Genişleme müzakerelerinden sorumlu AB bürokratı Gert Jan Koopman'ın otel sahibi olduğu ortaya çıktı
AB Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürü görevinde bulunan Hollanda asıllı Gert Jan Koopman Üst düzey bir Avrupa Birliği (AB) yetkilisinin Bali’de lüks bir otel alarak işletmesini yıllar içinde büyüttüğü ortaya çıktı.
Sene başından bu yana AB Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürü görevinde bulunan Hollanda asıllı Gert Jan Koopman hakkında internet gazetesi Politico’da yayımlanan bir haberde Koopman’ın 2009'da Bali’den butik bir otel aldığı yazıldı.
O dönemde de Ekonomik Hizmet ve Yapısal Reformlar Müdürü olan ve ilgili başka görevlerde de bulunan Koopman hakkında, “Fakat Koopman bir otelci değildi, Brüksel’deki Avrupa Komisyonu’nun en üst düzey yetkililerinden biriydi ve halen de öyle” yorumu yapıldı.
Satın alındığında oldukça küçük olan oteli Koopman ve ailesinin sonraki on yıl boyunca giderek büyüterek birinci sınıf bir eko-lüks tatil köyüne dönüştürdüklerine yer verilen haberde Koopman’ın pozisyonunun çıkar çatışması yaratıp yaratmadığının nasıl bilinebileceği sorusu soruldu.
Avrupa Komisyonu’nun açıklamalarında, otelin web sitesi ve yerel medyada yer alan haberlerde bu süre zarfında Koopman’ın oteli sürekli ziyaret ettiği ve otel yöneticileriyle sıklıkla temas halinde olduğu belirtildi. Koopman’ın otelin mülkiyetini bir noktada ailesine devrettiği bilgisi de paylaşıldı.
AB'nin, çalışanlarının tüm dış faaliyetleri bildirmesi ve bunlar için izin alması gerektiğine dair kuralları olmasına rağmen Koopman'ın, işvereni olan Avrupa Komisyonu’na hiçbir noktada bilgi vermediği aktarıldı.
Komisyon sözcüsünün açıklamaları ise mülkiyet ilişkilerinin toplumsal etkilerini reddeder nitelikte. Sözcü, şirket sahibi olmanın işteki görevlerin yerine getirilmesini etkilemediğinden bir “dış faaliyet” olarak kabul edilemeyeceğini açıkladı.
Politico’ya konuşan Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün Brüksel’deki müdür yardımcısı Nick Aiossa, bunun "bozuk bir sistem" olduğunu söyledi.
"En iyi uygulamalarla uyumlu hale getirmek ve olası çıkar çatışmalarını azaltmak için yönetim kurulu genelinde çok daha fazla mali açıklama yapılması gerekiyor" diyen Aiossa, bu düzenin "bir kültüre” işaret ettiğini vurgulayarak (Komisyon hakkında) spot ışıklarının altında olmaktan şaşkınlık duyduklarını çünkü işlerin her zaman böyle yapıldığını söyledi.
Avrupa Komisyonu'nun çifte standardı
Avrupa Komisyonu kuralları, çalışanlarının dışarıda ne yapabileceğine dair bazı parametreler getiriyor.
Başlangıç olarak, personelin herhangi bir "dış faaliyetten" yılda 10 bin eurodan fazla kazanmasına izin verilmiyor. Avrupa Komisyonu Soruşturma ve Disiplin Komitesi'nin 2011 tarihli bir belgesine göre, çalışanların ticari amaçlı şirketler için "görevler ve faaliyetler" üstlenmesi de yasaklanmış durumda.
Ancak kurumun mali açıklama kuralları daha muğlak. Avrupa Komisyonu'nun kendi çalışanları, hatta çok yüksek rütbeli personel dahi, kişisel mali kazançlarını açıklamak zorunda değil.
Bunun yerine, personelin fiili veya potansiyel çıkar çatışmalarını kendi kendine açıklaması gerekiyor, esasen personelin kendi kendini bildirme konusundaki iyi niyetine güveniliyor. Kurallar ayrıca uyulmaması durumunda herhangi bir yaptırım da öngörmüyor.
Birlikte ele alındığında, kurallar, Koopman'ın oteldeki sahipliğini ne bir dış faaliyet olarak ne de potansiyel çıkar çatışmalarına yol açabilecek bir mali çıkar olarak beyan etmesini gerektiriyor.
Bu durum aynı zamanda Avrupa Komisyonu'nun AB ülkelerine ve aday üyelere yönelik, kamu görevlileri için zorunlu mal beyanını teşvik eden kendi tavsiyelerine de aykırı bir çifte standart niteliği taşıyor.