gdh'de ara...

Euractiv: "Türkiye'nin amacı dünyadaki mevcut statükoyu sorgulamak"

“Türkiye'nin hem söylemde hem de pratikteki tüm hamleleri, Erdoğan'ın belirli hamleleri tekrarlayarak bir model izlediğini gösteriyor. Türkiye'nin amacı dünyadaki mevcut statükoyu sorgulamak.”

1. resim

Trablus hükümeti ile Türkiye arasında imzalanan hidrokarbon kaynaklarına yönelik bir mutabakat zaptı, Ukrayna'da devam eden bir savaşın ortasında Brüksel'de daha fazla baş ağrısına neden olmaya başladı.

Bir AB kaynağı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu hafta katılması beklenen AB zirvesi öncesinde EURACTIV'e verdiği demeçte, “Ankara'nın son anlaşması Türkiye'nin bir model izlediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti ile Türkiye arasında enerji arama ön anlaşması imzalandı ve bu anlaşma, 2019 yılında iki ülke arasında imzalanan mutabakat zaptından daha geniş bir anlaşma olarak kabul ediliyor.

AB, Washington ve Atina bu anlaşmanın bölgeyi istikrarsızlaştırdığını, üçüncü devletlerin egemenlik haklarını ihlal ettiğini, Deniz Hukuku'na uymadığını ve üçüncü devletler için herhangi bir yasal sonuç doğuramayacağını söyleyerek anlaşmayı kınadı.

Arap Baharı'ndan bu yana Libya, kendi içerisinde iki rakip hükümetin kırılgan bir siyasi manzarayla karşı karşıya. Bu nedenle AB, Washington ve Atina, giden bir hükümet tarafından yapılan herhangi bir anlaşmanın Libya devleti için bağlayıcı olmadığı konusunda tartışmaları gündeme getiriyor.

Diğer yandan Ankara, Yunan adalarının egemenliğini açıkça sorgulayarak söylemini her geçen gün daha da tırmandırıyor.

Özellikle Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümet ortağı Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde Oniki Adalar ve Kuzey Ege adalarının egemenliğinin Yunanistan'a değil Türkiye'ye ait olduğunu belirtti.

Bahçeli, “Haklarımızı ve adaletimizi korumaya çalışan herkesin gözünü çıkaracağız” ifadelerini kullandı.

Bir AB kaynağı EURACTIV'e, Brüksel'in Akdeniz'deki tırmanışı yakından takip ettiğini ve Rusya'nın Avrupa'nın doğusunu işgalinden sonra hiçbir şekilde başka bir istikrarsızlık cephesiyle yüzleşmek istemediğini söyledi.

AB kaynağı, “Türkiye'nin hem söylemde hem de pratikteki tüm hamleleri, Erdoğan'ın belirli hamleleri tekrarlayarak bir model izlediğini gösteriyor. Türkiye'nin amacı dünyadaki mevcut statükoyu sorgulamak.” açıklamasında bulundu.

Aynı kaynak, Türkiye'nin 2023'te seçime gideceğini ve Erdoğan'ın “yurtsever” seçmeni yeniden kazanmaya çalıştığının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.

Geçen Mayıs ayından bu yana Erdoğan, Başbakan Kyriakos Miçotakis ile tüm iletişim hatlarını kesti. Uzlaşmazlıklar arasında Kıbrıs gibi birçok sorun başlığı bulunuyor.

BM'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin William Steward, ufukta bir uzlaşı görmediğini söyledi.

Steward; "Sorunun üzerinde karşılıklı anlaşmaya varılan bir çözüm, başka bir deyişle, adanın her iki tarafça da kabul edilebilir bir yeniden birleşmesi formülünün 'ortadan kaybolmasından' ve çok daha uzun bir süre için geçerli olmayacağından son derece endişeliyim" açıklamasında bulundu.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola da Kıbrıs forumunda konuştu. Metsola; “Kıbrıs bölünmüş kaldığı sürece Avrupa gerçekten bütün olamaz ve ileriye dönük tek yolun BM Güvenlik Yasası uyarınca tek seçenek iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyona sahip olmak." ifadelerini kullandı.

Bu arada Erdoğan, uluslararası topluma “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”ni tanıma çağrısını yineledi.

Batı, Türkiye'nin Rusya ve Çin tarafından kontrol edilen ve NATO'ya rakip olarak görülen Şanghay İşbirliği Örgütü ile flört etmesine de büyük bir şüpheyle bakıyor.

Tartışma