Real Clear World: Sıradaki küresel parlama noktası Tayvan mı olacak?

Sıradaki küresel parlama noktası Tayvan mı olacak? ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı harekete geçmemesi için caydırıcılığı nasıl artırabilir?

Son Güncelleme: 30.06.2025 - 01:11

Abone Ol

Google News Logo
Real Clear World: Sıradaki küresel parlama noktası Tayvan mı olacak?

ABD merkezli yayın organlarından Real Clear World'de, son dönemde yaşanan küresel çatışmaların ardından, yeni parlama noktasının Tayvan olup olmayacağı ve böyle bir gelişme karşısında ABD'nin olası hamlelerinin ne olacağının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Çin'in uzun zamandır “Tek Çin” politikası ile Tayvan'ı “gerekirse askeri yolla” ele geçireceğini açıkca ilan ettiği belirtilen analizde, ABD'nin önde gelen kurumlarının raporlarında ise 2027 gibi yakın bir geleceğe kadar Çin'in bu konuda harekete geçebileceğinin belirtildiğine dikkat çekildi.

Analizde ayrıca; ABD'nin Çin'i caydırmak konusunda hangi hamleleri atabileceğine dair öngörülere yer verildi.

İşte Real Clear World'de yayınlanan analiz:

Çin Tayvan'ı işgal ederse, ABD ne yapacak? ABD'nin uzun süredir sürdürdüğü stratejik belirsizlik politikası nedeniyle ABD Başkanı dahil olmak üzere kimse bu sorunun cevabını tam olarak bilmiyor.

Diğer yandan ise, Hu Jintao ile başlayan ve Xi Jingping döneminde hızlanan Çin'in askeri güçlenmesi, hızlı bir şekilde devam ediyor ve Xi, Tayvan'ı askeri güç kullanarak ele geçirme seçeneğinin artık geçerli bir seçenek olduğunu açıkça belirtiyor.

Ve yakın gelecekte, Xi Jinping'in Tayvan'a yönelik agresif tutumu, ABD'yi bir tavır almaya ve belirsizliği ortadan kaldırmaya zorlayacak gibi görünüyor.

İlk olarak Çin Tayvan'ı, Hong Kong ve Güney Çin Denizi ile birlikte “temel ulusal çıkar noktası” olarak görmektedir.

Çin, ülkeleri Tayvan'ı Çin'in bir parçası olarak tanımaya zorlamak için zorlayıcı diplomasi kullanmış ve Tayvan'a nispi özerklik tanıyan “tek Çin” politikasını kabul etmeleri için zorladı. Hatta Xi Jinping ABD'ye, bunu kabul etmemesi durumunda Tayvan'ı zorla ele geçirmeye hazır olduğunu net olarak bildirmiş durumdadır.

Hatta ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarının ve güvenlik raporlarının öngörülerine göre Çin, 2027 gibi erken bir tarihte Tayvan'ı zorla ele geçirme hamlesine başlayacak.

Eğer ABD ve bölgesel müttefikleri, Tayvan'ın savunmasını güvence altına almak istiyorsa, Çin'i Tayvan'ı zorla ele geçirme girişiminden caydırmak için keskin adımlar atmalıdır.

Süreç nasıl işleyebilir?

ABD Askeri ve Deniz Kuvvetleri raporuna göre, Çin'in Tayvan Boğazı, Doğu ve Güney Çin Denizi'nde erişim engelleme/alan reddi stratejisi kapsamında Tayvan'a amfibi saldırı planlayacağına inanıyor.

Çin muhtemelen çatışmayı Güney Çin Denizi ile sınırlı tutmaya çalışacak ve defalarca test ettiği şok bir abluka ile adanın yönetimini ele geçirmeye çalışacak.

Böyle bir çatışmada ABD galip gelmek istiyorsa, caydırıcılık unsurlarını hızla harekete geçirmeli ve hem askeri hem de Çin'in kırılgan ekonomisine yönelik tüm adımları hızlı bir şekilde atmalıdır.

Askeri olarak; Çin'in askeri planlamacılarını şok edecek ve Çöl Fırtınası Operasyonu'nu anımsatacak, yeraltından uzaya kadar tüm alanları kapsayan kapsamlı bir ortak kuvvet harekatı gerekecektir.

Ancak şüphesiz olarak Çöl Fırtınası Operasyonu'nun üzerinden 43 yılda geçti ve çok şey değişti. Çin, ABD'nin otonom sistemler de dahil olmak üzere tüm alanlarda tam bir tehdit haline geldi.

Çin'i caydıracak ne olabilir?

İlk olarak ABD Deniz Kuvvetleri, Çin saldırısını caydırmak için çevre adalarda ve sığlıklarda, gemi savar füzeleriyle donanmış küçük deniz piyade birimlerini konuşlandırabilir.

Zira Çin özellikle son 1 yıl içerisinde, bölgedeki ada zincirlerini vurabilecek önlemler almaya başladı. Hatta inşaa ettiği sanal adaları birer askeri üs haline getirmeye başladı.

Diğer yandan ABD, bölgedeki müttefiklerin desteğini alacağından emin olmalıdır. Zira bu ülkeler, Çin'in hedefi olmamak için böyle bir işgal sürecinde ABD ile birlikte çalışma konusunda çekingen kalabilir.

Bu nedenle ABD, Çin'i caydırmak için, saldırı denizaltıları, adalara konuşlandırabileceği hipersonik gemi savar füzelerini ve sürekli hava keşifleri yapabilecek unsurlarını bu bölgede konuşlandırmalıdır.

Hatta ABD, caydırıcılık çabalarını daha da ileriye götürerek, Çin'in hayati deniz ulaşım yollarına ve limanlarına erişimi engelleyebilecek planlar üzerinde çalışmalıdır. ABD bu şekilde, Çin'in ticari ve savaş gemilerini önceden belirlenmiş “öldürme bölgelerine” sürükleme yoluna gidebilir.

Ancak ABD Donanması, Trump'ın savunma sanayi üssü için öngördüğü gemi inşa kapasitesine ulaşana kadar, düşmanlıkların patlak vermesi durumunda neredeyse tüm askeri varlıklarını kullanarak önemli bir risk almayı kabul etmek zorunda kalacaktır.

Sonuç

ABD'nin Tayvan kara kuvvetlerini direkt olarak takviye etmesinin neredeyse imkansız olduğu düşünüldüğünde, ABD'nin bu caydırıcılık hamleleri dışında şu anda yapabileceği daha fazla seçeneğinin olmadığı belirtilebilir.

Diğer yandan, Çin'in Tayvan'ı işgal etme kararı, Tayvan'ın savunması konusunda mevcut stratejik belirsizlikten daha büyük bir küresel siyasi-askeri dönüşüm anlamına gelecektir.

Zira bu noktada Trump'un İran savaşında da kullandığı “güç yoluyla barış” yaklaşımı sadece bir slogan haline gelebilir.

GDH Digital Telegram kanalına abone olabilirsiniz.

Abone Ol
etiketler
ABD
Çin
Tayvan
Savaş
Trump
Xi
Japonya
Loading Spinner