Güney Kore halkı, kendi nükleer silahlarının üretilmesini istiyor

Devlete bağlı Kore Ulusal Birleşme Enstitüsü adlı düşünce kuruluşu tarafından kısa süre önce yapılan bir ankete katılanların yüzde 66'sı bağımsız bir nükleer caydırıcılığa "destek" ya da "güçlü destek" verdiklerini ifade ederek geçen yıla göre yüzde 6 puanlık bir artış gösterdi.

Katılımcılardan seçim yapmaları istendiğinde, Seul'ün Kore yarımadasında ABD askerlerine güvenmektense kendi nükleer silahlarına sahip olmasını tercih ettiğini ifade edenlerin sayısı bir önceki yıla göre neredeyse 11 puan artarak Washington'un askeri varlığına verilen desteği ilk kez geride bıraktı.

KINU'da araştırma görevlisi olan Sangsin Lee, "Güney Kore'nin kendi nükleer silahlarını edinmesine yönelik destek genişliyor ve sertleşiyor" dedi.

"Ne hükümet ne de iki ana partiden biri bunu bir politika meselesi olarak benimsemedi, ancak bu seçeneği tartışmaya yönelik çağrılar kesinlikle daha yüksek sesle yapılıyor."

Kuzey Kore'nin nükleer ve balistik füze programlarının giderek karmaşıklaşması, Pyongyang'ın Moskova ile gelişen ilişkisi ve Trump'ın ABD-Güney Kore ittifakına karşı açık düşmanlığı Washington'un güvenlik garantilerine olan güveni sarstı.

Güney Kore devletinin desteklediği bir başka düşünce kuruluşu olan Ulusal Güvenlik Stratejisi Enstitüsü, geçtiğimiz ay Kuzey Kore ile Rusya arasında imzalanan yeni savunma anlaşmasına atıfta bulunarak, diğer olası tepkilerin yanı sıra nükleer silahlanma konusunda "hükümet düzeyinde bir gözden geçirme" ve "kamuoyu tartışması" çağrısında bulundu.

Güney Kore Başbakanı Han Duck-soo geçen ay gazetecilere yaptığı açıklamada ülkenin "şimdilik" nükleer silah edinmeyi düşünecek durumda olmadığını söyledi.

Ancak 2027'de olası bir başkanlık adayı olan Seul'ün muhafazakar belediye başkanı Oh Se-hoon Perşembe günü Güney Kore'nin derhal bu silahları edinmesi çağrısında bulundu.

Oh, Kuzey Kore insan hakları konulu bir forumda yaptığı konuşmada "Nükleer silahlara ancak nükleer silahlarla karşı konulabilir" dedi.

"ABD'nin nükleer şemsiyesi altında yalnızca Güney Kore-ABD iş birliğine güvenmek güvenliğimiz açısından önemli sınırlamalar getirmektedir."

Kuzey Kore kendi nükleer cephaneliğine sahip olsa da Seul, "genişletilmiş caydırıcılık" için ABD'li müttefikine güveniyor - Washington'un Güney Kore'nin savunması için gerekirse nükleer silahları da dahil olmak üzere askeri varlıklarını konuşlandırmaya istekli olduğu anlayışı.

ABD, bölgesel bir silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden ve küresel nükleer silahların yayılmasını önleme çabalarını tehlikeye atabileceğinden korktuğu Güney Kore'nin kendi nükleer cephaneliğini geliştirmesine şiddetle karşı çıkıyor.

Ancak Kuzey Kore'nin giderek artan silah kapasitesi - ve lideri Kim Jong Un'un rejimin nükleer doktrinini çok çeşitli senaryolarda önleyici saldırılara izin verecek şekilde değiştirme kararı - geçen yıl bazı Güney Koreli milletvekillerini silah politikalarının yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulunmaya itti.

ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimi, geçen yıl nükleer konularda daha yakın istişare sözü vererek ve Kore yarımadasına düzenli olarak nükleer kapasiteli askeri varlıklar konuşlandırarak Seul'e daha fazla güvenlik güvencesi sunmaya çalıştı.

Biden Perşembe günü Washington'da düzenlenen NATO zirvesi sırasında ABD'nin Güney Kore'yi savunma taahhüdünü yineledi.

Ancak Washington'daki Stimson Center düşünce kuruluşunda kıdemli araştırmacı olan Rachel Minyoung Lee'ye göre, Kim ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen ay karşılıklı yardım maddesini de içeren yeni bir "stratejik ortaklık" imzalamasıyla tartışma yeniden alevlendi.

Lee, anlaşmanın Güney Kore'de "ABD'nin genişletilmiş caydırıcılığının yeterli olup olmayacağına dair korkuları yeniden canlandırdığını" söyledi.

KINU'dan Lee, anketin ayrıca Kasım ayında ABD'de yapılacak seçimlerden sonra ikinci bir Trump başkanlığı korkusu ile Güney Kore'nin nükleer cephaneliğine destek arasında bir korelasyon bulduğunu söyledi.

Trump, başkanlığı sırasında Kore yarımadasındaki askeri varlığın ABD için değerini defalarca sorgulamıştı.

"Görünüşe göre insanlar Trump'ın dönüşünden korktukça, güvence için nükleer silahlara yönelme olasılıkları da artıyor" dedi.

Ancak kamuoyundaki uzun vadeli eğilimin muhtemelen "ABD ile Çin arasındaki gerilimler ve Ukrayna ile Orta Doğu'daki olaylar göz önüne alındığında, artan küresel istikrarsızlık duygusundan kaynaklandığını" da sözlerine ekledi.

KINU anketinin Kim-Putin zirvesinden ve Biden'ın geçen ayki felaket münazara performansından önce yapıldığına dikkat çekerken, "son haftalarda yaşanan olayların bu eğilimi pekiştirmesi muhtemeldir" dedi.

Analistler Güney Kore'de tartışılan diğer seçenekler arasında ABD'nin Kore yarımadasında daha küçük taktik nükleer silahları yeniden konuşlandırması, ABD ile Nato tarzı "nükleer paylaşım" ya da Güney Kore'nin kısa sürede nükleer silah üretme kapasitesini geliştireceği bir nükleer "patlama" kabiliyeti arayışının yer aldığını söyledi.

İktidardaki Halk Gücü partisinin lider adaylarından Han Dong-hoon geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada "En azından karar verdiğimizde nükleer silah üretebilecek potansiyel kapasiteye sahip olma noktasına gelmeliyiz" dedi.

"Yalnızca müttefiklerimize güvenmenin sınırlamaları vardır."

Washington'daki Carnegie Endowment for International Peace'in nükleer politika programı eş direktörü Toby Dalton, ABD'li politika yapıcıların Güney Koreli muhataplarına Kuzey Kore'nin herhangi bir nükleer saldırısına nükleer bir yanıtla karşılık verme taahhüdü gibi bazı güvenceler veremeyeceğini söyledi.

Dalton, "Güney Kore'de nükleer silah yanlısı tartışmaların yeniden gündeme gelmesi, Kuzey Kore'den gelen tehdit ve ABD'deki siyasi değişim potansiyeline ilişkin haklı endişelerden kaynaklanıyor" dedi.

"Ancak bir tarafın güvenliğini başka bir tarafın ellerine teslim etmesi doğası gereği bir güven egzersizidir; bir müttefike asla tam ve sürekli olarak güven verilemez."

Stimson Center'dan Lee, Seul'ün nükleer silah edinmesini isteyen Güney Koreli siyasetçi ve politika yapıcıların sayısının "hala nispeten az" olduğunu belirtti.

Lee, nükleer silah savunucularının Washington'un Güney Kore'nin savunmasına olan bağlılığını sürekli sorgulamalarının, halkın ittifaka olan güvenini sarsma ve Pyongyang'ı cesaretlendirme riski taşıdığını da sözlerine ekledi.

"Eğer Güney Koreliler ABD'nin taahhüdüne şüpheyle yaklaşırlarsa, Kuzey Koreliler de Washington'un Güney Kore'nin yardımına gelip gelmeyeceğini sorgulayacaklardır" dedi.