Erdoğan krizleri ülkesi için fırsatlara dönüştürüyor

Erdoğan neredeyse tüm krizleri ülkesi için fırsatlara dönüştürüyor.

1. resim
16.06.2022

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, neredeyse tüm krizleri ülkesi için fırsatlara dönüştürüyor. Aslında bu onun çalışma şekli. Ukrayna çevresindeki kriz ise sadece son örnek. Ve Türkiye'yi rahatsız bir duruma sokan Rus işgalinin ilk şokunun ardından, Erdoğan şimdi yeni jeopolitik gerçekliğin tadını çıkarıyor gibi görünüyor.

Batı ve Rusya şu anda Türkiye'nin olmasını istediği yerde: Birincisi ona borçlu, ikincisi ise ona karşı gelemeyecek kadar zayıf.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından, Türkiye'nin Karadeniz güvenliğindeki kilit rolü ve Erdoğan'ın Moskova ile Kiev arasındaki dengeleme politikası, Ankara'nın Batı'daki konumunu önemli ölçüde artırdı.

Türkiye'nin Kuzey Suriye'ye yaptığı operasyon ve Batı'nın yaptırımlarına yol açan Rus S-400 füze savunma sistemini satın alması da dahil olmak üzere, bir dizi konudan dolayı yıllarca süren soğuk ilişkilerden sonra, Türkiye ile Batılı müttefikleri arasındaki ilişkiler yeniden samimi bir havaya büründü.

Türkiye'nin Ukrayna'ya insansız hava aracı satışı, Ankara'nın 1936 Montrö Sözleşmesi'nin 19. maddesini aktif hale getirmesi ve Suriye'ye giden Rus uçaklarına hava sahasını kapatması gibi adımlar, Batı başkentlerinde Türkiye'nin övülmesini ve takdir edilmesini sağladı.

Ankara'nın Ukrayna'nın Odesa limanı açıklarındaki mayınları temizlemeye ve büyük bir küresel gıda krizini önlemek için Ukrayna tarım ürünlerini taşıyan gemilere refakat etmeye yönelik son teklifi, Türkiye'nin konumunu daha da güçlendiriyor. Erdoğan Batı'nın; Türkiye'nin Batı'nın güvenliğindeki vazgeçilmez rolünü anladığından artık emin.

Türkiye'nin güvenini artıran bir başka unsur da, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın Avrupa'nın güvenlik ortamını değiştirecek bir adım olan NATO'ya katılma girişimine karşı elinde tuttuğu veto kartı.

Türkiye'nin Ukrayna'yı işgalinin ardından Batı'nın Rusya'ya karşı koyma çabaları için üstlendiği stratejik önem, Erdoğan'a Batı'dan tavizler almak için mükemmel bir fırsat sunuyor. Erdoğan'ın bu konudaki kilit alanlarından biri de savunma tedariki.

İsveç ve Finlandiya da dahil olmak üzere birçok AB ülkesi, Türkiye'nin 2019 sonlarında Kuzey Suriye'ye askeri harekatı nedeniyle Türkiye'ye silah ihracatını durdurdu. Gerçekten yıkıcı olan gerileme ise, Ankara'nın Rus yapımı S-400 füze savunma sistemini satın almasının ardından ABD'nin Türkiye'yi F-35 savaş uçağı programından çıkarması kararıyla gerçekleşti.

Türkiye şimdi mevcut filosu için kırk yeni F-16 savaş uçağı ve seksen modernizasyon kiti satın almak istiyor. Ancak Kongre üyeleri, satışı önlemek için Biden yönetimine baskı yapıyor.

Türk savunma sanayisine uygulanan yaptırımların darboğaz yarattığı kilit alanlardan biri motor teknolojisidir. Türkiye şu anda kendi motorlarını üretemiyor, bu da ülkenin gelişen savunma sektörünü engelliyor.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden önce, Türkiye bu zorlukların üstesinden gelmek için çeşitli seçeneklere sahipti. Hatta Türkiye açısından bir fikir de, Rus savaş uçakları satın almaktı. Bir diğeri, Sovyet döneminden kalma mirası ile motor tasarlama ve üretme başarısını sürdüren Ukrayna ile işbirliği yapmaktı. Ancak Ukrayna krizi, bu planları en azından şimdilik gerçekleştirilemez hale getirdi.

Rusya'nın Ukrayna'daki iç karartıcı askeri performansı ve Rusya'ya giderek artan amborgalar, Türkiye'nin Moskova'dan savaş uçağı satın alma seçeneğini neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Savaşın belirsizliği, Türkiye'nin savunma ihtiyaçlarını karşılamak için Ukrayna ile işbirliği yapma planlarını da altüst etti ve Ankara'yı Batı pazarlarına geri dönmeye zorladı.

Erdoğan, Türkiye'nin önemli bir NATO üyesi olarak yenilenen statüsünü ve İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği üzerindeki veto yetkisini Batılı ülkeleri Türkiye'ye savunma ihracatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırmaya zorlamak için kullanmayı umuyor.

Erdoğan, zayıflamış bir Rusya'dan da yararlanmak istiyor. Uzun süredir Türkiye'de yaşayan 3,6 milyon Suriyeli mültecinin bir kısmına ev sahipliği yapabilecek güvenli bir bölge oluşturmak için kuzey Suriye'ye yeni bir askeri operasyon başlatmaya çalışıyor.

Erdoğan, Rusya'nın Ukrayna ile oyalanması ve 2023 seçimleri öncesinde Suriye'deki mültecilere karşı artan milliyetçi iç tepkiler göz önüne alındığında, bu gelişmelerin yeni bir operasyon başlatmak için mükemmel bir zaman olduğunu hesaplıyor. Erdoğan, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği üzerindeki veto yetkisini, Batı'ya boyun eğdirmek için kullanmak istiyor.

Diğer yandan Biden yönetimi Türkiye'ye F-16'ları satmaya istekli görünüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, Kongre'ye yazdığı bir mektupta, Türkiye'ye olası bir F-16 savaş uçağı satışının ABD'nin ulusal güvenlik çıkarlarıyla uyumlu olacağını ve aynı zamanda NATO'nun uzun vadeli birliğine hizmet edeceğini söyledi.

ABD'nin bu satışa onay vermesi, İsveç ve Finlandiya'nın Türkiye'ye savunma teçhizatı ihracatı üzerindeki kısıtlamaları kaldırması ve Rusya'nın kuzey Suriye'ye yeni bir Türk operasyonuna yeşil ışık yakması halinde Erdoğan istediği şeyleri elde edebilir.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali Türkiye için yeni fırsatlar yarattı, ancak Erdoğan elini daha fazla abartmamalı.

National Interest'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.