Görüş: Kuzey Kıbrıs'ta BM-GKRY provokasyonu

💢 BM-GKRY ikilisi, KKTC ve Türkiye'ye tuzak mı kuruyor?

💢 Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli ve Dr. Ali Rıza Şimşek gdh.digital için değerlendirdi.

1. resim

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Yeşil Hat üzerindeki ulaşımı kolaylaştırmak için geliştirdiği Pile-Yiğitler Yolu Projesi, 18 Ağustos’ta Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün KKTC güvenlik birimleriyle karşı karşıya gelmesine neden oldu. 8 KKTC polisinin yaralandığı çatışmalar, BM Barış Gücü’nün adadaki görevini suistimal ettiği düşüncesini oluşturdu.

gdh.digital Özel Haberler Ekibi, KKTC ile BM arasında yaşanan gerilimi, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli ve Kıbrıs uzmanı Dr. Ali Rıza Şimşek ile konuştu.

KKTC hükümetinin ortaya koyduğu tavrın meşru olduğunu belirten Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

KKTC hükümetinin yaptığı haklı bir eylem. Dolayısıyla meşru bir eylem. BM kuvvetleri, Helen milliyetçiliğini destekleyen Hrıstiyan lobisinin yanında konumlanıyor. Barış gücü tarafsız davranmıyor.

BM Barış Gücü’nün görevi suistimal ettiğini öne süren Gözügüzelli, misyonun geleceğinin olmadığını şu sözlerle ortaya koydu:

BM Barış Gücü’nün kendi misyonunu aşan bir şekilde uluslararası hukuka aykırı davrandığını görmekteyiz. Barış gücü statüsünde bulunmaları, insani yardım konusunda taraflara kolaylaştırıcı kaktı sağlamalarını gerektirmektedir. Fakat yol yapımına dahi tahammül edemeyen bir barış gücü var. Böylesi bir misyonun artık KKTC’de herhangi bir fonksiyonunun olabileceği düşünülemez. Miladı dolmuş bir BM statüsü söz konusu. Bu ilk olay değil. Son da olmayacak. Geçmişte de benzer hadiseler yaşandı.

BM Barış Gücü’nün eylemlerinin provokatif olduğunu dile getiren Gözügüzelli, bu yaklaşımın yeni krizlere neden olabileceği uyarısında bulunarak krizin geleceğine ilişkin şu öngörüyü yaptı:

Uluslararası hukukun dışına çıkan barış gücü askerlerinin tutumu, Kıbrıs’ta askeri krize neden olabilecek bir provokatif tavrı barındırıyor. Bu tutumun KKTC hükümeti tarafından kabul edilmesi mümkün değil.

Dr. Ali Rıza Şimşek ise adadada yaşanan gerilime ilişkin değerlendirmesine krize yol açan mevzunun arka planını anlatarak başladı. Şimşek, krizin nedenini şu sözlerle özetledi:

Pile Köyü, Yeşil Hat’ta kalan ve Rumlar ile Türklerin birlikte yaşadığı bir köy. Toplam nüfusu 1400 civarında. Türklerin nüfusu yaklaşık 500. Ayrıca bu bölgedeki bir tepede KKTC Güvenlik Kuvvetleri’nin Mağusa’daki alayına bağlı Pile Takımı var. Köyün Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafına uzanan iki yolu var. Fakat KKTC tarafına asfalt bir yolu yok. Yıllardır burada yaşayan Türkler ya İngiliz üssü üzerinden ya da GKRY sınırlarından KKTC’ye geçmek zorunda kalıyor. GKRY, bölgedeki stabilize yolun Türklerin insani ihtiyaçları doğrultusunda genişletilmesine ve asfaltlanmasına askeri gerekçeler göstererek karşı çıkıyor. Buradaki sorunun kilit noktası, Çayhan Düzlüğü olarak adlandırılan bölge. Bu bölge BM tarafından Yeşil Hat’tın içinde görülüyor. KKTC ise bu bölgeyi kendi egemenliğindeki bir alan olarak değerlendirmekte. Bu konuyla ilgili KKTC ve BM misyonu arasında defalarca görüşme yapılmasına rağmen bir çözüm üretilemedi. Aslında çözüm üretilemeyişinin temel nedeni BM temsilcilerinin GKRY tarafından yönlendirilmesi.

BM’nin tarafsız davranmadığına dikkat çeken Şimşek, sözlerine şu şekilde devam etti:

BM görevlileri tarafsız olması gerekirken Türk tarafına hep mesafeli yaklaştı. GKRY, BM tarafından adanın meşru temsilcisi olarak görülüyor. Türk tarafına karşı bu olumsuz tutum, ara bölgede tarım yapan köylülerden KKTC resmi temsilcilerine kadar herkese yansıyan bir bir durum. 18 Ağustos’ta ortaya çıkan görüntüler da aslında bu birikimin sonucu. KKTC, bölgedeki yolu yapmak için defalarca girişimde bulundu. Uzun bir süre önce yolun ihalesi yapılmasına rağmen bugüne kadar yapımına başlanamamıştı. BM temsilcisi uzun süredir GKRY tarafının yönlendirmesiyle sorunu zamana ve çözümsüzlüğe bıraktı.

KKTC hükümetinin yolun yapımı konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Şimşek, BM ile GKRY’nin KKTC ve Türkiye’ye tuzak kurmak istediğini öne sürerek şu açıklamada bulundu:

KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun açıklamasındaki tuzak vurgusu önem arz ediyor. Ortaya çıkan görüntüler hem Türklerin saldırgan ve hukuk tanımaz olduklarını iddia etmek için hem de BM misyonunun Kıbrıs’taki görevinin sürdürülmesi amacıyla kullanılacak. Ayrıca radikal milliyetçi Rumların iddia ettiği gibi Türkiye Cumhuriyeti askerleri, yani Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensupları fotoğraf ve videoların hiçbirinde yok. Çünkü olayın içinde değiller. Orada TSK mensubu olduğu iddia edilen kişiler, KKTC Özel Harekat Polisleri. Kıyafet benzerliğinden dolayı veya kasıtlı olarak yanlış yorumlar yapılıyor.

Son olarak Şimşek, BM unsurlarının uzun zamandır uyguladığı taraflı politikanın krizde belirleyici rol oynadığını vurgulayarak şunları ifade etti:

KKTC Dışişleri Bakanlığı, konuyu zaten uzun süredir BM Kıbrıs Özel Temsilcisi’yle görüşüyor. Fakat GKRY tarafının direnci nedeniyle herhangi bir çözüm üretilemedi. KKTC hükümeti, çalışmalara başlama kararı alınca da bunu BM temsilcisine iletti. Ancak BM’den böyle bir direniş beklenmiyordu. Buna rağmen yaşanan hadiseler, örneğin bir kepçenin BM’ye ait araca yaptığı müdahale, olay yerindeki komutanın inisiyatifiyle gerçekleşmiş değil. Yaşananlar, KKTC hükümtinin egemenliğini tesis etme iradesinin yansıması.

Tartışma
Etiketler