Pasifik'te iklim kaynaklı göç konusu gündemde
Amnesty International, Pasifik adalarında yükselen deniz seviyeleri nedeniyle yerlerinden olma riskiyle karşı karşıya kalan binlerce kişi için yasal göç yolları oluşturulması gerektiği uyarısında bulundu.
Son Güncelleme: 09.10.2025 - 14:47
Tuvalu iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıya - BM
- Mevcut göç sistemleri, iklim krizinden kaçmak zorunda kalan Pasifik adalılar için yetersiz.
- Yeni Zelanda, iklim kaynaklı yerinden edilmelere özel bir “insani vize” oluşturmalı.
- Tuvalu ve Kiribati gibi ülkeler, yükselen denizler nedeniyle yaşanmaz hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya.
- İklim göçü “çaresizlik değil, planlama ve onur” meselesi olarak ele alınmalı.
Amnesty International’ın perşembe günü yayımladığı araştırmaya göre, Pasifik adalarında yaşayan topluluklar için mevcut göç sistemleri, iklim krizi karşısında güvenli bir gelecek sunmuyor.
Raporda, “Rising seas threaten to make their homelands uninhabitable” (Yükselen denizler, bu adaları yaşanmaz hale getiriyor) ifadesine yer verildi.
Amnesty, Yeni Zelanda’nın dünyadaki en büyük Pasifik diasporasına ev sahipliği yaptığını hatırlatarak, hükümetin “iklimle bağlantılı yerinden edilmeye hak temelli bir yaklaşım” benimsemesi gerektiğini söyledi.
“Bu, özel bir insani vize sunmayı da içermelidir.”
Rapor, bu tür vizelerin insan hakları tehdidi altındaki kişilerin korunması yönündeki devlet yükümlülüklerinin bir parçası olduğunu vurguladı.
GDH Digital YouTube kanalına abone olabilirsiniz.
Tuvalu ve Kiribati yok olma tehdidi altında
Rapor, deniz seviyesinden sadece 2 ila 3 metre yükseklikteki Tuvalu ve Kiribati’nin varoluşsal bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.
Kıyı erozyonu, aşırı hava olayları ve tuzlu su istilası, bu ülkelerde temiz su, gıda ve güvenli barınma erişimini şimdiden zorlaştırıyor.
Dünya Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre, her yıl en az 50 bin Pasifik sakini, deniz seviyesinin yükselmesi ve aşırı hava olayları nedeniyle yerinden olma riskiyle karşı karşıya.
Pasifik adalarının nüfusunun yarısından fazlası kıyıdan 500 metre mesafede yaşıyor; bu bölgelerde deniz seviyesi küresel ortalamanın üzerinde yükseliyor.
“İklim göçü çaresizlik değil, planlama meselesi”
Yeni Zelandalı iklim ve emek hareketliliği uzmanı Tupai Fotu Jackson, Pasifik halklarının “kurban değil, becerikli işçiler olarak” hareket ettiğini söyledi.
“İklim göçünü bir çaresizlik krizi değil, planlama, onur ve ortaklık gerektiren bir gerçeklik olarak görmeliyiz.”
Eski Fiji BM Büyükelçisi Dr. Satyendra Prasad da Yeni Zelanda’ya çağrıda bulunarak, Pasifikli göçmen işçilere tam oturum hakkına giden bir yol açılması gerektiğini savundu.
Prasad, raporun “Yeni Zelanda içinde enerji ve eylem yaratmasını” umduğunu söyledi.
GDH Digital X kanalını takip edebilirsiniz.
Yeni Zelanda’nın göç politikaları eleştiriliyor
Amnesty, mevcut göç yollarının iklim mağdurları için erişilebilir olmadığını belirtti.
Yeni Zelanda’nın Pacific Access Category (Pasifik Erişim Programı) adlı vize sistemi, kura yöntemi ve sıkı sağlık şartlarıyla çalışıyor. Bu şartlar, yaşlıları, engellileri ve en savunmasız grupları dışarıda bırakıyor.
2010–2024 arasında en az 26 başvuru sağlık gerekçesiyle reddedildi; bu durum, bazı ailelerin engelli üyelerini geride bırakmasına neden oldu.
2017’de dönemin Başbakanı Jacinda Ardern, her yıl 100 Pasifik Adalısını kapsayacak bir “iklim insani vizesi” önermişti ancak plan hiçbir zaman hayata geçirilmedi.
Yeni Zelanda’nın mevcut hükümetinde Göç Bakanı Erica Stanford, Amnesty’nin yeni raporuna ilişkin henüz yorum yapmadı.
GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.
Tuvalu–Avustralya anlaşması örnek gösteriliyor
Rapor, Tuvalu’nun Avustralya ile imzaladığı Falepili Birlik Antlaşmasına da değindi.
Anlaşma, yükselen denizler karşısında devlet varlığının ve vatandaşlık haklarının devamlılığını güvence altına alıyor.
Tuvalu Başbakanı Feleti Teo, Guardian’a yaptığı açıklamada,
“Avustralya, iklim değişikliği ve deniz seviyesinin yükselmesine rağmen devletimizin devamlılığını yasal olarak tanıyan ilk ülke oldu,”dedi.
Teo, bu yaklaşımın sadece Pasifik’te değil, uluslararası hukukta da kalıcı bir anlaşmaya dönüşmesi gerektiğini savundu.
Uzmanlardan “vakit kaybedilmemeli” çağrısı
Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre, 2008–2017 yılları arasında Pasifik’te 320 bin kişi, afetler nedeniyle yerinden oldu.
NASA’nın projeksiyonlarına göre ise, önümüzdeki 30 yıl içinde deniz seviyesi 15 santimetreye kadar yükselebilir.
Tuvalulu 47 yaşındaki Tealofi, raporda aktarılan ifadesinde şunları söyledi:
“Eğer bizim için bir tür ‘mülteci vizesi’ olsaydı, kesinlikle başvururdum.Kral gelgitlerinin getirdiği yıkımı gördüğünüzde, neden uluslararası koruma talep etmeyesiniz ki?”
Kaynak:
GDH Haber
GDH Digital NSosyal hesabını takip edebilirsiniz.
etiketler
İLGİLİ HABERLER
Başbakan Merz'den Suriyeli mültecilere "Geri dönün" çağrısı
2026 BM İklim Zirvesi (COP31) Türkiye'de düzenlenecek
New Orleans'ta esnaflar göçmen operasyonlarına tepkili
Project Syndicate: Küresel yapı feodal bir sisteme mi evriliyor?
Kuzey Kore’den ABD–Güney Kore tatbikatlarına sert tepki
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
DİĞER HABERLER
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Peru’da başkan adaylarına kurşun geçirmez yelek dağıtılacak
Lafarge: "Fransız istihbaratı eski çalışanları muhbir yapmak istedi"
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
4 ülkeyi vuran sellerde 1400'den fazla kişi hayatını kaybetti
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
Hadramevt'te taraflar anlaştı: Ateşkes başladı
Trump uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen eski Honduras liderini affetti
Avrupalıların yarısı Donald Trump'ı "Avrupa'nın Düşmanı" olarak görüyor


