Denizlerin tarihi ve rakamlar
Başat ülkeler rakiplerini denizler üzerinden kontrol etme stratejisine devam ediyor. Sadece Karadeniz ülkeleri dikkate alındığında ortadaki zenginlik 3 trilyon doların üzerinde! Türkiye’nin günümüzdeki ve gelecekteki konumlanması da bu hakikatten ayrı olmamalı!
Tarih öncesi çağlardan bu yana denizlerin önemi artarak devam etmektedir. Üzerinde yaşadığımız kara parçalarının müdafaası her ne kadar sürekli gündemde ise de deniz hakimiyeti ya da denizlere açılmaksızın başat bir devlet olmak nerede ise imkansızdır.
Son zamanlarda günümüzde deniz taşımacılığının ve denizlerin ehemmiyetini yitirdiği, havayolu ve drone ile taşımacılığın önemli hale geldiği söylemleri tutarlı hiçbir değeri ihtiva etmeden öylesine söylenmiş cümlelerdir.
Çünkü tarih ilmi bize farklı şeyler anlatıyor.
Kartaca nasıl Roma’yı kaynaklarından mahrum bırakma hamlelerini hep deniz alanları üzerinden yapma gayretinde oldu ise, bugün de başat ülkeler rakiplerini denizler üzerinden kontrol etme stratejisini uygulamaya devam ediyorlar.
Akdeniz ve Karadeniz’e en uzun kıyısı olan ülkelerden biri olan Türkiye’nin, günümüzdeki ve gelecekteki konumlanması da elbette bu hakikatten ayrı olmayacaktır.
Bugün yaklaşık 20 ülke ile çevrili olan Akdeniz, 425 milyondan daha fazla bir nüfusa ev sahipliği yapmaktadır. Dünya ticaretinin %30’u bu denizde cereyan etmekte ayrıca 130.000 gemi bu denizde dolaşmaktadır.
Altı ülke ile çevrili olan Karadeniz ise yaklaşık 300 milyonluk bir nüfusu içinde barındırmaktadır. Sadece Karadeniz havzasına kıyısı olan bu ülkeler ile Karadeniz üzerinden dünyaya bağlanan ülkeler kıstas alındığında ortadaki zenginlik 3 trilyon doların üzerindedir.
Türkiye boğazlar vasıtası ile bu iki denizin tam orta noktasında bulunan en değerli ve deniz ticareti için en avantajlı ülke pozisyonundadır. Türkiye’nin inşa etmeye başladığı Kanal İstanbul projesini sadece bu alternatif kanaldan geçecek gemi sayısı üzerinden okumak bu yüzden eksik ve dar bir bakış açısıdır.
Deniz taşımacılığında rakamlar
1900’lü yılların başında deniz kıyıları ile 150 km iç kısımlarında yaşayan nüfusun oranı dünya nüfusunun %30’u civarındayken, bu rakam 2017 yılında %60’ın üzerine çıkmış durumdadır. Ayrıca bugün itibarı ile dünyada kabaca 500 milyon insan denizden geçinmektedir. Bu rakamlar bize gelecek yıllarda da denizin önemini giderek arttırmaya devam edeceğini söylemektedir.
Konteyner denilen kutunun bulunması ile standardı TEU birimi üzerinden sağlanmış yükler bu kutular içinde taşınmaya başlamıştır.
Deniz taşımacılığında kullanılan gemiler 1988 yılında 5.000 TEU taşıma kapasitesine sahipken, 1990’da 6.000 TEU, 1996’da 8.000 TEU, 2006’da 19.000 TEU, 2017’de ise 21.400 TEU taşır hale gelmiştir.
Ayrıca bugün yaklaşık 400.000 ton dökme yük alabilen gemiler, 500 bin m3 petrol, 266.000 m3 doğalgaz taşıyabilen tankerler seyir halindedir.
Bugün dünya petrolünün %75’i denizler üzerinden taşınırken, sadece %9’u boru hatları üzerinden taşınmaktadır.
Evet inşa edilen bu devasa gemiler yüzünden petrol tankerlerinin ve yük taşıma gemilerinin sayısında radikal artış beklenmemektedir lakin yüzer ada büyüklüğündeki bu gemilerin dünyadaki boğaz ve kanallardan geçişleri de sorun olmaya devam edecektir.
Yine 2017 yılı verilerine göre deniz taşımacılığı ile taşınan yük miktarı 11 milyar tona ulaşmıştır. Ayrıca deniz yolu taşımacılığı hava yolu taşımacılığına göre 100 kat, karayolu taşımacılığına göre ise en az 10 kat daha iktisatlıdır.
Dünya limanları
1990’lı yıllara gelinceye kadar dünyanın en büyük 10 limanı arasında üç İngiliz ve dört Amerikan limanı varken bu tablo bugün alt üst olmuş vaziyettedir. Atlantik üzerindeki yoğun deniz ticareti, Soğuk Savaşın bitmesi ile Pasifik merkezli hale gelmiştir.
2017 tarihi itibarı ile dünyanın en büyük beş limanı Şangay (37 milyon TEU), Singapur (31 milyon TEU), Schenzen (24 milyon TEU), Zhushan (21 milyon TEU), Hong Kong (20 milyon TEU) limanlarıdır.
Dünya ile doğru orantılı olarak Akdeniz ve Karadeniz’de de limanlar her geçen gün önemini arttırmaktadır. İtalya, Yunanistan, Mısır, İsrail, Lübnan, Adriyatik ve Fransız limanları ile yarışamayan bir Türkiye, önümüzdeki yıllarda yeniden kuralları belirlenen oyunun dışına itilebilir.
Denizlerde bugün itibarı ile taşınan 11 milyar tonluk yükün 2025 yılı itibarı ile 15 milyar tona çıkması beklenmektedir. Bu yüzden limanlarına ve liman bağlantılı kara ve demiryollarına yatırım yapan devletler kazanacaktır.
Petrol tankerlerinin taşıma kapasiteleri her geçen gün daha da artarken, kruvaziyer yolcu taşıyan gemilerin sayısında ve yolcu miktarlarında önemli artışlar meydana gelecektir. Bugün itibarı ile 19 milyon civarında olan kruvaziyer yolcu sayısı, 15 yıl gibi kısa bir zaman içerisinde 54 milyona çıkacaktır.
Denizler ve deniz perspektifli yapılacak tüm yatırımları ve alınacak siyasi kararları bu rakamlar üzerinden okumak gerekir.