İsrail için Türkiye ile ittifak ABD ile ittifaktan daha önemli

Neredeyse herkes İsrail ile Türkiye'nin öngörülebilir gelecekte uzlaşacağı konusunda hemfikir.

1. resim
21.08.2022

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaklaşık 20 yıl önce iktidara gelmeden önce, İsrail ve Türkiye stratejik müttefiklerdi.

İsrailli üst düzey bir diplomatik yetkili, isminin açıklanmaması koşuluyla Al-Monitor'a yaptığı açıklamada,

"Aslında Türkiye ile ittifak İsrail'in ulusal güvenliği için ABD ile olan ittifaktan daha önemli"

ifadelerini kullandı.

İki ülke arasındaki ilişkiler ve daha da önemlisi İsrail güvenlik teşkilatı ile Türk ordusu arasındaki ilişkiler çok güçlüydü ve bu ilişki derin işbirliği ve ortak çıkarlara dayanıyordu. İsrail, tanklarını yenileyerek ve insansız hava araçları teknolojisiyle destekleyerek Türkiye'nin önemli bir silah ve teknoloji tedarikçisiydi; Türkiye ise İsrail'e bölgesel stratejik destek sağladı.

O günler geçti. Erdoğan bu ittifakı neredeyse bir çırpıda kopardı. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra Türk ordusunun üst düzeylerinde bir tasfiye gerçekleştirdi. İlişkiler bozuldu, iki başkentten de büyükelçiler geri çağrıldı ve Ankara-Kudüs eksenine bir soğukluk çöktü.

Fakat son günlerde iki tarafın da büyükelçilik düzeyinde tam ilişkileri yeniden kurduğuna dair yaptığı duyuru, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un Temmuz 2021'de göreve başlamasıyla birlikte başlayan bir uzlaşma sürecini tamamladı.

Bu gelişme, muhtemelen ihtişamlı günleri geri getirmeyecek, ancak on yıldan fazla süren gerçekliği değiştirecek. Hala inişler ve çıkışlar olacak, ancak neredeyse herkes İsrail ile Türkiye'nin öngörülebilir gelecekte uzlaşacağı konusunda hemfikir.

Bu yılın Mart ayında Herzog, Ankara'yı ziyaret etti ve Ankara, Çavuşoğlu'nun 15 yıl aradan sonra ilk kez İsrail'i yakında ziyaret edeceğini duyurdu. İsrail Dışişleri Bakanlığı haberi doğrularken temkinli davrandı.

Lapid, Herzog'un hareketlerini desteklerken biraz da çekingen kaldı. Geçmişte benzer tekliflerle canı yanmış olan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Erdoğan'ın bir kez daha iç siyasi amaçlarla veya Washington'a yakınlaşmak için şov yapıyor olabileceğini öne sürdüler.

Ancak geçen sürede taraflar ilişkileri geliştirmek için net kilometre taşları olan bir yol haritası çizdi.

Çavuşoğlu'nun ziyareti, ikili ekonomik komitelerin yenilenmesine ve Türkiye'nin daha önce rafa kaldırdığı havacılık anlaşmasının canlanmasına yol açtı. Kısa süre sonra, İsrailli turistleri öldürmek veya kaçırmak için Türkiye'ye gönderilen İranlı suikastçılar hakkındaki istihbarata yanıt olarak İsrail'in Mossad'ı ile Türk mevkidaşları arasında benzeri görülmemiş bir işbirliği izlendi. Bu işbirliği, bazı İran ajanlarının tutuklanmasına yol açtı ve hiçbir İsrailli zarar görmedi.

Bu yılın Haziran ayında Lapid, Ankara'ya başarılı bir ziyaret gerçekleştirdi. Lapid'in diplomatlar ve politikacılarla yaptığı görüşmelerin yanı sıra Türk istihbaratı başkanı Hakan Fidan ile de görüştüğünü çok az kişi fark etti

Bir başka üst düzey İsrailli diplomatik yetkili, isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor'a verdiği demeçte,

"Erdoğan, Erdoğan olmaya devam ediyor. Gururlu bir İslamcı ve değişmeyecek, ancak bölgedeki güç dengesini anlamış ve İsrail'i düşmandan müttefike dönüştürmekte ülkesinin çıkarları doğrultusunda hareket ediyor."

ifadelerini kullandı.

Yine isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan İsrailli bir güvenlik kaynağı da durumu şöyle özetledi:

"Erdoğan, tüm sektörlerdeki çatışmaları azaltma politikasına geri döndü. Erdoğan, Türkiye'yi gaz pazarlamasının merkezi haline getirmeyi hedefliyor."

İki ülkenin de 2020'de Ermenistan'a karşı savaşında Azerbaycan'a yardım ettiği düşünüldüğünde aslında bölgesel olarak iki ülkenin çıkarlarının yakın olduğu daha net görünüyor. Erdoğan her an, bölgesel bir alevlenme ve ya "müslüman isyanları" nedeniyle eski tanıdık benliğine geri dönebilir. Ama şimdilik iki tarafta hevesli görünüyor.

Al-Monitor'de yayımlanan analiz gdh.digital tarafından çevrilmiştir.