Foreign Policy: Netanyahu, iktidarını sürdürmek için ne planlıyor?
Netanyahu, Gazze'de hedefleri gerçekçi olmayan bir savaşa başkanlık ediyor. Peki Netanyahu, iktidarını sürdürmek için ne planlıyor?
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Foreign Policy'de Netanyahu'nun 7 Ekim'den sonra izlediği politikanın ve savaşın gidişatının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Netanyahu'nun, Gazze'de hedefleri gerçekçi olmayan bir savaşa başkanlık ettiği ve üç ayrı yolsuzluk davasında sanık olmaya devam ettiği belirtilen analizde, Netanyahu'nun süreçte üç yönlü bir strateji izlediği belirtildi.
Analizde ayrıca; Netanyahu'nun hem halk desteğini hem de Uluslar arası desteği kaybetmeye başladığı bu konuda da yeni bir hamle yapabileceği belirtildi.
İşte Foreign Policy'de yayınlanan analiz:
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun siyasi kariyerinin sonuna yaklaştığına inanmak için pek çok neden var. Anket sonuçları da bunu gösteriyor.
Netanyahu omuzlarında Hamas'ın geçen ay düzenlediği saldırıya izin veren, ülke tarihinin en kötü güvenlik hatasının mirasını taşıyor ve Gazze'de hedefleri gerçekçi olmayan bir savaşa başkanlık ediyor. Diğer yandan da üç ayrı yolsuzluk davasında sanık olmaya devam ediyor.
Yine de 7 Ekim'deki bu yana geçen her gün Netanyahu'nun savaş bittikten sonra da iktidarda kalmaya daha kararlı olduğunu gösteriyor.
Netanyahu'nun bu konudaki stratejisi üç yönlü gibi görünüyor.
Bunlar; Hamas saldırısına izin veren güvenlik zaaflarının suçunu başka yöne çekmek, ne pahasına olursa olsun iktidar koalisyonunu sağlam tutmak ve somut başarılara işaret edene kadar zaman kazanmak.
Yaklaşık on yıl boyunca Netanyahu'ya danışmanlık yapan siyasi yorumcu Aviv Bushinsky;
"Netanyahu askeri harekatın iyi gideceğini umuyor ve ülke için en iyi şeyin zaman olduğunu düşünüyor"
değerlendirmesinde bulunuyor.
Hamas şimdiye kadar, İsrail'de tutulan 150 kadar Filistinli mahkum ve çatışmalara ara verilmesi karşılığında 50 kadar İsrailli rehineyi serbest bıraktı. Anlaşma ülkede geniş destek görse de İsrailliler Gazze'de kalan çok sayıda rehine nedeniyle derin bir üzüntü duymaya devam ediyor.
Netanyahu'nun uzun siyasi kariyerindeki en kötü kriz, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'i işgal ederek yaygın bir vahşet gerçekleştirmesi ve yaklaşık 240 kişiyi kaçırmasıyla başladı. İsrail bu hamleye, yıkıcı hava saldırıları ve kara operasyonlarıyla karşılık verdi ve çoğu kadın ve çocuk yaklaşık 15.000 kişiyi öldürdü.
İsrail Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Shin Bet şefi Ronen Bar felaketin sorumluluğunu kabul ederken, Netanyahu halkın öfkesine rağmen bunu yapmayı reddetti.
Yetkililer ve analistler bu fiyaskonun araştırılması ve sorumluların hesap vermesi için İsrail'de bir soruşturma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. Bu arada Netanyahu, tüm enerjinin Hamas'a karşı kazanılacak zafere yönlendirilmesi gerektiği için sorumluluk paylaşımı yapmanın zamanı olmadığını söyledi.
Americans for Peace Now analisti ve deneyimli siyaset ve strateji yorumcusu Yossi Alpher, Netanyahu'nun Likud partisinde henüz kimsenin liderliğine meydan okumamasının dikkat çekici olduğunu belirtiyor.
Kısa vadede Netanyahu, siyaset ve savaşla ilgili bir aksiyomdan yararlanıyor gibi görünüyor.
“Savaş devam ederken bir lideri deviremezsiniz.”
Ancak Kanal 12'nin deneyimli yorumcularından Amnon Abramovich, hayatta kalma kaygılarının Netanyahu'yu savaşı stratejik olarak gerekli olanın ötesine uzatmaya itebileceğini belirtiyor.
Amnon Abramovich;
"Bunu kesin olarak belirleyemem ama bir olasılık olarak tamamen göz ardı edemeyiz."
değerlendirmesinde bulunuyor.
Şüphesiz, anketlerde düşen rakamlar ve askeri cenazeler gözönüne alındığında, Netanyahu'nun rehabilitasyonu şu anda çok uzak görünüyor.
Diğer yandan savaşın üzerinden yedi hafta geçmesine rağmen, Netanyahu'nun Hamas'ın son yıllarda güçlenmesinde sorumluluğu olduğu algısı hala güçlü. Netanyahu yıllardır, hükümeti Batı Şeria'daki daha ılımlı Filistin Yönetimi'nden vergi gelirlerini zaman zaman keserken bile, örgütün Katar'dan milyonlarca dolar fon almasına izin verdi.Bu politika Netanyahu'nun Filistinlilerin bölünmüşlüğünü körükleme ve Filistinlilerle barış yapması için İsrail'e yönelik uluslararası baskıyı bertaraf etme yolu olarak görülüyor.
İsrail'in Washington'daki askeri ataşesi olarak görev yapan emekli general Gadi Shamni;
"Hamas'ı güçlendirmek Netanyahu'nun konseptiydi.”
iddiasında bulunuyor.
Bu ayın başlarında İsrail medyasında yayınlanan açıklamalarında Netanyahu;
“Şu anda tek bir şeyle uğraşma zamanı. O da zafere ulaşmak, Hamas'ı ortadan kaldırmak, rehineleri kurtarmak ve ve Gazze'de güvenli bir rejim sağlamak"
ifadelerini kullandı.
Netanyahu ayrıca, suçu başkalarının üzerine atmayı “hayatta kalmasının” anahtarı olarak görüyor. Kısa süre önce attığı bir tweet'te askeri istihbarat ve iç güvenlik başkanları da dahil olmak üzere üst düzey güvenlik yetkililerinin yaşanan felaketten sorumlu olduğunu söyledi. Netanyahu daha sonra bu tweet'i sildi ve özür diledi.
Halkın hoşnutsuzluğu karşısında Kanal 12'de sonuçları açıklanan bir anket, Netanyahu'nun Likud liderliğindeki koalisyonunun güç kaybettiğini ve geçen Kasım'daki seçimlerde 64 olan sandalye sayısının 35'e düştüğünü gösterdi.
Gantz'ın Ulusal Birlik Partisi ankette 12 olan sandalye sayısını 36'ya yükseltirken, Likud 32 olan sandalye sayısını 17'ye düşürdü. Başbakan olarak kimi tercih ettikleri sorulduğunda yüzde 41 Gantz, yüzde 25 Netanyahu dedi.
Sonuç olarak; Netanyahu sadece kendisini savaş, savaş sonrası düzenlemeler ya da genel olarak Filistin meselesi konularında Amerikan ve uluslararası baskılara karşı koymaya istekli güçlü bir lider olarak göstererek ve bu durumu kendi lehine çevirmeye çalışarak hayatta kalmaya çalışabilir.