Gulf State Analytics: Türkiye ve Mısır arasındaki yeni dönem bölgeye nasıl etki edecek?
Türkiye-Mısır yakınlaşması, Mısır'ın MEB alanları ve Doğu Akdeniz'de Yunan pozisyonundan uzaklaşmasına neden olabilir. İki ülke, uluslararası meselelerde ortak zemin bularak köklü değişimlere yol açabilir.
ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Gulf State Analytics'de, Türkiye ve Mısır arasında ortaya çıkan yakınlaşmanın hem iki ülke ve hem de bölge açısından etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Geçtiğimiz günlerde Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Türkiye ziyaretinin olası sonuçlarına dair değerlendirmeler yapılan analizde, iki ülke arasındaki yakınlaşmasının Doğu Akdeniz'den Gazze'ye kadar çok sayıda alanda etkilerinin olabileceği belirtildi.
Analizde ayrıca; iki ülke arasındaki yakınlaşmanın Mısır'ı, MEB alanları ve Doğu Akdeniz konusunda Yunan tezlerinden uzaklaştırabileceği, Türkiye'nin savunma sanayi ürünleri ve Bayraktar insansız hava araçlarının ise Türkiye'nin diplomatik yükselişinde oldukça etkili olduğu tespitleri yapıldı.
İşte Gulf State Analytics'de yayınlanan analiz:
Türk liderliğinin geçen hafta Ankara'da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yi sıcak bir şekilde karşılaması, Ortadoğu'daki bazı ikili ilişkilerin son yıllarda nasıl büyük ölçüde değiştiğinin bir göstergesiydi.
Kısa bir süre öncesine kadar Mısır-Türkiye ilişkileri son derece gergindi. Hatta 2020 gibi yakın bir tarihte, Libya'da olası bir Mısır-Türkiye askeri çatışmasından endişe duyuluyordu.
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 2013 yılında devrilmesinin ardından ikili ilişkilerdeki sorunlar çok ciddi bir hal aldı. Türk ve Mısır hükümetleri, Suriye krizinden 2017-21 Katar ablukasına ve Libya'daki iç savaşa kadar bölgedeki bir dizi soruna farklı tepkiler verdi.
Ancak 2021'den bu yana Kahire ve Ankara, aralarındaki buzları eritmek ve ilişkilerde yeni bir aşamaya geçmek için çok çaba sarf etti. Zira her iki hükümet de yakınlaşmanın faydalarını görüyor.
Katar ile ilişkilerini onaran Mısır, Türkiye ile iş, ticaret, turizm ve yatırım alanlarında daha iyi ilişkilerin olası kazanımlarını görmeye başladı. Aynı şekilde Türkiye de benzer faydalar gördü.
Pratikte bu, Ankara'nın Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Suriye gibi diğer Arap devletlerinin yanı sıra Mısır ile de ilişkilerini geliştirmek için adımlar atmasını sağladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 10 Eylül'de Arap Ligi bakanlar toplantısına katılması, Türkiye'nin Arap Baharı sonrası dönemde büyük sorunlar yaşayan Arap ülkeleriyle arasını düzeltme çabalarının başarısını da ortaya koydu.
Nitekim grubun böyle bir toplantısına en son 13 yıl önce bir Türk dışişleri bakanı katılmıştı.
Sisi ve Erdoğan'ın Kasım 2022'deki FIFA Dünya Kupası'nda Doha'da el sıkışması, Mısır'ın en üst düzey diplomatının 6 Şubat 2023'teki yıkıcı depremin ardından dayanışma göstermek için Suriye'den Türkiye'nin güneyini ziyaret etmesi, iki ülkenin Temmuz 2023'te resmi bağlarını yeniden kurması ve büyükelçilerini yeniden ataması ve ardından Sisi ve Erdoğan'ın bir yıl önce Hindistan'daki G20 zirvesinde tekrar bir araya gelmesi Mısır-Türkiye ilişkilerinde son iki yılda yaşanan önemli olaylar arasında yer aldı.
Mısır ve Türkiye'nin uzlaşmaya giden yolu
Sisi'nin bu ayın başında Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret Kahire ve Ankara'nın normalleşme sürecinde ne kadar yol kat ettiklerini gösterdi.
Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı dönüm noktası niteliğindeki ziyaretin üzerine inşa edilen Sisi'nin Ankara ziyareti, ikili ilişkilerin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Middle East Institute Ortadoğu uzmanlarından Mirette Mabrouk ziyarete dair yaptığı değerlendirmede; ikili ilişkilerin geliştirilmesinin hem Mısır hem de Türkiye için “güvenlik ve mali avantajlar” sağlayacağını belirtti.
Mirette Mabrouk;
“Ticareti 15 milyar dolara, yani mevcut rakamın neredeyse üç katına çıkarmaya çalışacaklarını söylediler ki bu da her iki ülkenin de ihracatlarını artırmaya ihtiyaç duyduğu düşünüldüğünde anlamlı.Ayrıca Libya ve Doğu Akdeniz konularında da işbirliği yapacaklarını söylediler ki bu iki ülke arasında daha önce büyük bir anlaşmazlık konusuydu.”
değerlendirmesinde bulundu.
Sisi 4 Eylül'de Türkiye'deyken Erdoğan'la enerji, ulaştırma, eğitim, altyapı ve sağlık gibi pek çok alanda 17 işbirliği anlaşması imzaladı. Sisi ve Erdoğan, hedeflerinin 2029 yılına kadar iki ülke arasındaki yıllık ticari alışverişi yüzde 50 oranında arttırmak olduğunu söyledi.
Uluslararası meselelerde ortak zemin bulma
Başta Etiyopya-Somali gerilimi, Libya ve Sudan olmak üzere Afrika ülkelerindeki bir dizi çatışma ve anlaşmazlık, Mısır ve Türkiye'yi ilişkilerini geliştirmeye ve ortak zeminlerde işbirliği yapmaya teşvik ediyor.
Ancak Filistin'deki durum, Sisi ve Erdoğan'ın bu ay Ankara'da bir araya gelirken en çok odaklandıkları uluslararası konu gibi görünüyor.
İki lider İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını ve Batı Şeria'da Tel Aviv'in askeri harekât başlatmasıyla tırmanan İsrail şiddetini ele aldı.
Uzmanlar; Gazze savaşının Kahire ve Ankara'yı daha da yakınlaştırdığı görüşünde.
ABD'nin eski Azerbaycan Büyükelçisi Matthew Bryza, Mısır-Türkiye ilişkilerinin güçlenmesinin İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaya yardımcı olabileceği görüşünde.
Bryza yaptığı değerlendirmede;
“Türkiye'nin Hamas ile önemli ilişkileri var ve Türkiye, savaşın başından bu yana Gazze'nin geleceği için çaba sarfediyor. Türkiye Gazze konusunda, Yunanistan ve İngiltere'nin Kıbrıs konusunda sahip olduğu haklara benzer şekilde anlaşmaların uygulanmasını garanti altına almak için hak ve sorumluluklara sahip olacağı bir garantörlük çözümünü savunuyor”
ifadelerini kullandı.
Bununla birlikte Bryza, eninde sonunda ilgili tüm tarafların, Türkiye'nin Hamas'ı ikna etmede önemli bir rolü olabileceğini, dolayısıyla Türkiye ile Mısır arasındaki iyi ilişkilerin bu tür bir sonuca ulaşmayı kolaylaştıracağını, yani Türkiye'nin arabuluculukta bir rol oynayacağını fark edeceklerini belirtti.
Yine de bazı analistler Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Gazze'deki Filistinliler için olumlu etkilerine dair kuşkularını koruyor.
İnsansız hava araçları
Şubat ayında Türk Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye'nin Mısır'a insansız hava aracı satmayı kabul ettiğini açıklamıştı.
Böyle bir anlaşma henüz kesinleşmemiş olsa da Mısırlıların Türkiye'nin savunma sanayisine ilgi duyduğu, Mısırlı heyetlerin Türk savunma şirketlerini ziyaret etmesinden de anlaşılıyor.
Bazı kaynaklara göre, Sisi ve Erdoğan bu ay bir araya geldiklerinde, iki lider Ankara'nın Kahire'ye insansız hava aracı satma olasılığını da ele aldı.
Ankara merkezli bir düşünce kuruluşu olan ORSAM'ın Körfez Çalışmaları Koordinatörü Gökhan Ereli Türkiye'nin Mısır'a olası bir insansız hava aracı tedarikini, “Türkiye'nin bölge savunma sanayinde kilit bir tedarikçi olarak artan rolü ve bölge ülkeleri için küresel rakiplere kritik bir alternatif sunması” bağlamında değerlendirmek gerektiğini belirtti.
Gökhan Ereli yaptığı değerlendirmede;
“Türkiye'nin Mısır'a İHA sağlama kapasitesi ya da savunma ve güvenlik işbirliğindeki daha geniş çaplı artış, bölgesel konularda büyüyen bir ortaklığa ve uyuma işaret ediyor. Bu gelişme hem Türk hem de Mısır dış politika gündemlerini güçlendiriyor. Nasıl ki Türkiye-Körfez ilişkilerindeki siyasi normalleşme savunma sanayi işbirliği yoluyla konsolidasyona yol açtıysa, şimdi de Türkiye-Mısır ilişkileri benzer bir konsolidasyon aşamasına girmeye hazırlanıyor ve iki ülke arasındaki bağlar daha da güçlenecek.”
ifadelerini kullandı.
Bryza ise bu konuda;
"Türkiye'nin, Bayraktar ve diğer insansız hava araçlarına olan son derece yüksek talep, Türkiye'nin diplomatik yükselinde oldukça etkili oldu"
tespitinde bulundu.
Enerji ve ilişkilerin geleceği
Sisi'nin Ankara'ya yaptığı dönüm noktası niteliğindeki ziyaretin ardından Mısır ve Türkiye, ikili ilişkilerinin geleceği konusunda iyimser olmak için iyi bir nedene sahip görünüyor.
İki ülkenin ileride sayısız ekonomik faydaya yol açabilecek şekilde ilişkilerini geliştirmesi için pek çok fırsat var.
Özellikle enerji alanında atılacak olan adımlar, Mısır-Türkiye ilişkilerinin geleceği açısından önemli olacaktır.
Mısırlı siyasi analist Maged Mandour enerji konusunda iki ülke arasındaki yakınlaşmanın köklü sonuçları olabileceğini belirtti.
Mandour; Türkiye için Mısır'la daha iyi ilişkilerin potansiyel faydalarından birinin “Mısır'ın deniz sınırları ve Doğu Akdeniz'de olası doğalgaz aramaları konusunda Yunan pozisyonundan uzaklaşması” olacağını söyledi.
Mandour yaptığı değerlendirmede;
“Türkiye Karadeniz'de petrol ve doğal gaz arama ve üretiminde başarı gösterdi. Bu uzmanlığın bir kısmını Akdeniz'in Mısır'a ait bölümüne taşıyabilir. Ayrıca, iki ülkenin siyasi gerilim kaynağı olan farklı münhasır ekonomik bölge iddialarını düzeltmeleri için bir yol bulunacağını umuyoruz.”
ifadelerini kullandı.
İkili ilişkilerin başarılı bir şekilde onarılması için geçmiş meselelerin bir kenara bırakılması ve tavizlere yönelik sağlam taahhütlerde bulunulması, Kahire ve Ankara'nın daha fazla ortak zemin bulmasına ve hem Mısır hem de Türkiye'nin kendi ulusal çıkarlarını ilerletmesine yol açabilir.