Asch uyum deneyi: Sürü psikolojisi
Bir karar vermemiz gerektiğinde, çevremizin kararımıza olan etkisini birlikte inceleyelim...
Hepimiz birbirimizden farklı özellikler taşırken, bir arada verilen kararlarda ortak noktada buluşabiliyoruz. Davranış kalıplarımız genel olarak diğer insanlarla benzerlik gösteriyor ve düşünce sistemimizde ‘farklı olan’ yerine ‘benzer olan’ olmayı tercih ediyoruz.
İnsan, sosyal bir varlık. Ve güdülerimiz, etrafımıza idealize edilmiş bir sosyal kimlik sunmak için; davranışlarımızın çoğuna rehberlik eder. Bu sosyal etkilerin bazıları bireyselliğimizi yansıtsa da bazen de herkesin yaptığını yaptığımız durumlar vardır.
İnsan toplumlarında sürü, genellikle eylemlerin olası sonuçları hakkında bilgi aramak yerine, başkalarının eylemlerini mantıklı davranış olarak görüp bir rehber olarak kullanan insanları içerir. Politikada, modada, sosyal yaşamda sürü psikolojisini sıklıkla görebiliriz.
Sürü psikolojisine yönelen kişiler, düşüncelerini akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden çoğunluğa ayak uydurma eğilimi gösterir. Yani her zaman doğru olan değil, popüler ve baskın olan kazanır. Bu konu üzerine birçok çalışma yapılmış ve yazı yazılmış. Bunlardan biri de Asch deneyi.
Asch deneyi, 1953’te Amerikalı sosyal psikolog Solomon Asch‘in, insanların karar verme sürecinde çevrenin etkisini anlamak için yaptığı bir araştırmadır. Deneyin amacı, toplumda ifade ettiğimiz düşüncelerimizin sosyal çevre ve etrafımızdaki insanlarla ters düştüğünde, kişinin yanıtlarını ve davranışlarını değiştirip değiştirmeyeceğini anlamaktır.
Deneyin sonuçları yapıldığı dönemde insanları çok şaşırtmış ve büyük yankı uyandırmıştır.
Deneye katılanlar bir grup üniversite öğrencisi ve deneyi amacına ulaştırmak için katılan işbirlikçilerdir. Üniversite öğrencilerine birkaç kart gösterilir ve cevaplarını söylemeleri istenir. Bir masa etrafında oturan katılımcılara görseldeki 1,2 ve 3 numaralı çubuklar gösterilir.
Gösterilen bu çubukların hangisinin boyutunun, standart çubuğun boyutuna eşit olduğu sorulur. Başlangıçta yanıtlar doğrudur. Ancak, işbirlikçiler yanlış yanıtlar vermeye başlayınca, üniversiteli katılımcıların da cevaplarını değişir.
Başlangıçta yanlış yanıtlardan şüphe etmiş olsalar da, doğru olduklarını düşündükleri cevapları vermişlerdir. Sonraki denemelerde ise, işbirlikçilerin bilerek yanlış cevap vermeyi sürdürmesinin üzerine, katılımcı doğru bildiği cevabı “gruba uyum sağlamak” için değiştirerek yanlış cevap vermeye devam etmiştir.
Gözlerinin gördüğü doğruyu, gruba uyum sağlayabilmek için görmezden gelmişlerdir. Bu deney, bireylerin topluma uyum sağlama istekleri ve grupları kişinin fikir, düşünce ve kararlarını kolaylıkla değiştirebileceğini gözler önüne sermiştir.