The Guardian: Trump güçlünün haklı olduğu bir dünya istiyor
Trump, “güçlünün haklı olduğu bir dünya” istiyor ve ABD'yi haydut bir devlete dönüştürüyor! Peki bu yaklaşım, Venezuela ve İran üzerinden yeni bir aşamaya mı evrilecek?
Son Güncelleme: 17.11.2025 - 08:36
İngiltere merkezli yayın organlarından The Guardian'da, Trump yönetiminin İsrail ile birlikte Gazze'yi yerle bir etmesinin ardından, ABD'nin Venazuela ve İran ile ilgili olası yeni hamlelerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Trump'ın, kendisinin ve ülkesinin hukukun üstünde olduğunu ve güçlünün haklı olduğunu düşündüğünü bir strateji ile hareket ettiği tespiti yapılan analizde, ABD'nin Venezuela ve İran üzerinden yeni hamleler yaparak büyük bir kaosa yol açabileceği belirtildi.
Analizde ayrıca; Trump'ın ve İsrail'in bu stratejisinin BM, Uluslararası mahkemeler, Avrupa yada Arap Ligi gibi hiçbir yapılanma tarafından durdurulamadığına dikkat çekildi.
İşte The Guardian'da yayınlanan analiz:
İngiltere'nin, Karayipler'deki uyuşturucu kaçakçılığı şüphesi bulunan teknelerle ilgili Pentagon ile istihbarat paylaşımını kısıtlama kararı, Donald Trump'ın emperyalist adımlarına karşı mütevazı ama sembolik bir direniş eylemi olarak öne çıktı.
İngiltere'nin, Venezuela kıyılarında kaçakçılık yaptığı iddia edilen kişilere yönelik ABD'nin tekrarlanan ve ölümcül hava saldırılarına itiraz ettiği söyleniyor. Bu saldırılar, cinayete eşdeğer yasadışı yargısız infazlar olarak geniş çapta kınandı.
Saldırılar, ABD'nin Venezuela'ya doğrudan büyük bir askeri saldırısının habercisi gibi görünüyor.
Trump, Nicolas Maduro rejimini devirme arzusunu gizlemiyor. Venezuelalıların bir kısmı da bu hedefi destekliyor. Ancak Maduro yönteminin arkasında olan Venezulaların sayısı da azınsanmayacak kadar çok.
Yabancı bir güç tarafından zorla dayatılan rejim değişikliği, BM tarafından yetkilendirilmedikçe veya son çare olarak meşru müdafaa amacıyla gerçekleştirilmedikçe, uluslararası hukuka aykırıdır. Yasal olsun ya da olmasın, sonu asla iyi olmaz.
Trump, Maduro ve Latin Amerika'nın diğer liderlerini, ABD'nin savaşta olduğu “narko-teröristler” olarak hayalperest bir şekilde tasvir etse de, ABD'nin savaş için ikna edici bir gerekçesi yok.
Ancak Trump umursamıyor. Kendisinin ve ülkesinin hukukun üstünde olduğunu ve görünen o ki güçlünün haklı olduğunu düşünüyor.
Adını koymak gerekirse bu; küstah ve monarşik bir emperyalizmdir.
İkinci Trump yönetiminin kendini yücelten, bölgesel yayılmacı bakış açısı, dünya çapında hakim olan yeni devlet kanunsuzluğu döneminin en çarpıcı örneğidir. Ortak küresel sorunları çözmek için ortak kurallar ve ortak eylem kavramı hor görülmektedir.
Hızla gelişen iki çatışma, bu tehlikeleri yakında ortaya çıkarabilir.
Bunlardan biri, Trump'ın kibirli bir tavırla, her an başlatabileceği Venezuela'ya yönelik beklenen ABD saldırısıdır. Diğeri ise, yaz aylarında yarım kalan İsrail-İran savaşının yeniden alevlenmesi ve İsrail'in Lübnan'daki Hizbullah'a yönelik yeni bir saldırısıdır.
Bu çatışmalar, bu kez çok daha kötü sonuçlar doğurabilir.
Trump, her zamanki gibi, Venezuela için bir planı yok, “ertesi gün” için bir düşüncesi yok.
2003'te Irak'ta George W. Bush gibi, darbe sonrası Venezuela'da işleyen bir demokrasinin bir şekilde sihirli bir şekilde gerçekleşeceğini düşünüyor gibi görünüyor. Ancak daha çok ilgisini çeken, ülkenin petrolü, gazı ve minerallerini ele geçirmek ve kolay bir zafer elde etmek.
Washington'da konuşulan şüpheli bir emsal, 1989'da Panama'nın lideri Manuel Noriega'yı deviren ABD işgalidir. Noriega da uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanıyordu ve ona karşı düzenlenen “Adil Sebep Operasyonu” basit bir operasyon değildi. Yüzlerce sivil ve bazı ABD askerleri öldü. Venezuela çok daha büyük ve boyun eğmesi daha zor bir ülke.
Orta Doğu'daki devlet kanunsuzluğu sorunları ise esas olarak İsrail ve İran'da yoğunlaşıyor. Gazze'de isteksizce ateşkes yapmaya zorlanan ve bunu yerine getirmeyen Benjamin Netanyahu'nun şiddete bağımlı, barış karşıtı rejimi yeni hedefler arıyor.
Batı Şeria'daki Filistinlilere, özellikle de gıda ve su kaynaklarına yönelik, çoğunlukla kontrolsüz ve cezasız kalan rekor sayıda Yahudi yerleşimci saldırısı, Gazze'deki soykırımcı İsrail eylemlerini hatırlatıyor.
İsrail, Lübnan ordusunun geçen yılki ateşkesin ardından Hizbullah'ı silahsızlandırmada başarısız olduğunu ve İran destekli savaşçıların yeniden toplanmakta olduğunu iddia ederek Lübnan'ın güneyini de yeniden bombalamaya başladı.
İsrail ile İran arasında yeniden başlayan doğrudan savaş en büyük endişe kaynağı. Trump Haziran ayında İran'ın nükleer tesislerinin “yok edildiğini” iddia etmişti. Ancak yeniden savaşın yeniden başlaması an meselesi.
ABD destekli İsrail'in provokasyona gerek kalmadan tekrar saldırması, devletin aşırı kanunsuzluğunun bir başka örneği olacaktır.
Peki bunu kim durduracak?
BM değil. Uluslararası mahkemeler değil. Avrupa değil, Trump'ı yatıştırmaya çalışan Arap devletleri de değil.
Çin'in Tayvan'ı işgal etmesi durumunda da benzer bir beceriksizlik, kayıtsızlık ve güçsüzlük hikayesi yaşanabilir. Ya da Rusya'nın Moldova'yı, hatta NATO üyesi Estonya'yı işgal etmesi durumunda.
Dünya şu anda bu durumda. Yaygın devlet kanunsuzluğu, silah kontrol anlaşmaları veya sağduyu ile sınırlandırılmayan, hızlanan küresel nükleer silah yarışında dünya için iyi bir yarın olmayabilir.
Kaynak:
The GuardianİLGİLİ HABERLER
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Gazze'ye giren yardımları çalan çetenin lideri Yasir Ebu Şebab öldürüldü
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
İşgalci İsrail bir kez daha ateşkesi ihlal ederek Gazze’yi bombaladı
Trump uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen eski Honduras liderini affetti
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


