East Asia Forum: Hizbullah, İsrail'e karşı yeni bir cephe açacak mı?
Hizbullah'ın savaşa tam kapasite ile girmesi, geniş bir bölgesel savaşa neden olacak. Peki Hizbullah, hangi seçenekleri değerlendiriyor? Hizbullah, İsrail'e karşı yeni bir cephe açacak mı?
Avustralya merkezli düşünce kuruluşu East Asia Forum'da, Hizbullah'ın olası İsrail-Hamas savaşına müdahil olmasının sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz kaleme alındı.
Savaşta yeni cephelerin açılması ihtimaline karşı, ABD'nin İsrail'i “evcilleştirmeye” çalıştığı belirtilen analizde, en az iki unsurun gerçekleşmesi halinde Hizbullah'ın savaşa tam kapasite ile gireceği ve bunun bölgesel bir savaşa neden olacağı belirtildi.
İşte East Asia Forum'da yayınlanan analiz:
Bölge kaynaklarından gelen bilgilere göre; İsrail'in kuzeyindeki bazı askeri noktalar Hizbullah tarafından hedef alınıyor. Bu, Hizbullah ile İsrail ordusu arasındaki en önemli çatışma olabilir.
Şu ana kadar çatışmalar sınırdaki alanlarda sınırlı kalsa da, topyekûn bir savaşa girmeyeceğimizin garantisi yok. Buna bağlı olarak da Lübnan'ın İsrail-Hamas çatışmasının içine çekilip çekilmeyeceği konusunda spekülasyonlar yüksek.
Çoğu analist Hizbullah'ın savaşa girmeyeceğini ve İran'ın İsrail'e karşı sahip olduğu önemli bir caydırıcılığı sona erdireceğini öne sürüyor. Ancak grubun geniş çaplı bir çatışmaya mı gireceğini yoksa şu anda yaptığı gibi İsrail ordusunun sadece "dikkatini mi dağıtacağını" söylemek zor.
Dikkat çekici olan, her iki tarafın da itidalli davranması ve elbette ABD'nin her iki tarafa da telkinde bulunması. ABD'nin Lübnan Büyükelçisi 7 Ekim'den sonra Hizbullah'ın eylemlerine karşı uyarıda bulundu. Hizbullah ülke içindeki hava ile Gazze'de yaşananlar arasında hassas bir denge kurmaya çalışıyor.
Gazze'deki Filistinlilere duydukları derin sempatiye rağmen Lübnan halkının yüzde 70'inden fazlası savaşa girilmesine karşı. Ancak İsrail'in Lübnan'ı vurması halinde kamuoyu bir gecede değişebilir. Söylem "savaşa girmeyin "den "işinizi yapın ve Lübnan'ı koruyun "a dönüşebilir.
Şu ana kadar Hizbullah olayların "temposunu" kontrol ediyor gibi görünüyor. İsrail ordusunu meşgul ediyor, İsrail istihbaratının kafasını karıştırıyor ve İsrail halkını korkutuyor.
Diğer yandan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah uzun konuşmalar yapmaya alışkın olmasına rağmen tek kelime etmedi. Görünen o ki; İsraillilere herhangi bir ipucu vermek istemiyor. Bu bir "bekle ve gör" mesajıdır.
Herkes grubun savaşa ilişkin tutumunu öğrenmek için, Nasrallah'ın Cuma günü yapacağı konuşmayı bekliyor. Nasrallah'ın yardımcısı Naim Kassem geçtiğimiz günlerde İsrail ve ABD'nin başlarına ne geleceğini bilmediklerini açıkladı.
ABD'nin 7 Ekim saldırılarında İran ya da Hizbullah'ın parmağı olduğuna dair kanıt bulunmadığı yönündeki açıklamasına rağmen Hizbullah yanlısı medya devam eden savaşın grup tarafından yönetildiği yönünde sinyaller veriyor.
Tüm bunlar önemli bir soruya akıllara getiriyor. Hizbullah savaşa girecek mi?
Aslında bu sorunun cevabı ve birçok şey Gazze'deki savaşın nasıl devam edeceğine bağlı.
Şu anda İsrail'in kara harekatının ortasında olduğunu kabul etmemiz gerekiyor ve nasıl gideceği Hizbullah'ın eylemlerini belirleyecektir. Zira böyle durumlarda nadiren önceden bir karar alınır. Muhtemelen olan şey, Hizbullah'ın acil durum planlaması yapmış olmasıdır.
Hizbullah'ın verdiği mesaj; “gerekirse geniş çaplı bir savaş başlatmaktır”. Ancak bu, iki durumda söz konusu olacaktır.
Birincisi; Hamas'ın tamamen ortadan kaldırılmaya yakın bir duruma düşmesidir.
Hizbullah, Hamas'ın ortadan kaldırılması halinde sıranın kendisine geleceğini çok iyi biliyor. İsrail Hamas'ı bitirme hedefine ulaşırsa cesaretlenecek ve diğer düşmanlarını ortadan kaldırmak için kendine güven kazanacaktır.
Hamas'ın ortadan kaldırılması, İran'ın da çıkarına değil. Çünkü İsrail Hizbullah'ın peşine düştükten sonra muhtemelen İran'ın da peşine düşecektir. İran'ın Hamas ve Hizbullah'ı İsrail'e karşı caydırıcı bir unsur olarak gördüğü unutulmamalıdır. Eğer bunlar yok edilirse, İsrail'i savuşturma kabiliyeti büyük ölçüde azalacaktır.
İkinci seçenek ise İsrail'in saldırmasıdır.
Mantıken İsrail Gazze'ye odaklanmaya devam etmelidir.Ancak mesele bundan çok daha derin.
İsrail için artık mesele sadece Gazze operasyonu ve rehinelerin kurtarılması değil, İsrail, halkının ordusuna olan güveni de yeniden tesis etmelidir.
İsrail halkına, 7 Ekim gibi bir olayın bir daha asla yaşanmayacağının garantisini vermekle ilgili doneler sunmak isteyecektir. Hizbullah Lübnan'da hala güçlüyken ortalama bir İsrailli bu güveni nasıl yeniden kazanabilir? Bu güveni yeniden tesis etmek için Hizbullah'ın işini bitirmek gerekiyor.
Hizbullah'ı vurmak atılacak mantıklı bir adım olmayabilir ve ABD İsrail'i “evcilleştirmeye” çalışabilir.
İsrail hükümeti büyük bir baskı altında ve hem halkına hem de dünyaya güçlü olduğunu göstermesi gerekiyor. Dolayısıyla Lübnan'a yönelik bir saldırı göz ardı edilemez.
Özellikle de İsrail ordusu Gazze operasyonunda Hamas'a karşı "başarılı" olamazsa bu gerçekleşebilir. Hizbullah'ın sivil tesislerini hedef almak nispeten kolay bir iştir ve İsrail kamuoyuna her zaman grubun altyapısını ortadan kaldırmak olarak tanıtılabilir. Bu durumda grubun karşılık vermekten başka seçeneği kalmayacaktır.
Hizbullah tüm olasılıklara açık ve İsrail bombardımanı ve Gazze'deki çatışmalar devam ederken seçeneklerini yeniden değerlendiriyor.
Hizbullah savaşa tam kapasite ile girerse bu bölgesel bir savaş olacaktır.
Hizbullah, 2006'dan bu yana sakin geçen 17 yıl boyunca kabiliyetlerini arttırdı ve enerji santralleri ve hatta, İsrail içindeki askeri tesisleri hedef alabilecek hassas güdümlü füzeler edindi.
Bu, mantıken şu anda risk almak istemeyecek olan İsrail için caydırıcı bir unsur olabilir.
Bununla birlikte Tel Aviv'deki iç baskıyı ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun kendini kurtarma arzusunu hafife almamalıyız.