Washington Times: Türkiye Suriye'deki gelişmelerde nerede duruyor?
2022'den bu yana Türkiye'nin normalleşme adımlarını reddeden Esad yönetimi çöktü. Suriye'de yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin Suriye'deki stratejik hedeflerine ulaşabileceğine dair umutlarını perçinledi.
ABD'nin önde gelen yayın organlarında Washington Times'da Suriye'de yaşanan son gelişmelerin ve Esad Rejimi'nin düşüşünün ardından Türkiye'nin Suriye'deki olası rolünün değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Türkiye'nin Suriye iç savaşının başlamasından bu yana başta terör örgütü PKK'nın Suriye uzantıları ve DEAŞ ile mücadeleyi ilk hedefi olarak belirlediği tespiti yapılan analizde, son gelişmelerin ise Türkiye'nin yeşil ışık yakmadan gerçekleşmeyeceği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Türkiye'nin özellikle 2022'den bu yana Suriye ile ilişkilerini normalleştirmeye çalıştığı ve Esad'ın bunu redderek süreci hazırladığı belirtildi.
İşte Washington Times'da yayınlanan analiz:
Türkiye'nin dört bir yanındaki Suriyeli mülteciler, Beşar Esad hükümetinin devrilmesini sevinçle karşıladı ve birçoğu anavatanlarına dönme şansını adeta kucakladı.
Suriye ve Türk bayrakları taşıyan büyük kalabalıklar Türkiye'nin güneyindeki sınır kenti Kilis'in ana meydanında toplandı.
Suriye sınırında yer alan Hatay'da da birçok kişi, yaklaşık 3 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye'de yıllarca yaşadıktan sonra evlerine dönme zamanının geldiğini söyledi.
Cilvegözü sınır kapısında DHA haber ajansına konuşan Mahmud Esma isimli bir mülteci;
“Artık özgürüz, herkes vatanına dönmeli”
ifadelerini kullandı.
Suriye ile yaklaşık 900 km uzunluğunda bir sınırı paylaşan Türkiye, iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Esad'a muhalif grupların başlıca destekçilerinden biri oldu.
Türk yetkililer herhangi bir dahli olduğu iddialarını şiddetle reddederken, gözlemciler Türkiye'nin uzun zamandır hedefleriyle uyumlu görünen son saldırının Ankara'nın rızası olmadan gerçekleşemeyeceğine inanıyor.
Yeni dönem
Türkiye'nin Suriye'deki muhaliflere verdiği destek ayrıca Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü PKK'nın Suriye'deki müttefiki olan “Kürt güçlerini” de geri püskürtmesine olanak sağladı.
Şam'a yönelik yaklaşık 10 günlük yürüyüşe öncülük eden grupların başarısına Türkiye yeşil ışık yakmış gibi görünüyor.
Türkiye Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklediğini açıkladı. Zira; sınırında “Kürt gruplar” kontrolünde bir özerk bölge ya da istikrarsızlığın yaratacağı yeni bir mülteci akını, Türkiye'nin en son isteyeceği şey olabilir.
Ankara, DEAŞ ve PKK'ya bağlı “kürt militanları” geri püskürtmek ve sınırı boyunca bir tampon bölge oluşturmak amacıyla 2016'dan bu yana Suriye'ye çeşitli operasyonlar düzenledi ve şu anda Suriye'nin kuzeyindeki geniş bir bölgeyi kontrol ediyor.
Türkiye daha önce de Esad'ın başlıca destekçileri Rusya ve İran ile görüşmeler yapmak da dahil olmak üzere rejim ve isyancılar arasındaki çatışmayı çözmek için diplomatik çabalar yürüttü.
Yakın zamanda Ankara, “Kürt” milislerin Türkiye'ye yönelik tehdidini azaltmak ve mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünü sağlamak için Esad ile uzlaşma arayışına girdi. Ancak Esad Türkiye'nin tekliflerini geri çevirdi.
Türkiye'deki iktidar partisinin sözcüsü olan Ömer Çelik gelişmelerin ardından yaptığı açıklamada;
“Türkiye'nin kışkırttığı ya da desteklediği yönündeki tüm açıklamalar gerçek dışıdır.”
ifadelerini kullandı.
Türk yetkililer ayrıca, Ankara'nın saldırıyı aylarca oyaladığını belirtti. Ancak, Suriye hükümetinin muhaliflerin elindeki bölgelere saldırması ve Rusya ile İran'ın ihlallere sessiz kalması nedeniyle muhalif güçler saldırıya geçti.
Askeri uzmanlar ise saldırının başlangıçta sınırlı olacağını ancak Suriye hükümet güçlerinin mevzilerinden çekilmeye başlamasının ardından genişlediğini tahmin ediyor.
Pazar günü Katar'da konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan;
“Türkiye, Suriye'nin ulusal birliğine, istikrarına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve Suriye halkının refahına büyük önem veriyor. Böylece evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli topraklarına geri dönebilecek”
ifadelerini kullandı.
Gelişmeler, Türkiye'nin güney sınırlarını güvence altına almak ve Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşünü kolaylaştırmak da dahil olmak üzere Suriye'deki stratejik hedeflerine ulaşabileceğine dair umutları perçinledi.
Türkiye 2022'den bu yana Suriye ile ilişkilerini normalleştirmeye çalışıyor. Ancak Esad, Türk askerlerinin Suriye'nin kuzeyinden çekilmesinde ısrar ederken Türkiye, PKK dahil “Kürt milislerden” gelen tehditler devam ettiği sürece çekilemeyeceğini belirtiyor.
Suriye'deki yönetim değişikliğinin Türkiye'nin PKK/YPG'yi sınırlarından uzaklaştırmasına izin verip vermeyeceğini zaman gösterecek. Zira, HTŞ'nin Suriye Demokratik Güçleri'ne liderlik eden YPG ile iyi ilişkileri olabileceği belirtiyor.
Türkiye, DEAŞ'a karşı ABD ile yaptığı ittifaka rağmen de YPG'yi bir terör örgütü olarak görüyor.
Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması çağrısında bulunan Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin “başta DAEŞ ve PKK olmak üzere terör örgütlerinin bu durumdan faydalanmamasını sağlamak” için “dikkatli” davrandığını söyledi.
Fidan bu mesajı ile DEAŞ ve YPG'yi kastediyordu.
Diğer yandan, Türkiye destekli Suriye Ulusal Ordusu son ilerleyişi sırasında YPG'yi Halep'in kuzeyindeki Tel Rıfat'tan çıkardı ve Pazar günü Türk güvenlik yetkilileri YPG'nin elindeki Menbiç kentinin büyük bölümünün de kontrolünü ele geçirdiklerini açıkladı.
Önümüzdeki yakın dönem hem Türkiye'nin hem de bu grupların nasıl hareket edeceğini gösterecek.