Al Jazeera: İsrail'in Gazze'deki etnik temizlik stratejisi!

Katar merkezli yayın organlarından Al Jazeera'de, İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım savaşının ve Gazze topraklarını işgal planının ayrıntılarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

İsrail'in Gazze'deki etnik temizlik stratejisinin 7 Ekim'de başlamadığına dikkat çekilen analizde, bu stratejinin 2005 yılından itibaren planlı bir şekilde hayata geçirilmeye çalışıldığına dair aynrılara yer verildi.

Analizde ayrıca, bölgede daha savaş bitmeden sözde yerleşimci adı altında işgalcilerin yaşaması için planlamaların yapıldığı ve “Sahilde bir ev hayal değil” sloganı ile 500'den fazla aileden kayıt alındığı belirtildi.

İşte Al Jazeera'de yayınlanan analiz:

“Gazze Sonsuza Kadar Bizimdir” sloganı altında, çok sayıda İsrailli aşırı sağcı ve sağcı politikacı 20-21 Ekim tarihlerinde Gazze sınırı yakınlarındaki Be'eri yerleşiminde bir araya geldi.

Grup, İsrail sağının, aşırı sağın ve aşırı milliyetçilerin “kim kimdir ”ini temsil ediyordu. Grupta İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir, May Golan ve Bezalel Smotrich'in yanı sıra İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Likud partisinden 10 milletvekili de yer aldı.

“Gazze'yi yeniden şekillendirmek” başlıklı etkinlik, İsrail'in en aşırı yerleşimci hareketlerinden biri olan ve meşhur Daniella Weiss tarafından yönetilen Nachala tarafından organize edildi.

Bu 79 yaşındaki yerleşimcinin ne kadar aşırı olduğunu anlamak için şu gelişmeyi hatırlamakta fayda var. 27 Haziran'da Kanada hükümeti, Netanyahu ve savaşlarının en sadık destekçilerinden biri olmasına rağmen, “İsrailli aşırı yerleşimcilerin Filistinli sivillere yönelik şiddet eylemlerini kolaylaştırmadaki rolü” nedeniyle Weiss'a yaptırım uyguladı.

Konferans, İsrail'in neden Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri etnik olarak temizlemesi ve yasadışı yerleşimleri yeniden kurması gerektiğine dair bir yıl süren çabanın doruk noktasından başka bir şey değildi.

Ancak bu hikaye 7 Ekim'de başlamıyor.

İsrail 2005 yılında kuvvetlerini bu küçük kıyı bölgesinden çıkarmaya karar verdi. Bu karar, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik hermetik kuşatmasının başlangıcı oldu ve birçok savaşa, nihayetinde de 7 Ekim olaylarına ve devam eden soykırıma yol açtı.

Sökülen 15 yasadışı yerleşim birimini terk etmek zorunda kalan Yahudi yerleşimcilerin sayısı oldukça az olmasına rağmen (8,500), yerleşimcilerin hissettiği ihanet duygusu İsrail toplumunda derin bölünmeler yarattı.

Yerleşimcilerin Gazze'deki Gush Katif yerleşim bloğundan zorla çıkarıldığı kaotik sahneler İsrail'de ulusal bir kriz yarattı ve İsrail'in Mısır ile daha önce yaptığı bir anlaşmanın parçası olarak Nisan 1982'de söktüğü yasadışı Sina yerleşimi Yamit'in zorla boşaltılmasına benzetildi.

Peki ama neden kriz?

İsrail, sömürgeci genişlemesini dini diktalara ve kehanetlere bağlayan yerleşimci-sömürgeci bir toplumdur. Dolayısıyla, Gazze'den ayrılmaya zorlanmak, bu yerleşimcilerin çoğu için hem ulusal ihanet hem de kutsal şeylere saygısızlık olarak görülmüş olmalı.

İşte bu yüzden Gazze'ye yeniden yerleşmek İsrailli yerleşimcilerin acil toplanma çağrısı haline geldi. 2005'teki yeniden konuşlanma sırasında sahip oldukları sınırlı siyasi güç payıyla karşılaştırıldığında, mevcut aşırılık yanlıları artık etkin bir şekilde karar vericidir.

Bu nedenle, Weiss ve destekçilerinin çoğu kısa sürede İsraillileri yeniden kolonileşme kampanyasına katılmaya çağırmaya başladı.

CNN'de yayınlanan bir habere göre Weiss geçtiğimiz Mart ayında destekçilerinden oluşan bir topluluğa “Kayıt olun, kayıt olun, Gazze'de olacaksınız” dedi ve 500 ailenin şimdiden kayıt olduğunu sevinçle ilan etti.

Weiss ve Nachala ülkenin önde gelen siyasetçilerinin genel hedeflerinden bağımsız hareket etmiyorlar. Örneğin, savaşın ilk günü olan 7 Ekim 2023'te Netanyahu niyetini açıkça ortaya koydu;

“Gazze sakinlerine sesleniyorum: Şimdi gidin, çünkü biz her yerde güç kullanacağız.”

17 Ekim'de İsrail Misgav Ulusal Güvenlik ve Siyonist Strateji Enstitüsü tarafından sunulan bir pozisyon belgesi “Gazze nüfusunun tamamının yer değiştirmesi ve nihai olarak yerleştirilmesi” çağrısında bulundu.

Raporda savaşın; “Gazze Şeridi'nin tamamını Sina çölüne boşaltmak için eşsiz ve nadir bir fırsat” olduğu belirtiliyordu.

Aynı ayın ilerleyen günlerinde İsrail istihbarat bakanlığının kendisi de olaya dahil oldu ve İsrail haber kuruluşu Calcalist “Gazze sakinlerinin Sina'ya naklini tavsiye eden” bir belge yayınladı.

Plan işletiliyor!

Smotrich 14 Kasım'da “gönüllü göç ”ten bahsetti. Aralık ayında basında çıkan haberlerde Netanyahu'nun Likud partisi üyelerine İsrail'in asıl zorluğunun Gazze halkını kastederek “onları kabul edecek ülkeler” bulmak olduğunu söylediği yer aldı.

Filistinlilerin etnik olarak temizlenmesi fikri etrafında destek toplamak için konferanslar düzenlenmeye başlandı. İlk büyük forum geçtiğimiz Aralık ayında yerleşimci hareketlerden oluşan bir koalisyon tarafından düzenlendi.

Toplantının reklamında Gazze sahiline atıfta bulunularak “Sahilde bir ev hayal değildir” deniliyordu.

Donald Trump'ın damadı Jared Kushner bile bu fırsatın üzerine atladı. Mart ayında Gazze'nin “çok değerli sahil mülkü”nden bahsetti ve İsrail'in sivilleri çıkarmasını ve ’Şeridi temizlemesini” istedi.

Gazze'nin kuzeyinin imhasını ve etnik temizliğini amaçlayan sözde “generallerin planı”, yerleşimcilerin “Gazze sonsuza kadar bizimdir” vizyonunun askeri bileşeninden başka bir şey değil.

Ancak İsrail geçmişte daha yönetilebilir koşullar altında isyancı yerleşim bölgesindeki yerleşimlerini sürdürmeyi başaramadıysa, şimdi başarabilecek mi?

Sözde yerleşimciler zaten karşılarındaki zorluğun farkındalar. Bu nedenle Gazze'deki kolonizasyonlarını sürekli olarak Filistinlilerin etnik temizliğiyle ilişkilendiriyorlar.

Gerçekten de Gazze'nin yerli nüfusu binlerce yıldır bu tarihi topraklarda yaşamaktadır. Eğer soykırım onları topraklarından sürmediyse, başka hiçbir şey onları sürmeyecektir.