East Asia Forum: ABD'nin güvenlik stratejisi soğuk savaşın zihinsel haritasının izini sürüyor

ABD'nin ulusal güvenlik stratejisi; Soğuk Savaş'ın zihinsel haritasının hâlâ güçlü bir etkiye sahip olduğunu ve bundan sonraki on yılın dünyanın geleceği açısından belirleyici olduğunu ortaya koyuyor.

1. resim

Geçtiğimiz hafta içinde, Amerika Birleşik Devletleri yeni stratejilerini açıklarken Çin'de Xi Jinping yönetiminde yeni dönem için adım attı.

Öncelikle Washington'da Biden yönetimi tarafından Ulusal Güvenlik Stratejisi yayınlandı. Bu strateji Amerikan psikolojisi hakkında çok şey ortaya koyuyor. Hemen ardından ise Pekin, Xi Jinping'in üçüncü dönem için başkan olarak onaylandığı 20. Parti Kongresi'nin açılışına tanık oldu.

Beyaz Saray, teknoloji savaşında Çin ile rekabet etmek ve onu dizginlemek için tartışmasız en büyük hamlesini başlatırken, dünya ve ABD'li çip üreticilerinin Çinli müşterilere yarı iletkenler ve çip yapma ekipmanı satma kabiliyetini artırmaya çalışıyor.

Bu, teknoloji rekabetinde büyük bir tırmanışı temsil ediyor. Nitekim bu hamle Çin tarafından sert bir şekilde yanıtlandı ve Pekin'deki öfkeli yetkililer ekonomik misilleme tehdidinde bulunuyor.

Biden'ın ulusal güvenlik stratejisi, seleflerininki gibi, üslubu ve beyanı bakımından ses getiren bir strateji olarak görülebilir. Stratejiye göre Biden, Amerika'yı dünya için 'belirleyici bir on yıl' dediği şey için, bir temele oturtmaya çalışıyor.

Washington bu yeni strateji yaklaşımı ile daha önceki hatalardan ders aldığını vurgulayarak Soğuk Savaş sonrası dönemine de adeta selam duruyor. Daha da dikkat çekici olanı, her zaman ön planda tuttuğu "dünyadaki demokrasiyi geliştirme" hedefinden vazgeçmiş gibi görünüyor.

Biden yönetimi bu strateji ile "Ordumuzu rejimleri değiştirmek için kullanmayacağız' ya da 'toplumları yeniden inşa etmek için kullanmayacağız' diyor. Bu en keskin kırılma olarak görülebilir.

Bu yaklaşım Amerika'nın geleneksel bir büyük güç olma ihtimalini azaltabilir. Bunu yapmak, aslında Amerika'yı Amerika yapan şeyin özünü inkar etmek de olabilir.

Ancak yine de ABD'li politika yapıcılar tarafından bu stratejide çizilen yaklaşım, geniş ve her şeyi kapsayıcı olmaya devam ediyor. Dünyanın her köşesine dokunuyor ve genel olarak ABD'nin dünya genelindeki sorunları kapsayıcılığını karşılıyor.

Belge ABD’nin Rusya’yı ‘acil tehdit’, Çin’i ise ‘küresel ölçekte bir jeopolitik meydan okuyucu’ olarak gördüğünü, Çin’in hem niyet hem de kapasite olarak rakip olduğunu ve dünyanın lider gücü olmak istediği tespitini yapıyor. Yani, kendi yerine aday olarak gördüğünü duyuruyor.

Diğer yandan Soğuk Savaş'ın zihinsel haritası hâlâ güçlü bir etkiye sahip. Strateji belgesinde yalnızca bir kez görünen 'öncelik' kelimesi Çin ile rekabet için kullanılmış.

Bu durum, yeni bir "Soğuk Savaş" kavramından kaçınmaya çalışırken aynı zamanda "katı blokların" artık kabul edildiğini ve öncelikli hedefin "her anlamda" Çin ile 'büyük rekabet' olduğunu ortaya koyuyor.

Örneğin belgede şu satırlar yer alıyor: “Dünyanın genelinde, Amerikan liderliğine duyulan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. ABD bugün, uluslararası sistemin geleceğini şekillendirmek için stratejik bir rekabetin ortasındadır.”

Belgenin girişinde yazıldığı gibi ABD artık ‘Soğuk Savaş Sonrası’ denen dönemin bittiğini kabul etmiş. Bunu da en büyük stratejik sorun olarak görüyor. Bundan sonraki on yılın dünyanın geleceği açısından belirleyici olduğunu ve kendisinin bu mücadeleye hazır olduğunu ilan ediyor.

Tartışma