Dmitry Trenin: Gürcistan "yabancı ajanlar" yasasını kabul etmezse Rusya ile ilişkiler daha da gerginleşecek
💢 "Gürcü Rüyası" hükümeti Gürcistan'ın ulusal çıkarlarını koruyan hükümettir.
💢 Göstericiler, Batı'nın ortak çıkarlarını Gürcistan'ın çıkarlarından daha üstün görüyor.
💢 Her halükarda olayların bu şekilde gelişmesi Rusya'nın çıkarına değil.
Gürcistan'da geçen yıl gösteriler nedeniyle iptal edilmek zorunda kalan iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi'nin, "Yabancı ajanlara ilişkin" yasa tasarısını bu yıl "Dış nüfuzun şeffaflığı hakkında" adıyla yeniden parlamentoya sunması, kitlesel protestoları yeniden alevlendirdi. Şu anda ülkenin birçok yerinde hükümete ve kabul edilecek yasa tasarısına karşı protestolar hızla sürüyor.
Sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra muhalefet partileri, Gürcistan'ın ABD ve Avrupa Birliği (AB) gibi Batılı ortakları, yasa taslağının ülkede ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayacağını, STK çalışanlarını etkileyeceğini belirtiyor. Onların "yabancı ajanlar" olarak görülmesi, hassas gruplara yönelik uygulanan çeşitli projelerin askıya alınmasına neden olabilir.
Ayrıca ilk kez Rusya'da kabul edilen "Yabancı Ajanlar Kanunu"nun bu kez Gürcistan'da kabul edilmesi, yetkililerin Rusya ile yeniden işbirliği yapması olarak değerlendiriliyor. Süreçler Rusya'dan da yakından takip ediliyor. Politikacılar, söz konusu yasa tasarısının kabul edilmemesi durumunda Rusya'ya karşı bir sonraki cephenin Gürcistan olacağı görüşünde.
Konuyla ilgili gdh'a özel açıklamalarda bulunan Rusya Ulusal Araştırma Üniversitesi Ekonomi Yüksek Okulu profesörü Dmitry Trenin, yasanın kabul edilmemesi halinde Gürcistan'ın 2008'de yaşadığı tarihle yeniden yüzleşebileceğini söyledi.
"Gürcü Rüyası" hükümeti Gürcistan'ın ulusal çıkarlarını koruyan hükümettir. Göstericiler, "Batı'nın ortak çıkarlarının" Gürcistan'ın çıkarlarından daha üstün olduğunu düşünen liberal küreselizmin destekçileridir. Küreselcilerin bakış açısından artık hiçbir şey Batı hegemonyasının kalıntılarını korumaktan daha önemli değil. Rusya'yı zayıflatmak için Ukrayna'yı savaşa kışkırttılar ve Rusya Federasyonu'na karşı "ikinci cephe" açacak yer bulmaya çalışıyorlar. Bu rolün başlıca adayları Moldova ve Gürcistan'dır. Ancak Moldovalı yetkililerin aksine Gürcü yetkililer direniyor. Bu nedenle “Renk Devrimi” teknolojisini kullanarak bunları kırmak gerekiyor.”
Trenin, Gürcü muhalefetinin iktidara gelme riskinin Rusya ile yeniden savaşa yol açabileceğini belirterek, halkın artık ciddi bir karar vermesi gerektiğini söyledi.
Mevcut Gürcü muhalefetinin iktidara gelme riski olsa da, umarım tarih tekerrür etmez. Bu muhtemelen Gürcü halkı için 2008'de Güney Osetya'da yaşanan kısa ömürlü savaştan daha büyük bir trajedi olacaktır. Her halükarda olayların bu şekilde gelişmesi Rusya'nın çıkarına değil. Batı siyaseti, Batılı vakıf ve kuruluşların desteğini alan kişileri aktif olarak kullanıyor. Dedikleri gibi bedava öğle yemeği diye bir şey yoktur. Refahları Batı'nın finansal desteğine bağlı olan insanlara liberal küreselci ideoloji aşılanıyor, kendilerini "yabancı ajan" olarak görmüyorlar ve değerlerin arkasına saklanıyorlar. Hükümetin ülkeyi aşırı dış etkilerden koruma arzusu, Batı yanlısı çevrelerle çatışma durumu yaratıyor. Batı siyaseti bu çatışmayı "renkli devrimlerin" tüm varyantlarında kullanıyor.”
Gürcistan hükümeti sonuna kadar kararlı olmalıdır.
Gürcistan'daki durum hakkında tahminde bulunmak için yeterli bilgiye sahip değilim. Gürcistan hükümetinin tutarlı tutumundan ve ülkesinin ulusal çıkarlarını savunmaya hazır olmasından etkilendim. Kuçma ve ardından Yanukoviç başkanları kendi dönemlerinde aynı kararlılığı göstermiş olsaydı, Ukrayna düştüğü felaketten kurtulabilirdi. Baltık ülkeleri hariç genel olarak eski SSCB ülkelerinden bahsetmişken, Rusya dahil bu ülkelerin her birinin kendi medeniyet yolunu seçmiş veya seçeceğini düşünüyorum. Batı'nın bir parçası (daha doğrusu bir eklentisi) olamayacaklar. Yani ben daha çok tarihsel bir iyimserim.”