gdh'de ara...

Ekonomi yönetimi 1 taşla 5 kuş vurmalı

Kim ne derse desin bir kere şunu söylemeden geçemeyeceğim.

1. resim

Kim ne derse desin bir kere şunu söylemeden geçemeyeceğim.

Kur korumalı mevduat (KKM) çıktığı dönem itibariyle o günkü koşullar dikkate alındığında oldukça fonksiyonel ve stratejik bir araçtı. Yani KKM ilgili dönemde yapması gerekeni yaptı. Çok daha iyi kullanılabilirdi o ayrı bir tartışma konusu. Lakin Türkiye’de KKM’nin kamu üzerindeki yükünü tartışıp politika faizi arttığında meydana çıkan yüke tek kelime dahi değerlendirme yapmamak da apayrı bir mesele...

Her neyse konumuz bu değil. Konumuz bugün. Bugün Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi kurmayları; rasyonel politikalara dönüş mottosuyla yola çıktılar. Bu yolda politika faizini enflasyona yakınsayacak adımlar her ay düzenli olarak geliyor. Bakalım bu Rasyonel Motto yerel seçime yakın aylarda da rasyonalitesini koruyacak mı? Bu adımlardan bir diğeri de KKM’den kademeli olarak çıkış... Geçen ay hem TL hem de döviz dönüşümlü KKM’lerden bir miktar çözülme sağlayacak bir adım gelmişti. Bankalar riski büyük oranda kendilerine yükleyen bu adıma başta karşı çıksalar da 750 BP’lik faiz artışı ile TL mevduatın cazibesi artınca hızlı bir şekilde bu uygulamaya ayak uydurdular.

Bugün ise TCMB’den KKM’yi azaltıcı ve TL mevduatı cazip hale getiren bir adım daha geldi.

Biliyorsunuz TL dönüşümlü KKM’lerde politika faizi referanstı ve onun altında bir oran verilemiyordu. Son aylarda yapılan politika faiz artışlarına ilave olarak bu uygulama kaldırıldı. Yani bankalar TL dönüşümlü KKM’lere politika faizi altında bir teklif verebilecek. Böylece TL dönüşümlü KKM’lerin TL mevduata dönüşüm hızı artmış olacak.

Yılsonuna kadar muhtemel ki 2 faiz artışı daha olacak ve bu artışlar TL mevduat faizlerini tekrar yukarı yönlü revize edecek. O zaman KKM’den TL mevduata dönüşler için bugünkü gibi çok detaylı yaptırım ve uygulamalara gerek kalmayacak. Ama Borsa İstanbul’un da uzun zamandan beri devam eden krallığına bir alternatif geliyor diyebiliriz. Daha az riskli ve neredeyse enflasyon kadar getiri sağlayan TL mevduat...

Haaa bir de şu var tabi; herkes faizleri konuşurken yalnızca tasarruf sahibini dikkate alarak konuşuyor. Sosyal medyada şu kadar parayı bankaya koysan şu kadar getirir şeklinde videolar gırla gidiyor. Ama unutmayın faiz iki tarafı alakadar eder. Tasarruf sahibinin (fon arz eden) yanında bir de fon talep edenler var. Yani birisinin yüksek getirisi bir başkasının finansman maliyetinin artması demektir. Dolayısıyla ekonomi yönetimi kaş yapayım derken göz de çıkarmamalı!

Tabi burada esas mesele hızlı bir biçimde artan politika faizi (1) yanında tüketimi daraltmaya dönük tüketici kredileri ve kredi kartı uygulamaları (2) ile hem KKM nedeniyle hem de enflasyonist baskıyı azaltmak için TL mevduat faizlerinin yükselmesi (3) gibi uygulamaların neticesi olacaktır. Yeni ekonomi yönetiminin öyle bir ince ayar gerekiyor ki; piyasalar ne ortada bir seçim ekonomisi olduğu düşüncesine kapılacaklar (1), ne enflasyonun düşürülmesi yönündeki kararlılıktan şüphe duyacaklar (2), ne Orta Vadeli Program’daki kararlılıktan taviz verildiğini düşünecekler (3), ne canavar diye tabir edilen KKM’nin bitirilmesinden vazgeçtiğiniz kanısına kapılacaklar (4), ne de büyümeden vazgeçtiğinizi düşünecekler (5).

Hülasa öyle bir dönemden geçiyoruz ki; bir taş atacaksınız ve aynı taşla beş kuş birden vuracaksınız.

Son söz:

Siz beklentileri değil, beklentiler sizi yönetmeye başlarsa; direksiyon hakimiyetini kaybediyorsunuz demektir.

Tartışma