Dünyanın göz ardı ettiği Sudan'da insanlık dramı: 13,6 milyon çocuk risk altında
Clingendael Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmanın “en olası senaryosuna” göre, Sudan'da haziran ayına kadar beklenen kıtlığı önlemek için çok geç kalındı.
Sudan'da sekiz yıldır devam eden çatışmalar yüzünden 24,7 milyon kişinin insani yardıma ihtiyacı var ve 18,1 milyon kişi insani yardıma ulaşabilmiş durumda. Dünyanın göz ardı ettiği, ihtiyaç duydukları fonların yüzde 95’inden yoksun olan Sudan'da neler oluyor? The Economist, 2024'te yaşanması muhtemel olayları sıraladı. İşte o yazı:
Bundan bir yıl önce Afrika’nın üçüncü büyük ülkesindeki çatışma başladığında, ikisi de devletin kontrolü için yarışan iki general arasındaki açık bir mücadele yaşanıyor sanılabilirdi. Bir tarafta General Abdel Fattah al-Burhan liderliğindeki Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF), diğer tarafta ise Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti adıyla tanınan bilinen Darfurlu savaş ağası) komutasındaki paramiliter bir birim olan Hızlı Destek Güçleri (RSF) vardı. Çatışmalar başkent Hartum’da patlak verdikten ve hızla Darfur’a yayıldıktan sonra bile bazı gözlemciler hâlâ çatışmaların kontrol altına alınabileceğini ya da iki tarafın bir çıkmaza sürüklenip ardından bir güç paylaşımı anlaşması yapabileceğini düşünüyordu.
Rusya ve Ukrayna’dan bile savaşçılar geldi
Ancak aksine çatışma, Sudan’ın komşularının birçoğunu istikrarsızlaştırabilecek kadar büyük, tüm ülkeye yayılan anarşik bir yangına dönüştü. Başlangıçta, tanımlanabilir birer liderlik altında geniş ölçüde tutarlı iki silahlı blok varken, şimdi her birinin kendi çıkarları ve gündemleri olan rakip milisler ve isyancı hareketlerden oluşan bir mozaik ile karşı karşıyayız. Çad, Libya ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nden ve Kızıldeniz üzerinden silahlar ve paralı askerler sınıra akıyor. Rusya ve Ukrayna gibi uzak ülkelerden bile savaşçıların mücadeleye katıldığı bildiriliyor. Her iki taraf da karşı tarafa kesin bir darbe indirmeyi başaramayınca hem SAF hem de RSF parçalanmaya başladı. ABD’nin kısa süre önce atadığı özel temsilci Tom Perriello “Çöküşe doğru savruluyoruz. Sudan halkı ve daha geniş bölgede 20 ila 25 yıllık bir gerileme riski var” diyor.
Temel gıda enflasyonu yılda yüzde 83'ü buldu
Daha acil olan şey ise kitlesel açlık riski. BM Dünya Gıda Programı’nın Doğu Afrika’daki başkanı Michael Dunford, “Durum felaket. Sorurun ölçeğine bakıp bunun nereye doğru gittiği konusunda umutsuzluğa kapılıyoruz” diyor.
15 Nisan’da bağışçılar insani yardım çabalarını finanse etmek için yaklaşık 2.1 milyar dolar taahhütte bulundu. Ancak Hollandalı düşünce kuruluşu Clingendael Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmanın “en olası senaryosuna” göre, haziran ayına kadar beklenen kıtlığı önlemek için çok geç kalınmış olabilir ki bu da 500 bin kişinin ölümüne yol açabilir. “En uç” senaryo tahminine göre ise 1 milyona kadar insan ölebilir.
Savaş nedeniyle Sudan’ın büyük bir bölümünde, özellikle de Darfur’da 2023 yılında neredeyse hiç hasat toplanamadı. Ulusal tahıl üretimi neredeyse yarı yarıya azaldı. Temel gıda maddelerinin fiyatı yüzde 83’e varan oranlarda arttı. Bu gidişat, çatışmaların ekmek ambarı Gezira eyaletine ulaşmasıyla daha da kötüleşecek gibi görünüyor.
Başkentin de içinde bulunduğu en kötü etkilenen bölgelerde insanlar hayatta kalmak için yaprak yiyor. Çocuklar yetersiz beslenme ya da buna bağlı hastalıklardan ölmeye başladı bile. Care adlı yardım grubundan Deepmala Mahla’ya göre, savaştan etkilenen bölgelerdeki sağlık tesislerinin yaklaşık yüzde 70’i artık işlevsiz. Geçen yılın büyük bölümünde Darfur’a sınırı olan Çad’a gelen mülteciler, RAF birlikleri ve müttefik Arap milislerin yerel siyah Afrikalılara karşı başlattığı korkunç bir etnik temizlik kampanyasından kaçtıklarını söylüyorlardı. Yeni gelenler ise yardım görevlilerine açlıktan kaçtıklarını anlatıyor.
Yardım kamyonlarına saldırıyorlar
Her iki taraf da insani yardımı engelliyor. RSF savaşçıları düzenli olarak yardım kamyonlarına saldırıyor ve sivil toplum örgütlerine ait depoları yağmalıyor. Şubat ayında saf, yardım kuruluşlarının Çad üzerinden malzeme ulaştırmasını yasakladı. O zamandan bu yana kısmen yumuşadı ancak yardım çalışanlarına vize ve seyahat izni vermemeye devam ediyor. Bir BM yetkilisi, yardım ulaştırmak için SAF ve RSF tarafından kontrol edilen bölgeler arasındaki sınırları geçmenin “külfetli ve kasıtlı olarak zaman alıcı” olduğunu belirtiyor. Sonuç olarak, tüm bölgeler aylardır acil durum malzemelerinden mahrum bırakıldı. Tufts Üniversitesi’nden kıtlık uzmanı Alex de Waal “Sudan’daki önceki gıda krizleri yereldi. Şimdi 19. yüzyıldan beri görmediğimiz bir şeye tanık oluyoruz: Ülke çapında bir gıda acil durumu” diyor.
Sığınacak liman kalmadı
Kuzey Darfur’un başkenti ve SAF’ın batıdaki son büyük dayanağı olan El-Fasher’i ele alalım. Savaştan önce kent başka yerlerdeki şiddet ve açlıktan kaçanlar için bir sığınaktı: 20 yıl önce Darfur’da yaşanan etnik temizlikten bu yana yüz binlerce olmasa da on binlerce sivil buraya sığınmıştı. Ancak bugünlerde Sudan’ın başka yerlerinde hüküm süren kaosun bir mikrokozmosu haline geldi.
Teoride kontrol ulusal orduda ve birkaç bin asker kent merkezindeki kışlalarda konuşlanmış durumda. Ancak gerçekte, yerel Zaghawa etnik grubundan isyancılar güvenliğin çoğunu sağlarken, dış mahallelerin çoğu RSF ve ona bağlı milislerin denetiminde. Kentin bir tarafından diğer tarafına gitmek için her biri farklı bir silahlı grup tarafından yönetilen çok sayıda kontrol noktasından geçmek gerek. El-Fasher’in içinde, dışında ve çevresinde hareket etmek bu kadar maliyetli ve tehlikeliyken, içerideki yaşam giderek umutsuzlaşıyor. Fransız insani yardım kuruluşu Solidarités International’dan Justine Muzik “Çok geç kaldık bile” diyor.
Humma, sıtma, tecavüz
Dang humması ve sıtma yaygınlaşıyor. Bir başka Fransız yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar, güneybatı yakasındaki mülteci kampı Zamzam’da her iki saatte bir, bir çocuğun yiyecek ya da tıbbi bakım eksikliği nedeniyle öldüğünü söylüyor. Darfur’un diğer bölgelerinden şehre yeni gelenlerle birlikte temel ihtiyaç malzemeleri de azalıyor. Pazarda hala yiyecek bulunsa da bir çuval pirinç savaş öncesinin neredeyse sekiz katına mal olabiliyor.
Ülkenin büyük bölümünde her iki taraftan askerler, bazı durumlarda etnik kökenleri nedeniyle kadınlara ve kız çocuklarına tecavüz ediyor. Avukat ve doktorlara göre sadece Hartum eyaletinde binden fazla tecavüz vakası yaşandı. Yakın zamanda Sudan’dan kaçan insan hakları avukatı Ghada Abbas, başkente yakın bir şehir olan Omdurman’da askerlerin 12, 16 ve 18 yaşlarındaki üç kız kardeşe tecavüz ettiği bir olayı anlatıyor: “İnsanların çığlıklarını duymalarına rağmen kimse dışarı çıkmaya cesaret edemedi.”
Barış umudu var mı?
Bazı umut verici işaretler de var. Mısır’ın başkenti Kahire’de gizli ateşkes görüşmeleri devam ediyor. Amerika’nın desteklediği ayrı bir süreç de yakında Suudi Arabistan’da yeniden başlayacak. Ancak son haftalarda düzenli ordu, RSF’nin Hartum’da daha önce elde ettiği bazı kazanımları tersine çevirerek destekçileri arasında kesin bir zafer kazanma umutlarını arttırdı. Sadece birkaç hafta önce zafer kazanmış gibi görünen RSF olmuştu. Sudanlı düşünce kuruluşu Confluence Advisory’den Kholood Khair “Şu anki durum gerçek hava değişimi değil, sandalye kapmaca gibi görünüyor” diyor. Her iki taraf da hala üstünlüğü ele geçirmeye kararlıyken barış ihtimali zayıf görünüyor.