gdh'de ara...

France24: Kılıçdaroğlu Erdoğan'a karşı ilk kez bir ulusal seçimi kazanabilecek mi?

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a karşı girdiği tüm ulusal seçimleri kaybetti. Kılıçdaroğlu anketlerde başa baş gidiyor ve aldatıcı derecede basit bir plan üzerinden hareket ediyor.

1. resim

Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yaklaştıkça, Batı basınının da seçim hakkındaki analiz ve değerlendirmeleri artıyor.

Fransa'nın önde gelen yayın organlarından France24'de Türkiye'deki seçimlere dair bir analiz yazısı yayımladı.

Kılıçdaroğlu'nun 'aldatıcı' derecede basit bir strateji ile ilerlediği ve seçimlerde başa baş bir noktaya ulaştığı iddia edilen analizde, Kılıçdaroğlu'nun bundan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı girdiği tüm ulusal seçimleri kaybettiğine dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; "Yumuşak dilli Kılıçdaroğlu, kavgacı Erdoğan'la karşıtlıklar üzerine bir seçim mücadelesi yürütüyor" tespiti yapılarak, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tüm politikaları tersine çevirmek istediği belirtildi.

İşte France24'de yayımlanan analizin tamamı:

Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müstakbel halefinin aldatıcı derecede basit bir planı var. Yirmi yıllık bir yönetimden yumuşak bir geçiş sağlamak.

Eski bir devlet memuru olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun NATO'nun en stratejik devletlerinden birinin başına bu kadar yaklaşacağını çok az kişi düşünmüştü. Zira 74 yaşındaki sosyal demokrat, 2010 yılında laikliğe sadık CHP'nin lideri olduğundan beri Erdoğan'ın gölgesinden kurtulmaya çalışıyor.

2009'daki İstanbul belediye başkanlığı adaylığında Erdoğan'ın müttefiki tarafından mağlup edildi ve ardından da girdiği tüm ulusal seçimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Partisi'ne karşı kaybetti.

Kılıçdaroğlu'nun korkunç seçim sicili, Türkiye'nin modern zamanların en önemli oylarından birinde Erdoğan'a meydan okumaya karar verdiğinde, altı partili muhalefet ittifakının birlikteliğini neredeyse sona erdiriyordu.

Erdoğan karşıtı koalisyon, bir yıl boyunca tartıştıktan sonra Kılıçdaroğlu'nun adaylığını desteklemeyi kabul etti ve bu akıllıca bir seçim olmuş olabilir.

Anketler, Kılıçdaroğlu'nun önümüzdeki Pazar günü yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Erdoğan'la başa baş gittiğini gösteriyor. Diğer yandan 28 Mayıs'taki olası bir ikinci tur ihtimali de çok yakın.

Hırs yok

Yumuşak dilli Kılıçdaroğlu, kavgacı Erdoğan'la karşıtlıklar üzerine bir seçim mücadelesi yürütüyor. Türkiye'nin sosyal güvenlik kurumunun başından gelen Kılıçdaroğlu'nun kare gözlükleri ona bir profesör havası veriyor.

Kılıçdaroğlu'nun kampanyası, Erdoğan'ın saldırılarının görmezden gelindiği ve bunun yerine, tüm Türklerin yıllarca süren siyasi ve ekonomik kargaşada çektiği zorlukları vurguluyor.

Ayrıca kampanyanın başlıca taahhütlerinden biri, Erdoğan'ın iktidarının son on yılında topladığı yetkilerin çoğunu parlamentoya devretmeyi içeriyor.

Oylamadan önce Time dergisine konuşan Kılıçdaroğlu,

"Ben hırslı biri değilim. Hayalim demokrasiyi yeniden tesis etmek ve ardından bir köşede oturup torunlarımı sevmek"

ifadelerini kullandı.

Mutfak sohbetleri

Erdoğan'ın alışılmışın dışında ekonomik politikalarının ortaya çıkardığı yaşam maliyeti krizi, Kılıçdaroğlu'nun kampanyasına büyük ölçüde yardımcı oluyor.

Kılıçdaroğlu, mutfağından kaydettiği videolar aracılığıyla seçmenlerle konuşarak sosyal medya üzerinden kampanyasını destekliyor.

Bu samimi mutfak sohbetleri, milyonlarca kez görüntüleniyor ve genellikle hükümet yanlısı medyada nadiren yer alan konuları ele alıyor.

Örnek olarak bu videolardan en ünlülerinden biri, Kılıçdaroğlu'nun Alevi olduğundan bahsederek tabuları yıktığı bir videoydu. Gece geç saatlerde yapılan gönderi, ertesi sabah Twitter'da yaklaşık 50 milyon kez görüntülendi.

Kılıçdaroğlu'nun diğer bazı politikaları, CHP'nin ilk ve en önemli lideri olan Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün milliyetçiliğini çağrıştıran daha sert bir çizgiye sahip.

Kılıçdaroğlu, iç savaştan kaçan yaklaşık dört milyon Suriyeliyi iki yıl içinde anavatanlarına geri göndermeye söz veriyor.

Kılıçdaroğlu bu kararı hakkında meselenin "ırk" değil, Türkiye'nin ekonomik durgunluğu nedeniyle "kaynaklar" olduğunu belirtiyor.

Kılıçdaroğlu, Tunceli'de kendi mütevazi yetiştirilme tarzını hatırlatarak bir keresinde; "Bizim, buzdolabımız, çamaşır makinemiz veya bulaşık makinemiz yoktu" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu bir defa da, elektrik faturalarını ödemeyi bırakma kararını tartışmak için gazetecileri zifiri karanlık dairesine davet etti.

Siyasi bölünmeler arasında köprü kurmaya çalışan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de enflasyonun vurduğu seçmenlerle dayanışmaya yönelik yaptığı bu eylem hakkında, "Bu benim, sizin haklarınızı talep etme mücadelem." açıklamasında bulunmuştu.

Tartışma