gdh'de ara...

Haaretz: İsrail'in Gazze'de yardım görevlilerini öldürmesi Biden için kırılma noktası mı olacak?

World Central Kitchen yardım kuruluşundan yedi yardım görevlisinin öldürmesi Washington'da nasıl yankı buldu? İsrail'in Gazze'de yardım görevlilerini öldürmesi Biden için kırılma noktası mı olacak?

1. resim

İsrail'in önde gelen yayın organlarından Haaretz'de, İsrail'in geçtiğimiz günlerde World Central Kitchen yardım kuruluşundan yedi yardım görevlisini öldürmesinin ABD-İsrail ilişkilerindeki olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail'in World Central Kitchen yardım kuruluşundan yedi yardım görevlisini öldürmesinin, binlerce sivil ölümün yapamadığını yapabileceği iddiasında bulunulan analizde, bu olayın özellikle Washington'da büyük bir tepkiye neden olduğu ve bir kırılma noktası olabileceği belirtildi.

Analizde ayrıca, bu olayın ABD Kongresi'ndeki demokratları, İsrail'e koşulsuz askeri yardımın devamı konusunda daha da temkinli hale getirebileceği belirtildi.

İşte Haaretz'de yayınlanan analiz:

Geçtiğimiz Pazartesi gününe kadar Biden yönetimi, Gazze'de yaşanan vahim insani durum için “dualar” etmekle yetiniyordu. Ancak İsrail'in World Central Kitchen yardım kuruluşundan yedi yardım görevlisini öldürmesi, binlerce sivil ölümün yapamadığını yapabilir.

İsrail-Hamas savaşında, geride kalan yaklaşık altı ayı boyunca, uzmanların bir dönüm noktası olabileceğini iddia ettiği bir dizi olay yaşandı. Ancak hiçbirisi Biden yönetiminin fikrini değiştirecek bir dönüm noktası olmadı.

Bu gelişmeler, ABD'yi İsrail'in uluslararası toplum nezdindeki etkin koruması olmayı yeniden gözden geçirmeye itebilir ve daha fazlasını yapabilirdi.

Nihayetinde bu anlar geldi ve geçti. On binlerce ölüm ve Gazze'deki kıtlığın ardından bu olaylar, Beyaz Saray'ı söylem değişikliğine zorlayarak ülke içinde önemli bir rahatsızlık yarattı.

Yine de ABD politikası büyük ölçüde değişmedi ve Biden yönetimi Gazze'deki vahim insani durumla ilgili olarak "dualar" etmeye razı oldu.

Ancak İsrail'in geçtiğimiz Pazartesi gecesi World Central Kitchen yardım kuruluşundan yedi yardım görevlisini öldürmesi farklı bir his uyandırdı.

Washington'da tepkiler çok büyük oldu ve olayın ABD'nin İsrail politikasında, gerçek bir etkisi olabileceği artık gerçek bir olasılık.

Bunun büyük bir kısmı World Central Kitchen'ın kurucusu José Andrés'in İsrail'deki benzersiz konumuyla bağlantılı olabilir.

USAID'in Batı Şeria ve Gazze'deki noktalarını yöneten Dave Harden;

"Dış politika çevrelerinde, Beyaz Saray'da ve Dışişleri Bakanlığı'nda herkes José Andrés'in restoranlarında yemek yemiştir. Başkent dışındakiler için Zaytinya, Jaleo, Minibar gibi José Andrés restoranlarının popülerliğini küçümsemek zor.”

şeklinde bir sosyal medya mesajı yayınladı.

Dahası, Andrés'in World Central Kitchen ile yürüttüğü çalışmalar siyasetin ötesine geçmiştir.

Andrés'in World Central Kitchen ile yürüttüğü çalışmalar, çatışma bölgelerindeki risk altındaki muhtaçlara ve doğal afetlerden etkilenen insanlara yönelik çabaları, sadece paralarıyla konuşmayı tercih eden “elit hayırseverler” ve “ünlüler” arasındaki boşluğu doldurdu.

İnsani yardım çalışanlarının İsrail'in çatışmasızlık önlemleri almamasının nihai bedelini ödüyor olması ise yeni değil.

Son altı ay içinde 170'ten fazla UNRWA çalışanı öldürüldü ve Amerika Birleşik Devletleri bu kuruluşun finansmanını bir yıllığına durdurdu. Diğer ölümcül vakalar arasında bir Uluslararası Kurtarma Komitesi personel konutu, İsrail'in belirlediği güvenli bölgede bir Sınır Tanımayan Doktorlar sığınağı ve İsrail kontrol noktasında bekletilirken vurulan bir BM gıda konvoyu yer alıyor.

Bu olayların hiçbiri, bırakın Biden'ın ilgili yardım kuruluşlarından herhangi birinin başkanını arayarak üzüntüsünü ifade etmesini, ABD'li yetkililerin açık bir öfke duymasını bile gerektirmedi.

Geçtiğimiz Pazartesi günü öldürülen yardım görevlileri arasında ABD-Kanada çifte vatandaşı Jacob Flickinger'in de bulunması, olayın boyutunu daha da arttırıyor.

Hamas'ın 7 Ekim'de 32 Amerikan vatandaşının öldürüldüğü ve en az bir düzinesinin rehin alındığı saldırısından bu yana, Gazze savaşında bugüne kadar ölen 23 ABD'linin tamamı İsrail askeriydi. Bbir İsrail polis gücü mensubu ve Batı Şeria'daki bir sivil de bu sayıya dahildi.

Bu durum Flickinger'i Gazze'de İsrail saldırıları sonucu öldüğü teyit edilen ilk ABD vatandaşı yapabilir. Ancak ABD'li yetkililer henüz bunu teyit etmedi.

Beyaz Saray öfkesine rağmen, olayın uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğine ya da İsrail'in yardım çalışanları kasıtlı olarak öldürdüğüne inanmadığını belirtti.

Uluslararası toplumun büyük bir kısmı Gazze'nin açlık çeken nüfusunun beslenmesine yönelik yükün önemli bir kısmını World Central Kitchen'ın üstleneceğine güveniyordu.

Sadece o değil, World Central Kitchen'ın sahadaki sorumlusu olan ve Andrés'in yardım kuruluşuyla işbirliği içinde günde ortalama 150 bin öğün yemeğin yanı sıra milyonlarca tıbbi tedavi ve binlerce diğer kritik acil yardım malzemesinin sağlanmasından sorumlu olan ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Anera gibi diğer kilit kuruluşlar da faaliyetlerine ara verdi.

World Central Kitchen ve Anera'nın yokluğunun yarattığı boşluğu doldurmak imkansız olabilir.

Bu durum ayrıca, İsrail'in yardım kuruluşları için bir koordinasyon mekanizması kurması için aciliyet hissi yaratmaktadır.

ABD'li üst düzey yetkililerin İsrail'e yardım konvoylarını hedef almaması için çatışmasızlık mekanizmalarını geliştirmesi yönünde defalarca ricada bulunmasına rağmen, savaşın üzerinden altı ay geçtikten sonra bile böyle bir gelişme yaşanması, mesajın yerine ulaşmasındaki başarısızlıklar konusunda tüm tarafların ciddi bir iç muhasebe yapmasına neden olmalıdır.

Bu aynı zamanda ABD'nin yardımların boşaltılması için Gazze açıklarında geçici bir liman kurma çabaları üzerinde de daha fazla inceleme yapılmasına yol açacaktır.

Zira ABD, bu plana dair soruların tamamını yanıtlayamad ve Pazartesi günkü olay, ABD askerlerinin karşı karşıya olduğu potansiyel tehlikeler ve onları tehlikeye atmanın olası sonuçları konusunda daha fazla soru işareti yaratıyor.

Ayrıca bu gelişme, İsrail'e silah satışına yönelik zaten kuşkuları artan demokratları, İsrail'e koşulsuz askeri yardımın devamı konusunda daha da temkinli hale getirecektir.

Bu durum sadece devam eden silah yardımlarını değil, İsrail'e 18 milyar dolarlık F-15 satışını da etkileyecektir.

Kaynaklar

Tartışma