İsrail medyası: Erdoğan'ın Gazze'deki rolü İsrail için stratejik bir kabus olabilir
İsrail Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden (INSS) iki araştırmacı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazze Şeridi'nin geleceğinde üstlendiği rolün "İsrail için bir kabusa dönüşebileceği" konusunda uyardı.
Son Güncelleme: 18.10.2025 - 22:58
- İsrailli uzmanlar, Erdoğan'ın Gazze'deki rolünün İsrail için "stratejik bir kabus" haline gelebileceği uyarısında bulundu.
- Türkiye'nin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'nin "Ertesi Günü" planını uygulama çabaları kapsamında merkezi bir role yükseldiği belirtildi.
- İsrail, Türkiye'nin açıkça düşmanca bir aktör olduğunu ve Gazze'deki varlığının İsrail'in temel çıkarlarıyla çeliştiğini düşünüyor.
- Araştırmacılar, Türk askerlerinin İsrail güçlerinin yakınında bulunmasının diplomatik veya askeri bir krize yol açabileceği uyarısında bulundu.
İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesinin aktardığına göre, İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden (INSS) iki Türkiye uzmanı, Rami Daniel ve Galia Lindenstrauss, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Gazze Şeridi'ndeki gelecekteki rolünün İsrail için bir kabusa dönüşebileceği konusunda uyardı.
Gazete, İsrail'in savaşın başından bu yana Türkiye'nin Gazze ile ilgili herhangi bir müzakere veya düzenlemeye dahil olmasına şiddetle karşı çıktığını, özellikle Erdoğan'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu "çağın Hitler'i" olarak nitelendirmesi ve İsrail'i soykırımla suçlamasından sonra bu durumun belirginleştiğini belirtti.
Ancak son haftalarda manzaranın değiştiği ve Türkiye'nin ateşkes anlaşmasına yol açan müzakerelerin merkezi bir parçası haline geldiği kaydedildi.
Trump'ın güçlü liderler kumarı
Araştırmacılar, Türkiye'nin katılımının ABD şemsiyesi altında gerçekleştiğini ancak Ankara'nın İsrail'e yönelik söyleminin değişmediğini, aksine daha da keskinleştiğini belirtiyor.
Lindenstrauss, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Erdoğan'ı "Ortadoğu'da düzeni yeniden sağlayabilecek lider" olarak gördüğünü ve bu nedenle Gazze'deki "Ertesi Gün Planı"nın uygulanmasında ona güvendiğini savunuyor. Bu durumun, Ankara ile Washington arasındaki iyi ilişkiden faydalanma amacı taşıdığını ifade ediyor.
Lindenstrauss'a göre bu kumar, İsrail'de geniş bir endişe yaratıyor. Araştırmacı, "Türkiye'nin savaş sonrası düzenlemelere dahil olması İsrail için son derece endişe verici bir gelişme, çünkü Türkiye açıkça ve davranışsal olarak düşman bir aktördür ve Gazze'deki varlığı temel İsrail çıkarlarıyla çelişmektedir" diyor.
Güvenlik ve siyasi riskler
Lindenstrauss, "Türkiye'nin askeri ve örgütsel kapasitesinin, herhangi bir gözlemci veya barış gücünde onu etkili bir aktör haline getirdiğini, ancak bunun tam da potansiyel bir tehlike yarattığını" belirtiyor.
Türkiye askerlerinin İsrail kuvvetlerinin yakınında bulunmasının, "diplomatik veya askeri bir krize yol açabilecek olayların önünü açabileceği" uyarısında bulunuyor ve Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile Lübnan'da yaşanan İsrail-İsrail sürtüşmelerini örnek gösteriyor.
Rami Daniel ise, Türkiye'nin müzakere hattına girmesini "hayati bir dönüşüm" olarak nitelendiriyor. Ankara'nın başından beri arabulucu olmadığını, ancak sonunda kilit bir oyuncu olmak için ısrarla çabaladığını söyledi.
Daniel, Türkiye'nin Gazze'deki varlığını "tarihi bir fırsat" olarak gördüğünü ve bu durumu, yıllarca süren tecridin ardından bölgesel konumunu yeniden kazanmak ve Filistin meselesi üzerinde etkili olma yeteneğini göstermek için kullanacağını belirtiyor.
Hamas'ın geleceği ve iç çekişme
Daniel, Türkiye'nin Hamas'ın siyasi meşruiyetini korumak için çalışacağını ve grubun tamamen silahsızlandırılması veya Gazze yönetiminden dışlanması fikrine karşı çıkacağını savunuyor. Bu durumun, anlaşmanın ikinci aşamasına geçişi daha da zorlaştıracağını belirtiyor.
Daniel'e göre, Türkiye'nin Gazze'deki rolü "stratejik bir kabus" olarak algılanıyor ve İsrail güvenlik teşkilatı, Türk varlığının ordunun hareket özgürlüğünü kısıtlayacağından ve saha çatışmalarında doğrudan bir krize yol açabileceğinden endişe ediyor.
Lindenstrauss, İsrail içinde Türkiye'ye ne kadar rol verilebileceği konusunda tartışmaların sürdüğünü ve Gazze'de Türk askeri varlığı fikrinin "çok rahatsız edici" olduğunu belirterek, İsrail'in Türk askeri müdahalesini mümkün olduğunca sınırlamasının daha iyi olacağını savunuyor.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
MKE’den tarihi yatırım hamlesi: Üretim kapasitesinde devrim yaşanacak
Witkoff tarih verdi: Gazze mutabakatında ikinci aşama haftaya başlıyor
İsrail basını: "Türkiye sekizinci ve en riskli cephe"
Batı Şeria'da ilhak hamlesi: 12 Avrupa ülkesinden İsrail'e ortak tepki
İran Dışişleri Bakanı Arakçi yaptırımların etkisiz olduğunu savundu
Polonya'da sahte diploma soruşturması: Paris Büyükelçisi görevden alındı
DİĞER HABERLER
Polonya'da sahte diploma soruşturması: Paris Büyükelçisi görevden alındı
Witkoff tarih verdi: Gazze mutabakatında ikinci aşama haftaya başlıyor
Rusya Devlet Başkanı Putin yapay zekanın gelecekteki önemini vurguladı
Suriye hükümeti ile SDG arasındaki kapsamlı anlaşmanın açıklanması bekleniyor
ABD'nin California eyaletinde olağanüstü hal ilan edildi
Tacikistan-Afganistan sınırında silahlı çatışma: 5 ölü
Netanyahu'dan ilginç karar: İsrail Ordu Radyosu kapanıyor
Kanada'nın Alberta eyaletinde ayrılıkçı söylemler hız kazandı
ABD Başkanı Donald Trump'ın AB'ye uyguladığı ek gümrük vergileri 2025'in ana gündemiydi
İran Dışişleri Bakanı Arakçi yaptırımların etkisiz olduğunu savundu



