• İslam karşıtı olayların sayısı Almanya genelinde 2024 yılında 3 bin 80'e çıktı. Bu, 2023'e göre yüzde 60 artış anlamına geliyor.
• Federal Kriminal Daire verilerine göre nefret suçları yüzde 28 arttı. Sadece 2024'te camilere yönelik 79 saldırı gerçekleşti.
• Müslümanların üçte ikisi artık siyasete güvenmediğini söylüyor. Toplumda "korunmadıkları" algısı hâkim.
• CLAIM yöneticileri, devletin Müslüman karşıtı ırkçılığı tanıması, önlemesi ve kurumsal destek mekanizmalarını geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Almanya’da İslam ve Müslüman düşmanlığına ilişkin son raporlar, ülke genelinde endişe verici bir tablo ortaya koydu.

İslam ve Müslüman Düşmanlığı Karşıtı İttifak (CLAIM), 2024 yılında ülkede 3 bin 80 Müslüman karşıtı vakanın kaydedildiğini açıkladı. Bu sayı, 2023’e göre yüzde 60’lık artış anlamına geliyor.

GDH Digital YouTube kanalına abone olabilirsiniz.

Abone Ol

Berlin’de saldırılar yüzde 70 arttı

CLAIM’in sadece Berlin kenti için hazırladığı raporda ise artış daha da dikkat çekici. Kentte Müslümanlara yönelik saldırılar bir önceki yıla göre yüzde 70 arttı. Olayların fiziksel şiddetten sözlü tacize kadar geniş bir yelpazeye yayıldığı belirtiliyor.

Nefret suçları yüzde 28 arttı

Federal Kriminal Dairesi’nin “2024 Siyasi Saikli Suçlar Raporu” da tabloyu doğruluyor. Rapora göre nefret suçlarında yüzde 28’lik bir artış yaşandı ve 21 bin 733 vaka kayda geçti.

Bu suçların önemli bir bölümünün İslam karşıtlığı ile bağlantılı olduğu ifade edildi. Camilere yönelik saldırı sayısı da 79 olarak kaydedildi.

Müslümanların siyasete güveni zayıflıyor

CLAIM yöneticisi Rima Hanano, ülkede Müslümanlara yönelik yoğun bir önyargı iklimi olduğunu belirterek, “Her iki kişiden biri Müslüman karşıtı ifadelere katılıyor. Aşırı sağın söylemleri artık siyasetin ana diline dönüşüyor” dedi. Hanano’ya göre Müslümanların üçte ikisi siyasete güvenini kaybetmiş durumda.

Başörtülü kadınlar hedefte

CLAIM uzmanlarından Güzin Ceylan da, özellikle başörtülü kadınların kamuya açık alanlarda daha fazla saldırıya uğradığını belirtti. Medya ve siyaset dilinin ayrımcılığı körüklediğini söyleyen Ceylan, “Sadece bildirilen vakaları biliyoruz, gerçek sayılar çok daha fazla” uyarısında bulundu.

CLAIM raporları ve uzmanlar, hükümetin Müslüman karşıtı ırkçılığı resmi olarak tanımlaması, bu konuda kapsamlı bir eylem planı hazırlaması ve ayrımcılığa maruz kalanlara destek verecek danışmanlık merkezleri kurması gerektiğini belirtti. Ayrıca devlet kurumlarının bu suçları tanıyıp raporlayabilmesi için eğitimli kadrolara ihtiyaç olduğu vurgulandı.

GDH Digital X-Twitter kanalını takip edebilirsiniz.

Takip Et

Almanya’da İslam karşıtlığı giderek daha kurumsal ve sistematik bir nitelik kazanırken, Müslüman toplumun devlete ve demokrasiye olan güveni ciddi şekilde zedelenmiş durumda. Raporlar, acil ve yapısal çözümler üretilmesi gerektiğine işaret ediyor.