Gulf State Analytics: Dünyada de-dolarizasyon süreci hızlanıyor
Çok sayıda ülke, ABD dolarının hegemonyasını ve ABD'nin doları silah olarak kullanmasını engelleyecek alternatifler arıyor. Artık soru; “ABD dolarının hegemonyası sona erecek mi?” değil, “ne zaman sona erecek?” şeklindedir.
ABD doları tam anlamı ile bir çöküşün eşiğinde değil. Ancak kademeli bir düşüş içerisinde olduğu görülüyor. Çok yakın bir zamana kadar ABD dolarının küresel ticaretteki tartışmasız hakimiyetini kaybetmesi düşünülemezdi. Bugün ise artık durum böyle değil.
Son 25 yılda ABD dolarının pazar payı yüzde 70'ten yüzde 60'ın altına düştü. 2001 yılında ABD doları cinsinden tutulan küresel rezervlerin payı yüzde 73 idi. 2023 yılı itibari ile ise bu rakam yüzde 58.
Rusya'nın Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesi ve Moskova'nın saldırganlığına Batı'nın tepkisi, ABD dolarına karşı harekette önemli bir dönüm noktası oldu.
Washington'un Moskova'ya geniş kapsamlı yaptırımlar uygulaması, Rusya'nın ABD doları rezervlerini dondurması ve büyük Rus bankalarını SWIFT'ten kaldırmasının bir sonucu olarak, dünyada de-dolarizasyon hızlandı.
Washington, Rusya'ya karşı topyekun bir mali savaş yürüterek küresel olarak daha fazla ülkeyi ABD dolarına alternatifler aramaya itti.
Çin, uzun süredir kendi para biriminin uluslararası ticarette daha fazla güç kazandığını görmek istiyor. Pekin, kendi para biriminin dünya çapında benimsenmesini artırmak için yıllardır belirli bir program içerisinde hareket ediyor.
Middle East Institute Kıdemli Üyesi Dr John Calabrese, Gulf State Analytics'e verdiği demeçte, son dönemde ülkelerin içerisine girdiği ekonomik çıkmazların, uluslararası piyasa dalgalanmalarını daha da artırdığına dikkat çekti.
Şubat 2022'den bu yana Çin, Arjantin, Brezilya, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dahil olmak üzere bir dizi ülke ve Çin, ABD doları yerine yuan cinsinden ticaret anlaşmaları imzalayarak de-dolarizasyonun hızlanmasına neden oldu.
ABD tarafından uygulanan yaptırımlar
Basitçe söylemek gerekirse, Washington'un yaptırımlara olan bağımlılığı, de-dolarizasyonun hızlanmasından büyük ölçüde ana etkendir. Nihayetinde, yaptırımlara maruz kalma riski, yalnızca hasımları değil, aynı zamanda müttefikleri ve ortakları da içeren çok sayıda ülkeyi dolardan uzaklaştırdı ve uzaklaştırıyor.
Rice Üniversitesi Kamu Politikası Enstitüsü'nde Wallace S. Wilson Enerji Çalışmaları Üyesi Dr. Jim Krane;
"Dolar dışı bir ticaret ilişkisi, ABD yaptırımlarına karşı bir sigorta işlevi görüyor. ABD, ülkeleri ve işletmeleri cezalandırmak için çeşitli yaptırımları aşırı derecede kullanıyor.”
değerlendirmesinde bulunuyor.
Eski bir FED yöneticisi olan Tom Czitron, kısa bir süre önce The Globe and Mail'de yaptığı değerlendirmede;
"Kanada gibi ABD uyduları dışında dünyanın geri kalanının aktif olarak dolardan uzaklaşmak istediği yeni bir döneme giriyoruz. Çünkü ABD yönetimi rezerv para birimi statüsünü siyasi hedeflerine ulaşmak için bir silah olarak giderek daha fazla kullanıyor”
ifadelerini kullandı.
Körfez ülkeleri için 'de-dolarizasyonun' sonuçları
Mart ayında Çin, BAE'den ithal edilen yaklaşık 65.000 ton sıvılaştırılmış doğal gazı (LNG) içeren yuan cinsinden ilk enerji anlaşmasını imzaladı. China National Offshore Oil Corporation ve TotalEnergies tarafından imzalanan anlaşma Şangay Petrol ve Doğal Gaz Borsası üzerinden gerçekleştirildi.
Bu işlemin türünün ilk örneği olduğu düşünüldüğünde, önemi göz ardı edilmemelidir. Center for a New American Security'de Kıdemli Araştırmacı olan Rachel Ziemba;
“Bu anlaşma, farklı para birimleri ve ödeme sistemlerine geçmek için atılan en ciddi adımdı.”
tespitinde bulundu.
Bu yılın başında Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Jadaan, Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda Bloomberg'e, Krallığın dolar dışı para birimleriyle ticaret yaparak ticareti geliştirmeye açık olduğunu belirtti. Suudi yetkililer de Çin arasında da yuan ile petrol satışı görüşmeleri devam ediyor.
Şu anda, Körfez ülkelerinin dolardan uzaklaşma konusunda ne kadar ileri gidebileceği belirsiz.
Anca Pekin, azalan ABD hegemonyası zemininde Orta Doğu'da daha etkili bir aktör haline gelmek için bu kozu daha fazla kullanmaya çalışıyor.
Daha fazla yuan cinsinden ticaret, Körfez ülkeleri ile Pekin arasında daha da derin bağlar kurulmasına yardımcı olabilir.
Dr. Calabrese Körfez ülkeleri ile ilgili yaptığı değerlendirmede;
“Körfez ülkelerinin döviz cephesindeki hamleleri, Washington'a piyon olmadıkları, alternatifleri olduğu ve ABD'den daha güçlü güvenlik garantileri bekledikleri mesajını göndermek için kullanılan çeşitli araçlardan biri olarak da okunabilir."
ifadelerini kullanıyor.
Dr Krane'e göre ise; özellikle Ortadoğu ülkeleri, ABD dolarının hegemonyasından ve Washington'un doları silah olarak kullanmasından kaynaklı olarak, stratejilerini değiştiriyor ve bu nedenle ABD dolarına olan talep giderek daha fazla azalacak.
Diğer uzmanların da benzer değerlendirmeleri var.
Dolar sonrası bir gelecek
De-dolarizasyon eğiliminin 'durdurulamaz' bir sürece girdiği görülüyor. Artık soru, “ABD dolarının hegemonyası sona erecek mi?” değil, “ne zaman sona ereceğidir.”
Dünyada çok sayıda ülke, ABD dolarının hegemonyasından ve Washington'un doları silah olarak kullanmasını engelleyecek alternatifler ararken, Amerika bu eğilime karşı çıksa da durduramayacağını da görüyor.
De-dolarizasyon sürecinin hızlanması ile birlikte ABD'nin, askeri gücünden çok para biriminin statüsüyle ilgili olan “dünyadaki gücünü”, önemli ölçüde kaybedeceği de artık daha net görülüyor.