Gzero Media: Rusya ve İran Suriye'de ne kaybetti?

Suriye'deki gelişmelerin Rusya'nın bölgesel nüfuzuna ve İran'ın “Direniş ekseni”ne etkisi ne oldu? Suriye sürecinin kazananı Türkiye olarak ortaya çıkarken, Rusya ve İran Suriye'de ne kaybetti?

1. resim

ABD merkezli yayın organlarından Gzero Media'da Suriye'de yaşanan son gelişmelerin Ruysa, İran için ne anlama geldiğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

Beşar Esad'ın düşüşünden en büyük kazancı elde eden ülkenin şüphesiz olarak Türkiye olduğu tespiti yapılan analizde, Rusya ve İran'ın ise özellikle 2015 yılından sonra Suriye'ye yaptığı yatırımların tamamen yerle bir olduğu ve iki ülkenin nüfuz anlamında büyük bir kayıp yaşadığı tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; Rusya ve İran için en büyük sorunun, bölgesel ve uluslararası kapasitelerin çoğunun bir anda yerle bir olması olduğu belirtildi.

İşte Gzero Media'da yayınlanan analiz:

Suriye'ye müdahil olan tüm dış güçler arasında Beşar Esad'ın düşüşünden en büyük kazancı elde eden şüphesiz olarak Türkiye oldu.

Ancak kaybedenler için durum düşünüldüğünden daha büyük bir mağlubiyet anlamına geliyor. Kaybedenler ise iki büyük güç olan Rusya ve İran.

Her iki ülke de on yıllardır Esad rejiminin büyük destekçileriydi ve Suriye'yi Orta Doğu politikalarının merkezi olarak görüyorlardı.

Bu nedenle Tahran ve Moskova, Suriye'deki şiddetli iç savaşta rejimin geri adım attığı 2015 yılı civarında Esad'ı desteklemek için yoğun bir müdahalede bulundu ve o süreçten sonra tam kapasite ile rol aldı.

Ancak geçen hafta Suriye'deki muhalif güçler Şam yolunda Suriye hükümet güçlerinin çok az direnişiyle karşılaşınca hem Rusya hem de İran fişi çekmeye karar verdi.

Şimdi her ikisi de Suriye'de şimdilik büyük ölçüde devre dışı.

Peki Esad'ın gitmesiyle her ülke ne ile karşı karşıya kalacak.

Rusya: Askeri tesisler ve nüfuz

Tartus'taki Rus deniz üssü Moskova'nın tek sıcak su limanı olma özelliği taşıyor.

Bu liman; yıllar boyunca Kremlin'in deniz gücünü Akdeniz'e yansıtmasını ve NATO'yu bölgede diken üstünde tutmasını sağladı.

Hmeymim'deki Rus hava üssü ise Moskova'nın Orta Doğu ve Afrika'daki askeri güçlerini desteklemesine yardımcı olmakla kalmadı, aynı zamanda Rusya'ya İsrail-Suriye anlaşmazlığını şekillendirmede rol veren sofistike hava savunma sistemlerine sahipti.

İsrail güçleri Suriye'deki İran'a bağlı hedeflere hava saldırıları düzenlediğinde, en azından Rusya'nın hava savunma sistemlerinden haberdar olmak zorundaydı. Ancak şimdi bu tesislerin akibeti belli.

Rusya'nın bazı personel, ekipman ve silahları tahliye ettiği bildiriliyor ancak en azından HTŞ ile Moskova'nın Tartus ve Hmeymim tesislerini kullanmaya devam etmesine izin veren bir tür anlaşma olasılığı var gibi görünüyor.

Bunun bir parçası olarak Kremlin, Suriye'de uzun süredir var olan ekonomik nüfuzunu ve yeni hükümetin Türkiye'nin aşırı nüfuzundan endişe duyması halinde bir tür denge unsuru olma potansiyelini kullanmaya çalışabilir.

Riskler yüksek

Rusya bu tesislerin yerini bölgede başka bir yerde doldurmakta zorlanacaktır. Mısır ya da Körfez ülkeleri gibi ABD müttefiklerinin Washington'dan gelecek tepkiden korktukları için Rus varlıklarına ev sahipliği yapmaları pek olası değil.

Rusya'nın Libya ve Cezayir'de dostları olsa da Kremlin'in Suriye'de sahip olduğu kadar sofistike tesisler inşa etmek yıllar alacaktır.

Potansiyel sert güç darbelerinin ötesinde, Rusya'nın yumuşak gücü de zarar gördü.

Esad, Batı'nın ağır baskısı karşısında destek için Moskova'ya yaslanan tek zor durumdaki lider değildi. Ancak Moskova'nın Esad'ın son saatlerinde yardımına koşamaması ya da koşmak istememesi dünyanın Maduro'ları, Diaz Canel'leri, Kim'leri ve Lukaşenko'ları arasında endişe yaratabilir.

İran

Rusya'nın uğradığı kayıplar ne olursa olsun, İran üzerindeki etkisinin yanında soluk kalmaktadır.

Suriye, İran'ın İsrail ve ABD'ye karşı bir zamanlar güçlü olan “Direniş Ekseni ”nin merkeziydi.

Ülke, Tahran'ın Lübnan'daki vekilleri Hizbullah için kritik öneme sahipti ve Suriye üzerinden İran'dan silah ve destek alırken aynı zamanda ülkenin kaçakçılık pazarlarından ve yasadışı narkotik endüstrisinden de kazanç sağlıyordu.

Ayrıca Esad rejimi, İran'ın Batı yaptırımları nedeniyle başka yerlere satamadığı on milyarlarca dolar değerindeki petrolü güvenilir bir şekilde satın aldı.

Ve son olarak Suriye, İran ile bölgesel baş düşmanı İsrail arasında fazladan binlerce kilometrekarelik dost bir bölge oluşturuyordu ki bu da İsrail'in nükleer programına ya da diğer askeri tesislerine saldırma ihtimalinden sürekli endişe duyan Tahran için önemliydi.

Rusya gibi İran için de sorun, bu bölgesel ve uluslararası kapasitelerin çoğunun bir anda yerle bir olması.

Tartışma