve kendisine yönelik en önemli jeopolitik meydan okuma olarak görüyor. Bu gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendiğinde diğerlerinin yanlış olmasına benzeyen bir durum. Çin-ABD ilişkileri bu yüzden sağlam bir doğrultuya oturmak yerine irrasyonel yönlere sapıyor." dedi.
Çin Gang, ABD'nin "Çin ile çatışma değil rekabet istediğini" söylediğini ama gerçekte Çin'i çevreleyerek kalkınmasını bastırmaya yöneldiğini savunarak, "ABD'nin rekabet dediği şey, Çin'i çevrelemeyi ve bastırmayı ve iki ülkeyi ‘sıfır toplamlı oyun’ denklemine hapsetmeyi hedefliyor.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin sürekli kurallardan bahsettiğini, kendi koyduğu kuralları yine kendinin ihlal edebildiği bir rekabet ve düzen anlayışını dayattığını vurgulayan Çin Gang, "Düşünün ki iki atlet Olimpik bir müsabakada yarışıyor. Atletlerden biri kendi en iyi performansını sergilemek yerine sürekli diğerini düşürmeye çalışıyor. Bu adil bir rekabet değildir. Bu kötü niyetli rekabettir, fauldür." değerlendirmesinde bulundu.
Çin Gang, ABD'nin çatışmadan kaçınmak, ilişkileri rayında tutmak için "koruma hatları" oluşturulmasını önerdiğini, bu yolla Çin'in saldırıya ve iftiraya uğradığında kendisini savunmamasını talep ettiğini savunarak, "Eğer ABD frene basmaz, yanlış yolda hızla ilerlemeyi sürdürürse hiçbir koruma hattı ilişkilerin raydan çıkmasını önleyemeyecektir, Çatışma ve cepheleşme kaçınılmaz olacaktır." diye konuştu.
Tayvan sorusunda anayasa kitapçığını çıkardı
ABD ile Çin arasında Tayvan bağlantılı gerilimlerin arttığına, çatışma ihtimalinin gündeme geldiğine, Çin’in bu konudaki tutumunun ne olduğuna ilişkin soruya yanıt veren Çin Gang, Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası kitapçığını çıkardı.
Çin Gang, Anayasa'nın giriş bölümünde yer alan "Tayvan, Çin Halk Cumhuriyeti’nin kutsal topraklarının parçasıdır. Tayvan’daki yurttaşlarımız dahil tüm Çin halkının kaçınılmaz görevi, ana vatanın yeniden birleştirilmesini gerçekleştirmektir." ifadelerini okudu.
Tayvan sorununun çözümünün Çin halkının meselesi olduğunu, hiçbir ülkenin buna müdahaleye hakkı olmadığı vurgulayan Çin Gang, "Son dönemde bazı ABD’li yetkililer, Tayvan sorununun Çin'in iç meselesi olmadığına ilişkin yorumlarını dile getiriyor. Bu tür saçma yorumlara kararlılıkla karşı çıkıyoruz ve bu konudaki teyakkuzumuzu sürdürüyoruz.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Ukrayna Savaşı'nın yıl dönümünde ülkesinde "The Atlantic" dergisine verdiği röportajda, Tayvan sorununun, Çin'in savunduğu gibi egemenlikle ilgili bir iç mesele olmadığını, bütün dünyayı ilgilendirdiğini belirterek, "Eğer Çin'in saldırganlığı nedeniyle Tayvan’da kriz çıkarsa, dünya ekonomisi ve diğer ülkeler için sonuçları felaket olacaktır." ifadelerini kullanmıştı.
Tayvan Boğazı'nın iki yakasının "Çin" adı verilen aynı ülkenin parçası olduğunu vurgulayan Çin Gang, "Kardeş halklar olarak büyük bir samimiyet ve gayretle barışçıl yeniden birleşme için çalışacağız. Bu arada (ayrılıkçı girişimlere karşı) gerekli tüm tedbirleri alma hakkımızı saklı tutuyoruz. Çin'in Ayrılıkçılıkla Mücadele Yasası bunu açıkça ortaya koyuyor. Bu yasa ihlal edilirse, Anayasa’ya ve yasaya uygun hareket etmek zorundayız. Kimse Çin halkının ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma kararlılığını, iradesini ve kabiliyetini azımsamasın.” diye konuştu.
Çin'de 2005'te kabul edilen Ayrılıkçılıkla Mücadele Yasası'nın 8. Maddesi, Tayvan’da barışçı yöntemlerin başarısız olması halinde gerekirse askeri güç kullanarak yeniden birleşmenin sağlanmasını öngörüyor.
Tayvan sorununun Çin’in temel çıkarlarının merkezinde yer aldığının, Çin-ABD ilişkilerinin temeli olduğunun altını çizen Çin Gang, "Tayvan sorunu Çin-ABD ilişkilerinin ilk kırmızı çizgisidir, asla ihlal edilmemelidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Hint-Pasifik stratejisi NATO benzeri blok oluşturmayı hedefliyor”
Çin Gang, ABD'nin Hint-Pasifik stratejisinde görünürde özgür, açık bir bölgeyi hedeflediğini, güvenliği ve refahı sürdürmeyi vurguladığını ancak gerçekte dışlayıcı bloklar oluşturarak NATO’nun Asya-Pasifik versiyonunu yaratmayı hedeflediğini savundu.
Bu stratejinin ekonomik bağları koparma yoluyla bölgesel entegrasyona zarar verdiğini ifade eden Çin Gang, “ABD’nin dile getirdiği 'Çin’in hareket ettiği stratejik ortamı şekillendirme' hedefi, Hint-Pasifik stratejisinin Çin’i çevrelemeye yönelik gerçek amacını ortaya koyuyor.” dedi.
Çin Gang, böyle bir girişimin Güneydoğu Asya Uluslar Birliğinin (ASEAN) merkezinde yer aldığı açık ve kapsayıcı bölgesel işbirliği mimarisini sekteye uğratacağını ve bölge ülkelerinin uzun vadeli çıkarlarına zarar vereceğini belirterek, "Bölge ülkeleri ASEAN’ın çatışmanın vekili haline gelmesini, büyük güç mücadelesinin sahası olmak istemiyor. Küresel büyümenin motoru olan Asya ve Asya-Pasifik bölgesi, kazan-kazan işbirliğinin sahnesi olmalı, jeopolitik rekabetin satranç tahtası değil." ifadelerini kullandı.
Yeni bir Soğuk Savaş'ın çıkmaması, Ukrayna'dakine benzer bir krizin Asya'da tekrarlanmaması gerektiğine işaret eden Çin Gang, "Çin, Soğuk Savaş mantığına, kamplara dayalı cepheleşmeye, diğer ülkeleri çevrelemeye ve kalkınmasını engellemeye karşıdır." şeklinde konuştu.
"Ukrayna’da görünmez bir el barış çabalarını engelliyor"
Çin Gang, Çin'in son dönemde Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki tutumu nedeniyle suçlandığının, hatta ABD ve Batı tarafından yaptırımla tehdit edildiğinin hatırlatılması üzerine, "Çin çatışmanın tarafı değildir. Rusya'ya silah sağlamamıştır. O halde yaptırımla tehdit edilmesi kabul edilemez." diye konuştu.
Ukrayna'daki sorunun krize dönüşmesinden kaçınılabilecekken bir trajediye dönüştüğünü, karmaşık tarihsel sebepleri olduğunu, Avrupa’daki güvenlik sorunlarının birikerek patlak vermesinden kaynaklandığını dile getiren Çin Gang, "Çin, savaşı ve yaptırımları değil barışı ve diyaloğu destekliyor." dedi.
Çin Gang, Ukrayna krizinin siyasi çözümü için 12 maddelik önerilerini ortaya koyduğunu hatırlatarak, "Ne yazık ki barış görüşmelerine yönelik çabalar sürekli engelleniyor. Sanki görünmez bir el savaşın devamını ve çatışmanın uzamasını istiyor, bu krizi kendi jeopolitik gündemi için kullanmak istiyor." yorumunda bulundu.
Krizin çözümü içim tüm tarafların meşru güvenlik endişelerinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Çin Gang, "Ukrayna krizi kritik bir kavşak noktasına geldi; ya çatışma bitecek ve barış sağlanarak siyasi çözüm süreci başlayacak ya da ateşe daha fazla körükle gidilecek ve kriz daha da büyüyecek ve kontrolden çıkacak. Çatışma, yaptırımlar ve baskı sorunu çözmeyecektir. Akla, sükunete ve diyaloğa ihtiyaç var.” ifadelerini kullandı.
Çin Gang, Rusya ile ilişkilerine dair yapılan eleştirilere de "Çin-Rusya ilişkileri ittifak kurmama ve cepheleşmeme anlayışına dayalıdır, üçüncü tarafları hedef almamaktadır fakat aynı zamanda üçüncü taraflarca da kontrol edilemez.” diyerek yanıt verdi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, 19 Şubat'ta, Amerikan istihbaratının, Çin’in, Rusya'ya Ukrayna savaşında destek olmak için silah ve mühimmat sağlamayı değerlendirdiğine dair bilgiler edindiğini ileri sürmüştü.
Çinli şirketlerin, halihazırda Rusya savunma sanayisine "öldürücü olmayan" türde destek sağladığını savunan Blinken, yeni bilgilerin, Pekin'in doğrudan "öldürücü" nitelikte silah ve mühimmatı da sağlayabileceğini gösterdiğini ifade ederek bu ihtimalin ilişkileri zora sokacağını vurgulamıştı.