Responsible Statecraft: Trump'ın Ukrayna planına dair neler biliniyor?
ABD ve Rusya arasında şekillenen barış planı taslağı savaşı bitirebilecek mi? Trump'ın 28 maddelik Ukrayna planına dair neler biliniyor?
Son Güncelleme: 21.11.2025 - 03:43
ABD merkezli yayın organlarından Responsible Statecraft'da, ABD Başkanı Trump'ın 28 maddelik Ukrayna Barış Planı'nın detaylarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD ile Rusya arasında görüşülen bir taslak çerçeve anlaşması olarak nitelendirilen planın barışa giden yolda büyük bir adım olduğuna dikkat çekilen analizde, ancak çok sayıda belirsizlik nedeniyle planın üzerinde tartışmaların devam edeceği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; özellikle anlaşma ile Ukrayna'ya dikte edilmeye çalışılan kararların etkilerine dair değerlendirmelere ve alternatif maddelere yer verildi.
İşte Responsible Statecraft'da yayınlanan analiz:
ABD ile Rusya arasında bildirilen taslak çerçeve anlaşması ve bunun Ukrayna barış sürecindeki adımlarının özeti Winston Churchill'in şu sözleri uygun olabilir;
“Bu son değil. Hatta sonun başlangıcı bile değil. Ama belki de başlangıcın sonu.”
Çünkü bu belge, barışın sağlanması için çözülmesi gereken somut ve ayrıntılı meseleleri ele alıyor.
Plan, görünüşe göre ABD'li elçi Steve Witkoff ve Rus elçi Kirill Dmitriev arasında hazırlanmış. Ancak buna rağmen planın büyük bir kısmı oldukça belirsiz olmaya devam ediyor.
Trump yönetiminin bir anlaşmanın yakın olduğunu düşündüğü bildiriliyor ancak, Rus hükümeti henüz bir anlaşmaya varılmadığını vurgulamak için büyük çaba sarf ediyor.
Moskova'nın daha fazla taviz talep edip etmeyeceği bilinmiyor.
Belirsizlikler
Birkaç önemli noktanın ayrıntıları açıklanmadı ve her şeyden önce, Trump yönetimi hem Ukrayna'ya hem de Amerika'nın Avrupalı müttefiklerine aşırı baskı uygulamaya hazır değilse, Ukrayna hükümetinin temel unsurları kabul etmesini sağlamak imkansız olabilir.
Cumhurbaşkanı Zelensky'nin planı reddettiği ve Avrupa hükümetleriyle birlikte alternatif bir plan önermek için çalıştığı bildirildi. Ancak şu ana kadar Avrupalıların önerdiği hiçbir plan Moskova tarafından kabul edilme şansı yok.
Ukrayna için en zor noktalar arasında, Ukrayna'nın hala elinde tuttuğu ve on binlerce kişinin hayatını feda ederek koruduğu Donbas'ın yaklaşık %14'ünden çekilmesi gerektiği yönündeki anlaşma taslağı yer alıyor.
Ancak Ukrayna'nın önemli kenti Pokrovsk'un düşmesi yakın görünürken, Trump yönetimi Donbas'ın geri kalanının da er ya da geç düşeceğini ve onu korumak için boşuna çabalayarak daha fazla Ukrayna vatandaşının hayatını kaybetmesinin ve Ukrayna ordusunun çöküşü ve Donbas'ın ötesinde daha fazla toprak kaybetme riskinin anlamsız olduğuna inanıyor gibi görünüyor.
Anlaşma taslağı, devredilen bölgenin askerden arındırılacağını ve tarafsız barış gücü tarafından kontrol edileceğini belirterek Ukrayna'ya yönelik darbeyi yumuşattığı da bildiriliyor.
Rusya'nın hak iddia ettiği diğer iki eyalet olan Zaporijya ve Kherson'da ateşkes hattı mevcut cephe hattı boyunca uzanacak ve Rusya bu eyaletlerin tamamı üzerindeki hak iddiasından vazgeçecek.
Ancak, Rusya'ya büyük bir taviz veren Trump yönetimi, Ukrayna'nın bunu yapmasını beklemeseler de, Donbas ve Kırım üzerinde Rusya'nın yasal egemenliğini tanımaya hazır.
Savunmanın geleceği
Anlaşma taslağı, Ukrayna'nın uzun menzilli füzelerini açıkça hariç tutuyor ve Ukrayna silahlı kuvvetlerinin büyüklüğüne sınırlamalar getiriyor, ancak bu sınırlamaların ne kadar büyük olacağı bilinmiyor.
Ukrayna hükümeti, Mart 2022'de İstanbul'da yapılan görüşmelerde silah sınırlaması ilkesini kabul etmişti, ancak o zamandan beri bu fikri kategorik olarak reddediyor.
Anlaşma taslağı ayrıca, Ukrayna'ya yönelik belirsiz ABD güvenlik garantileri ve Ukrayna'nın NATO üyeliğinin hariç tutulması karşılığında, Ukrayna'nın Avrupa Birliği'ne katılma hakkının Rusya tarafından resmi olarak tanınmasını içeriyor.
Ancak bunun, Ukrayna'nın tarafsızlık taahhüdünü geri getirmek için Ukrayna anayasasında bir değişiklik gerektirip gerektirmeyeceği açıklanmadı ve bu, Ukrayna parlamentosundan geçmesi zor olabilir.
Bu, bildirilen planın bir başka önemli unsuru olan Ukrayna'da Rusça'nın ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi için de geçerlidir.
Bu, Ukrayna'daki etnik milliyetçiler için hassas bir konudur, ancak Rus işgali karşısında Ruslar ve Rusça konuşanların büyük çoğunluğunun Ukrayna'ya sadık kaldığını kabul etmeli ve minnetle karşılık vermelidirler.
Tahmin edilebileceği gibi, sızdırılan plan hem Ukrayna hem de Batı kaynaklarından hemen kınama aldı ve Ukrayna'nın “teslim olması” talebi olarak nitelendirildi.
Rusya hükümetinin savaşın başında tüm Ukrayna'yı bir uydu devlet haline getirme veya alternatif olarak Ukrayna'nın doğu ve güneyini ele geçirme hedefine bakıldığında bu açıkça görülmektedir.
Anlaşma taslağında Ukrayna'ya vaat edilen Batı'nın güvenlik garantileri söz konusu olduğunda, uluslararası ilişkilerde ve tarihte mutlak garanti diye bir şeyin olmadığını, kalıcı garanti ise hiç olmadığını kabul etmek çok önemlidir.
Neler yapılmalı?
Bununla birlikte, gelecekteki Rus saldırganlığını caydırmak için dahil edilebilecek bir dizi taahhüt vardır. Barış anlaşması BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmalı ve BRICS tarafından desteklenmelidir.
Batı'nın ekonomik yaptırımları sona erdirilmemeli, ancak askıya alınmalı ve Rusya saldırganlığa devam ederse otomatik olarak yeniden yürürlüğe gireceğini belirten bir geri dönüş maddesi eklenmelidir. Belirlenen uzun menzilli füzeler ve diğer silahlar, Rusya savaşı yeniden başlatırsa Ukrayna'ya verileceğine dair yasal olarak bağlayıcı bir garanti ile stoklanabilir.
Her şeyden önce Ukrayna, bu savaş boyunca Rusların ilerleyişini yavaşlatmada ve Rus ordusuna büyük kayıplar verdirmede önemli rol oynayan savunma silahlarını alma ve geliştirme hakkını tam ve garantili olarak elinde tutmalıdır.
Çünkü sonuçta, Rusya'nın yeni bir savaş başlatmasını engelleyen en büyük caydırıcı unsur, silahlı kuvvetlerinin bu savaşta ne kadar ağır kayıplar verdiği ve ne kadar kötü performans gösterdiği gerçeğidir.
Bazı Batılı yetkililer, politikacılar ve yorumcular, Ukrayna Savaşı'nı sürdürmenin “iyi harcanan para” olduğunu düşünüyor ve bunu açıkça dile getiriyorlar, çünkü bu savaş ABD'nin can kaybına yol açmadan Rusya'yı zayıflatıyor.
Ancak bu hedef uğruna Ukraynalıların canlarını feda etmenin ahlaki açıdan son derece yanlış olmasının yanı sıra, savaş ne kadar uzun sürerse, Ukrayna'nın çok daha büyük bir yenilgiye uğrama, Rusya'nın çok daha büyük bir zafer kazanma ve ABD'nin çok daha büyük bir aşağılanmaya maruz kalma riski o kadar artar.
Ukrayna ordusunun zayıflığı ve Rusya'nın saldırılarını sürdürme kabiliyetine dair kanıtların artması göz önüne alındığında, basit bir ihtiyatlılık, makul şartlarda erken bir barış arayışını gerektirir.
Mevcut plan bunu vaat ediyor ve Ukrayna ve Avrupa'nın çıkarlarını gerçekten önemseyen herkes bu planı desteklemelidir.
Kaynak:
GDH Haber
İLGİLİ HABERLER
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalıların yarısı Donald Trump'ı "Avrupa'nın Düşmanı" olarak görüyor
Trump uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen eski Honduras liderini affetti
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


