East Asia Forum: Eski imparatorlukların dönemi yeniden mi başlıyor?
Batı'nın dünyayı yönetme kabiliyeti azalırken yaralı imparatorluklar yükseliyor. Eski imparatorlukların dünyadaki güç dağılımını değiştirecek hamleler yapacağı bir dönem mi başladı?
Avusturya merkezli yayın organlarından East Asia Forum'da, son dönemde dünyada değişen güç dengelerinin ve Batı'nın etkin olduğu dünya düzeninde yaşanan değişimlerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Dünyada artık, tek bir süper gücün hegemonyasından çıkılan ve geçmişin imparatorluklarının yeniden rol almaya çalıştığı bir döneme girildiği belirtilen analizde, özellikle Rusya, İran, Çin ve Türkiye'nin adımlarına dikkat çekildi.
Analizde ayrıca; Batı'nın artık dünyayı yönetme kabiliyetine sahip olmadığı belirtilerek, “Jandarma gitti ve yaralı imparatorluklar yükselmeye başladı.” tespiti yapıldı.
İşte East Asia Forum'da yayınlanan analiz:
Deneyimli bir tarihçi günümüzdeki gelişmeler hakkında şu tavsiyede bulunmuştu.
"Bugünün krizleri hakkında yazarken tarihin yaraları unutulmalı"
Uzmanlar da dünyada, artık tek süper gücün hegemonyasından çıkılan ve geçmişin imparatorluklarının haritaları ve dünyadaki güç dağılımını değiştirecek büyük hamleler yapacağı bir dönemin başladığına işaret ediyor.
Tarih tarafından haksızlığa uğradıklarına inanan imparatorlukların yaraları yeniden mi açıldı? Bu imparatorluklar aslında içinde, öfkelerini boşaltmak için doğru anı bekleyen uyuyan yanardağlar mı barındırıyordu?
Bazı gözlemciler Sovyetlerin çöküşü ve Batı'nın korkunç zaferi karşısında şaşkına dönen Rusya'nın askeri ve güvenlik kurumlarının gizli bir intikam planladığını ve bunu uygulamak için de kıdemsiz bir KGB subayını görevlendirdiğini ortaya atmıştı.
Geçtiğimiz günlerde Moskova'yı vuran terör saldırısını bir kenara bırakın. Zira bu korkunç katliam, Vladimir Putin'in planlarını ve kontrolünü sarsmayacaktır.
Zira Putin; sadece bir kaç gün önce Biden, Trump, Macron ve Scholz gibi liderlerin ancak hayal edebileceği büyüklükte bir zaferle yeniden başkan seçildi.
Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra Moskova'daki çok sayıda kişinin Joseph Stalin günlerini özlediklerine tanık olabilirsiniz. Ruslar, acımasız cinayetler ve kadere meydan okumak anlamına gelse bile güçlü hükümdarları severler.
Putin'i tanıyanlar, nükleer bir cehennem ortamı yaratmak gerekse bile Ukrayna'da yenilgiye tahammül edemeyeceğine inanıyor. Haklı da olabilirler. Putin, Ukrayna'daki bir yenilginin Rusya'yı Sovyetler Birliği'ninkine benzer bir çöküşe sürükleyebileceğini biliyor.
Putin'in tarihteki imajını da unutmamak gerekir. Bir zamanlar Saddam Hüseyin'in arkadaşlarından birinin söylediklerini hatırlamakta fayda var.
“Saddam Hüseyin'in Kuveyt'ten çekilmemesinin nedeni, Bağdat'taki dostları nezdindeki imajıyla bağlantılıydı.”
Ukrayna'nın işgalinin Kuveyt'in işgalinden farklı olduğuna şüphe yok. Ancak deneyimler göstermiştir ki; "tarihteki liderler" bazen kendi imajının esiri haline gelebiliyor.
Örnek olarak on yıllar önce İran Şahı da, ülkesinin sınırlarını imparatorluk mirasını içine alamayacak kadar dar bir kaftan olarak görüyordu. Şahı deviren Humeyni'nin yaklaşımı da farklı değildi.
Türkiye de benzer şekilde değerlendirilebilir. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Türkiye'nin mevcut sınırlarını Osmanlı ruhunu boğan dar bir kaftan olarak görüyor. Türkiye, Pers ve Rus imparatorluklarıyla uzun bir savaş tarihine sahiptir.
Çin de tarihin açtığı yaralardan muzdarip. Tayvan'ın sonsuza dek kendisinden koparılamayacağını ilan etmekte kararlı ve sabrı tükeniyor. Çin lideri Xi Jinping'in zaman denen bir müttefike güvenmesi ve Putin'in aksine sınır durumunu düzeltmek için henüz bir darbe başlatmamış olması dünya için bir şans.
Mevcut uluslararası ortamda, imparatorluk miraslarının canlandığı görülüyor. Batı artık dünyayı yönetme kabiliyetine sahip değil. Artık “jandarma” gitmiş ve yaralı imparatorluklar yükselmeye başlamıştır.
BM Güvenlik Konseyi devre dışı kaldı ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in çabaları Gazze ya da Ukrayna'daki yaralara merhem olamıyor.
Moskova'daki terör saldırısı, zamanlaması ve hedefleri göz önüne alındığında tehlikelnin boyutlarını gözler önüne seriyor.
İtiraflar Rus istihbarat servisi tarafından manipüle edilirse tüm gerçekler ortaya çıkmayabilir. Ukrayna'nın parmağı olduğu teorisinin doğru olması halinde saldırı bir dönüm noktası olacak ve bu saldırı Ukrayna'daki savaşta büyük bir tırmanışın önünü açacaktır.
Peki Batı, olası bir Rus zaferini tolere edebilir mi?
Bunu sadece zaman gösterecek...