The Guardian: Avrupa, Ukrayna'yı Trump ve Putin'den kurtarabilecek mi?
Trump ve Putin, bir “Rus-Amerikan imparatorluk anlaşması” mı yapmak istiyor? Avrupa, Ukrayna'yı kurtarmak için nasıl bir yol haritası izleyecek?
Son Güncelleme: 08.12.2025 - 01:37
İngiltere'nin önde gelen yayın organlarından The Guardian'da Trump ve Putin arasında devam eden “Ukrayna Barış Planı” görüşmelerinin geldiği noktanın ve Avrupa ülkelerinin plana dair yaklaşımının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Ukrayna üzerinden bir “Rus-Amerikan imparatorluk anlaşması” yapmak istediği tespiti yapılan analizde, Avrupa'nın ise etkisiz ve sesszi kalması durumunda, ABD'nin yeni ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi kapsamında daha zor bir döneme girebileceği belirtildi.
Analizde ayrıca; 28 madde olarak basına yansıyan planın değişen maddelerine ve savaşın olası sonuçlarına dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte The Guardian'da yayınlanan analiz:
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, neredeyse dört yıldır Ukrayna'ya karşı topyekün bir savaş yürütüyor ve son olarak, gerekirse Rusya'nın Avrupa ile de savaşa “şu anda hazır” olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump ise, ABD'nin Putin'in Rusya'sı ile bir anlaşma yapmak için Ukrayna'yı gözardı etmeye hazır olduğunu gösteriyor.
Zira; ABD'nin yeni ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi, “Avrupa ülkeleri içinde Avrupa'nın mevcut gidişatına karşı direnişin geliştirilmesini” öngörüyor.
Gelinen noktada görünen o ki; Ukrayna'nın Moskova'nın saldırılarından ve Washington'un diplomatik baskısından kurtulması için Avrupa'ya büyük bir rol düşüyor.
Yaşananların jeopolitik versiyonu olan Godot'u Beklerken gibi bir durum artık açık bir şekilde yaşanıyor.
Avrupa ne yapmalı?
Trump'ın kişisel temsilcileri, Ukrayna ve Avrupa'nın zararına olan bir Rus-Amerikan “imparatorluk ve ticaret anlaşması” olan 28 maddelik bir sözde “barış planı” ortaya koydu.
Avrupalı liderler ise alışıldık bir şekilde “değişiklik diplomasisiyle” bu planın en çirkin maddelerini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Nitekim detayları basına yansımada da, geçtiğimiz hafta yapılan görüşmelerin ardından Rusya'nın kabul edilemez bulduğu bir versiyon ürettiler.
Ancak bu 28 maddelik plan sadece birkaç gün sürmüş olsa da, tarihi bir belge olarak uzun süre incelenmelidir.
Zira bu plan, Trump'ın ABD'sinin, tüm Avrupalıların başının üstünde, imparatorluklar ve etki alanları siyasetine geri dönmek için ne kadar ileri gitmeye hazır olduğunu ortaya koyuyor.
Eski bir Polonya sloganı olan Nic o nas bez nas! (biz olmadan bizimle ilgili hiçbir şey olmaz!) yaklaşımı artık tüm Avrupa'dan yükselmelidir.
Bu gelişmelerin ardından şu soru cevaplanmayı bekliyor:
“Avrupa, Kanada gibi benzer görüşteki ülkelerle birlikte Ukrayna'yı yeterince güçlendirerek Ukrayna'nın galip gelmesini sağlayabilir mi?
Sorunun cevabı, bunun çok zor olacağı, ancak yine de mümkün olduğu şeklindedir.
18 Aralık'taki zirvede AB liderleri, Belçika'da dondurulmuş Rus varlıklarının nasıl kullanılacağı konusunda anlaşmaya varırlarsa, Ukrayna'nın bütçesindeki büyük açık en azından önümüzdeki iki yıl için kapatılabilir.
Diğer yandan, Avrupa'nın savunma üretimi hızla artmaktadır. Sadece ABD'nin tedarik edebileceği askeri ihtiyaçların listesi giderek kısalıyor ve Trump'ın kar odaklı mantığı, bunların çoğunun hala satın alınabileceği anlamına geliyor.
Almanya, Polonya, Hollanda, Norveç ve Kanada kısa süre önce Ukrayna için 1 milyar dolarlık ABD silahı satın almayı kabul etti. Trump, Ukrayna'yı teslimiyetçi bir barışı kabul etmeye zorlamak için ABD istihbaratının tedarikini tekrar keserse, elbette bu büyük bir darbe olur. Ancak Ukrayna ve Avrupa istihbaratı bazı boşlukları zaten doldurabilir.
Ukrayna'nın da yapması gereken önemli bir ödevi var.
Cumhurbaşkanı Zelenskiy'nin sağ kolu Andriy Yermak'ın büyük bir yolsuzluk skandalı nedeniyle görevinden ayrılması, Ukrayna'ya belki de gerçek bir ulusal birlik hükümeti şeklinde, cesur bir iç yeniden yapılanma fırsatı yaratıyor.
Diğer yandan ise Rusya'nın sorunları giderek artıyor. Rusya'daki mezarlıkların en az 250.000 savaş zayiatını barındıracak şekilde genişletildiği ve belki de 750.000 yaralı olduğu bildiriliyor. Yani rusya savaşı devam ettirirse, sahadaki krizlerin dışında asker alımında da zorlanacak.
Ukrayna'nın uzun menzilli saldırıları, Rusya'nın petrol rafinerilerinin üçte birinden fazlasına zarar verdi. Rusya'nın deniz yoluyla yapılan petrol ihracatının yaklaşık %80'i, genellikle uluslararası güvenlik ve çevre standartlarını karşılamayan “gölge filo” gemileriyle Danimarka boğazlarından geçiyor. Ve Avrupa, bu gemileri durdurup sıkı bir şekilde denetleyerek bu gelir akışını yavaşlatabilir.
Avrupa ayrıca, Ukrayna'ya yeterli askeri ve ekonomik destek sağlayabilir ve Rusya'ya ekonomik baskı uygulayabilirse, 2026 veya 2027'de bir noktada Putin'in direnci kırılabilir.
Zira generalleri ona “hiçbir yere varamıyoruz” derken, merkez bankası da “ekonomi çöküyor” diyecektir.
Aksi takdirde ise 2030 yılında Moskova, Portekiz ve Slovenya'nın toplam yüzölçümünden daha büyük bir Ukrayna topraklarını işgal edip Ruslaştırmanın yanı sıra, Ukrayna'nın geri kalanının güvensiz, işlevsiz, nüfusu azalmış ve Rusya'nın güçlü etkisi altında olduğu bir gerçekliğe ulaşabilir.
Peki Avrupa bunları başarabilir mi?
Başaracağına ve başaramayacağına dair uzun listeler sunalabilir.
Hala yaygın olan Rusların yenilmezliği efsanesi, 80 yıl boyunca güvenliği için ABD'ye bağımlı kalmanın öğrettiği çaresizlik. AB'nin prosedürlerinin yavaşlığı, yaşlanan nüfusa sahip zor durumda ekonomiler.
Ancak bu karamsarlığa karşı yapılabileceğini gösteren emaraler de var.
Zira; bireysel ulusların, varoluşsal tehlike anlarında tüm zorluklara rağmen olağanüstü şeyler başardığı biliniyor. Bunun için büyük bir birlik gerekiyor ve Avrupa bunu zorda olsa gerçekleştirebilir.
Kaynak:
The GuardianİLGİLİ HABERLER

The Guardian: İsrail'in oluşturduğu 'ölüm bölgeleri' ve itiraflar!
The Economist: Liberal uluslararası düzen parçalanıyor mu?
The National: İsrail, Lübnan'ın güneyine bir kara saldırısına mı hazırlanıyor?
Arab News: Ortadoğu'da İsrail'e karşı yeni ittifaklar doğuyor
Al Jazeera: Tek kutuplu diplomasi çağı sona erdi
Majalla: ABD'nin dünyadaki yeni öncelikleri ne?
DİĞER HABERLER
Majalla: ABD'nin dünyadaki yeni öncelikleri ne?
Al Jazeera: Tek kutuplu diplomasi çağı sona erdi
Arab News: Ortadoğu'da İsrail'e karşı yeni ittifaklar doğuyor
Middle East Eye: BAE, Sudan'ın ardından Yemen'de iç savaşı nasıl tetikliyor?
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor


