Rusya'dan olası Putin-Trump görüşmesi ile ilgili kritik açıklama

• Ryabkov, ABD ile temasların sürdüğünü ve gündemin merkezinde güvenlikle ilgili konuların yer aldığını belirtti.
• Rusya için bu aşamada önemli olanın, iki lider tarafından Ağustos'ta Anchorage'ta formüle edilen çerçevenin somut ayrıntılarla doldurulması olduğunu vurguladı.
• Ryabkov, ABD ile doğrudan uçak seferlerinin başlatılmasından yana olduklarını ancak bu konuda herhangi bir gelişme olmadığını da ekledi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, başkent Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya-ABD ilişkilerinin mevcut durumunu ve potansiyel liderler zirvesi olasılığını değerlendirdi.

Ryabkov, iki ülke arasındaki temasların devam ettiğini doğrulayarak, diyalogun kapsamının geniş olduğunu ancak güvenlik meselelerinin merkezi bir öneme sahip olduğunu belirtti:

"Gündemimiz geniş. Güvenlikle ilgili konular, gündemin merkezinde yer alıyor."

Üst düzey görüşme için henüz erken

Bakan Yardımcısı Ryabkov, Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Trump arasında yeni bir zirve olasılığına ilişkin beklentileri düşüren bir açıklama yaptı.

Ryabkov, üst düzey bir görüşmenin gerçekleşmesi için gerekli olan ciddi hazırlıkların ve tüm yönlerin üzerinde çalışılmasının henüz tamamlanmadığını kaydetti:

"En üst düzeyde herhangi bir görüşme, derinden hazırlıkların ve tüm yönlerin üzerinde çalışılmalar yapılmasını gerektiriyor. Bugüne kadar böyle bir görüşme için gereken ne ilk ne de ikinci koşul sağlandı."

Ryabkov, bu aşamada Moskova için önceliğin, yeni bir zirve düzenlemek yerine, iki liderin Ağustos ayında Anchorage'da belirlediği genel çerçevenin somut detaylarla doldurulması olduğunu dile getirdi.

İletişim kanalları ve uçak seferleri

İki ülke arasındaki ilişkilerin yumuşatılması yönündeki potansiyel adımlara da değinen Ryabkov, Rusya'nın ABD ile doğrudan uçak seferlerinin yeniden başlatılmasından yana olduğunu belirtti. Ancak, bu konuda somut bir ilerleme kaydedilmediğini de sözlerine ekledi.

Ryabkov'un bu açıklamaları, iki nükleer güç arasındaki ilişkilerin, liderler düzeyinde ani bir atılım yapmaktan ziyade, diplomatik ve güvenlik mekanizmaları üzerinden ilerleme kaydedilmesine odaklandığını gösteriyor.