Geopolitical Monitor: İsrail-Hamas çatışmasının dünyaya verdiği 7 büyük ders

İsrail ve Hamas arasında devam eden çatışma, '2. Dünya savaşı sonrası dönemin' tabutuna çakılan son çividir.  İsrail, karşı saldırısının bir sonucu olarak kendi yıkımına yol açabilir. 

1. resim

ABD merkezli düşünce kuruluşlarından Geopolitical Monitor'de İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaların, küresel etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaların, '2. Dünya savaşı sonrası dönemin' tabutuna çakılan son çivi olduğu tespiti yapılan analizde, yaşanan sürecin ise dünyaya 7 büyük ders verdiği belirtildi.

İşte Geopolitical Monitor'de yayınlanan analiz:

Son birkaç on yıldır İsrailliler ve Filistinliler arasında aralıklı olarak şiddetli çatışmalar yaşanmaktadır. Bu süregelen konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan çatışmalar, başarısız diplomatik görüşmeler, beraberinde dünyaya çok sayıda ders de verdi.

Son rövanşın tehlikeli boyutları ve geniş kapsamlı etkileri göz önüne alındığında, bunu beşinci Arap-İsrail Savaşı olarak tanımlamak artık doğru olacaktır.

Çatışma bir yangın gibi yayılarak tüm bölgeyi sarma ve hatta dış büyük güçlerin müdahalesini çekme potansiyeline sahiptir.

Ders 1: Kurallara dayalı düzen diye bir şey yoktur

Soğuk Savaş sonrası dönemin küresel barış, işbirliği ve refah getirecek bir dönüm noktası olduğuna dair inancın gerçeklerle yüzleştiği artık anlaşılmış olmalıdır.

Zira küresel bir savaş hayaleti, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana görülmemiş bir şekilde mevcut uluslararası sisteme musallat olmuş durumda. Eş zamanlı olarak, Doğu Avrupa, Kafkasya, Hint-Pasifik ve Ortadoğu gibi çok sayıda bölgede gerilim seviyesi yüksek kalmaya devam ediyor.

Bu bağlamda, Orta Doğu'da İsrail ve Hamas arasında devam eden çatışma '2. Dünya savaşı sonrası dönemin' tabutuna çakılan son çividir.

Bu çatışmada, bırakın uluslararası hukukun tüm kurallarını, savaşın en temel kuralları bile kasıtlı olarak göz ardı edilmekte ve kan dökmek de dahil olmak üzere her şey mubah sayılmaktadır. Hamas, yüzlerce silahsız İsrailli sivilin korkunç bir şekilde ölmesinden sorumluyken, İsrail ise, sadece Hamas'ın ortadan kaldırılması için missilleme yapmıyor, aynı zamanda bir felakete sebep olsa bile Gazze'nin artık yaşanabilir olmayan bir yer olması için hareket ediyor.

Bu trajik olaylarla birlikte, Atinalı tarihçi Thucydides'in binlerce yıl önce yazdığı gerçeği yeniden ortaya koymuştur.

Thucydides;

“Gerçekten önemli olan tek kural, güçlülerin yapabileceklerini yapmaları ve zayıfların da çekmeleri gerekeni çekmeleridir.”

Ders 2: Savaşın permütasyonları sonsuzdur

Savaş kaleydoskopik bir olgudur. Siyasetin başka araçlarla uzantısı olarak temel mantığı değişmeden kalsa da, grameri evrimsel, esnek ve giderek daha karmaşık bir hal almaktadır.

Dönüşümlerinden biri, devlet dışı güçlerin çatışmalara savaşan taraflar olarak giderek daha fazla katılmasıdır. Bu çatışmada, devlet dışı bir güç olan Hamas'ın, üstün ateş gücü, silah, teknolojik varlıklar ve istihbarat yeteneklerine sahip bir devletle çatışmaya girmesi ile artık tamamen açığa çıkmıştır.

Hamas tarafından yapılan saldırılar, son derece sofistike operasyonel taktikler, (yamaç paraşütü, paramotor kullanımı gibi) ve sadece taş devri kabile savaşlarında kullanılan stratejileri bir araya getirmiştir.

İsrail'in karşı saldırısı hava saldırıları ve Gazze'nin tam ölçekli bir işgali ya da kuşatılması için askeri seferberlik gibi geleneksel unsurlara dayanmakla birlikte, Gazze topraklarına su, yakıt, elektrik ve akaryakıt tedarikinin askıya alınması gibi geleneksel olmayan önlemleri de içererek acımasızlığın hangi noktalara ulaşacağını göstermiştir.

Ders 3: Coğrafya çatışmanın itici gücüdür

Yaşayan organizmalar olarak devletler, hayatta kalmak, konumlarını güçlendirmek ve kaynakları toplamak için sürekli strateji üretmekte ve güçlenmeye çalışmaktadır.

Şu anda İsrail ve Filistin'in çatışma yaşadığı bölge, tarih boyunca hem kara hem de deniz yoluyla güç projeksiyonları için bir platform olmuş ve hem Batılı hem de Doğulu imparatorluklar her zaman burada söz sahibi olmak istemiştir.

İsrailliler Gazze'de ki bir koridorun, İsrail hedeflerini doğrudan tehdit edebilecek bir risk oluşturmayacağından emin olmak istiyor. Ancak sadece bundan ibaret değil. İsrail ayrıca, Gazze'deki açık deniz doğal gaz yataklarının kontrolünü elde etmek istiyor.

Buna karşılık Hamas, Yahudi devletinin ağır çekim çöküşünü tetiklemek ve aynı zamanda El Fetih'in Batı Şeria'daki toprak kontrolünü zayıflatmak için asimetrik taktiklerini hayata geçiriyor. Şüphesiz bu dramın arka planında, İran'ın emperyal planları ve bölgesel bir Şii Hilali hedefinin izleri de bulunmaktadır.

Bu dengeler her zaman varoluyor olsa da, şimdiye kadar güç dengesi açık ara İsrail'in lehineydi. Ancak İsrail'in hataları, rakiplerinin keskin asimetrik stratejileri ve çatışmanın sismik şok dalgaları artık İsrail için varoluşsal zorluklar yaratıyor.

Tarih, nispeten daha güçlü kuvvetlerin daha zayıf düşmanlar tarafından yenilgiye uğratıldığı pek çok örnekle doludur. İsrail'in politika yapıcıları ve müttefikleri bu emsalleri görmezden gelemez.

Ders 4: Her zaman düşman karşısında aynı bayrak altında toplanılır

Aristoteles insanı siyasi bir hayvan olarak tanımlamıştır. Ancak, birçok liberal düşünürün iddia ettiği gibi, siyasetin özünün seçimler, müzakereler ve kurumsal süreçlerle hiçbir ilgisi yoktur.

Bunun yerine, Carl Schmitt tarafından tanımlanan politikanın özü, dostlar ve düşmanlar arasındaki kolektif kategorik ayrımdır. İnsanlar isteseler de istemeseler de dil, tarihsel geçmiş, din, dünya görüşü, kültürel miras, gelenekler, beklentiler ve benzeri ortak paydaları paylaşan kolektif yapılara aittirler.

Bununla birlikte, kimlikler ilişkiseldir ve tanımı gereği, bu onları dışarıdakilere karşı dışlayıcı kılar.

Başka bir deyişle, aynı siyasi yaşam formuna ait olanlar, içlerindeki anlaşmazlıklara rağmen dostturlar. Çünkü potansiyel bir düşmanın herhangi bir nedenle onları öldürmeye çalıştığı varsayımsal durumda güçlerini birleştirmeleri beklenir. Aksi takdirde ezileceklerdir.

Bu nedenle İsraillilerin çoğu farklılıklarını unutup Benjamin Netanyahu liderliğindeki bayrak etrafında toplanmaya hazır olabilir.

Hamas da şu anda yalnız görünse de bölgedeki diğer güçlerle bir bayrak altında toplanabilir.

Dolayısıyla bu çatışma, bazı Batılı gözlemcilerin safça iddia ettiği gibi "karşılıklı anlayış eksikliğinin" bir sonucu değildir. Aksine, her iki taraf da birbirlerini, temel çıkarlarının uzlaştırılamayacağını bilecek kadar iyi anlamaktadır.

Ders 5: Kaos bir metotdur

Geleneksel bilgelik, yüksek siyasette düzenin kaosa tercih edileceğini belirtir. Bununla birlikte, ister kasıtlı olsun ister kişisel olmayan güçler tarafından tetiklensin, kargaşa, avantaj elde etmek, durumu tersine çevirmek ve mevcut güçler ilişkisini değiştirmek için kullanılmaya değer stratejik fırsat pencereleri getirebilir.

Bu özel durumda, Hamas tarafından başlatılan saldırı, İsrail ile Körfez petro-monarşileri (özellikle Suudi Arabistan Krallığı) arasındaki diplomatik yakınlaşmayı baltalamayı başardı.

Bu arayış büyük olasılıkla Arap dünyasının büyük bölümünde Filistinlilere yönelik artan destek kaybını tersine çevirmeyi amaçlıyordu.

İsrail artık, Arap dünyasında hiçbir zaman gerçekten sevilmeyeceğinin farkına vardı ve kendisinden korkulması gerektiğine dair fırsatı değerlendiriyor.

Diğer yandan bu yıkıcı kriz, Rusya gibi doğrudan müdahil olmayan devletler için de fırsatlar sunuyor. Kremlin'e göre Orta Doğu'daki bir savaş Batı'nın silah ve diplomatik destek akışını Ukrayna'dan İsrail'e yönlendirecek. Böyle bir gelişme Ukrayna'nın savaş çabaları için gerekli kaynakların tükenmesini derinleştirip hızlandıracak ve Moskova'ya üstünlük sağlayarak Doğu Avrupa'daki ve eski Sovyet coğrafyasının çeşitli stratejik köşelerindeki güç dengesini kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yeniden yazma çabalarını güçlendirecek.

Buna ek olarak, Orta Doğu'da konvansiyonel bir savaş olasılığı, fosil yakıtların uluslararası fiyatlarında meydana gelecek artış nedeniyle Rusya Federasyonu için önemli ekonomik faydalar sağlayacaktır.

Son olarak Çin, kilit aktörlerle (İsrail, İran ve Suudi Arabistan) olan pragmatik bağlarını kullanarak kendisini, etkisi ilgili tüm paydaşlar tarafından saygı gören güvenilir bir diplomatik aracı olarak konumlandırabilir.

Ders 6: Devlet yönetimleri istenmeyen sonuçlarla yüzleşmelidir

Realist ekole göre devletçilik, gücün, yeteneklerin, kaynakların ve varlıkların ulusal çıkarlar doğrultusunda araçsal kullanımını içerdiği için rasyoneldir. Bu nedenle, devletler resmi politika olarak tehlikeli savaş yoluna girdiklerinde, faydaların hem risklerden hem de maliyetlerden daha ağır basacağını beklerler.

Ancak, yanlış hesaplamalar öngörülemeyen dışsallıklara yol açabilir ve "domino etkisi" zincirleme reaksiyonları harekete geçirebilir.

Ayrıca kriz dönemlerinde alınan kararlar doğru stratejik istihbarata dayanmıyorsa geri de tepebilir. Bu durumda İsrail, karşı saldırısının bir sonucu olarak kendi yıkımına yol açabilir.

Ayrıca ironik bir şekilde İsrail, farkında olmadan İran'ın Büyük Ortadoğu satranç tahtasında bölgesel bir hegemon olarak yükselişini kolaylaştırabilir. Belki de daha büyük bir ironi, 21. yüzyılda Pers emperyal geleneğinin yeniden canlanmasının, ABD'nin hem Afganistan hem de Irak'taki askeri müdahalelerinin kaotik sonuçlarının getirdiği fırsatlar olmadan anlaşılamayacağı gerçeğidir.

Ders 7: Savaşın katalizörü her zaman çarpışan ideolojiler olmuştur

Bu çatışma sadece bölgesel, stratejik ya da siyasi nedenlerden kaynaklanmıyor.

Hamas ve İsrail arasındaki karşılıklı düşmanlık atmosferi, ideolojik ve dini dünya görüşleri tarafından daha da destekleniyor. Daha önceki Arap-İsrail savaşlarına kıyasla din, süregelen bu çatışmada daha fazla ön planda yer alıyor.

İsrail'in kuruluşundan bu yana Siyonizm, çoğunlukla milliyetçilik, sosyalizm ve liberalizm ilkelerini harmanlayan seküler bir hareketti.Artık durum böyle değil. Günümüzde İsrail hükümetinin kilit pozisyonları, dini Siyonizmi, Sezarist eğilimleri ve hatta teokratik özlemleri temsil eden sertlik yanlılarının eline geçmiştir.

Benzer bir şey Filistinliler için de söylenebilir. Yani ilginçtir ki, bu çatışmanın her iki tarafı da liberal olmayan ideolojileri benimsiyor ve her ikisi de giderek daha uzlaşmaz hale geliyor. Şüphesiz olayları bu duruma getiren etken olarak ideolojiler ön plana çıkmaktadır.

Tartışma