The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Trump ve Putin'in anlaşması durumunda Ukrayna ve Avrupa nasıl bir yol izleyecek? ABD Başkanı Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Son Güncelleme: 05.12.2025 - 01:13
ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Hill'de, ABD ve Rusya arasında devam eden Rusya-Ukrayna barış görüşmelerine dair detayların ve planın hedeflerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Trump'ın, gerek Avrupa gerekse de Ukrayna'nın taleplerine rağmen Ukrayna'ya desteği kesme tehdidinde bulunduğu belirtilen analizde, Trump'ın nobel barış ödülünü almak için Ukrayna halkını yok saydığı ve Putin'in taleplerini ona altın tepside verdiği tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; Trump ve Putin'in kendilerinin anlaşması durumunda, Avrupa'nın Ukrayna'nın davasına destek vermeyeceğini ve Ukrayna'nın donmuş ve izole olmuş halkının sonunda boyun eğeceğini umdukları belirtildi.
İşte The Hill'de yayınlanan analiz:
ABD tarihinde hiçbir başkan, Trump'ın Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı konusunda olduğu kadar, önemli bir dış politika konusunda halkla uyumsuz olmamıştı.
Hem Trump hem de halk, ABD'nin yabancı ülkelerdeki savaşlara müdahil olmasına karşı çıkıyor. Kimse, sonsuz savaşlarda mahsur kalan daha fazla asker istemiyor. Ancak iki tarafın keskin bir şekilde ayrıldığı nokta, çatışmanın sonucu.
Çatışmanın altında yatan nedenler ve devam etmesinin sebepleri ne olursa olsun, Trump sadece durdurulması gereken başka bir savaş görüyor.
Zira Trump, eğer bunu durdurabilirse, Ukraynalı kurbanlar için bedeli ne olursa olsun, Nobel Barış Ödülü'nü alacağını ve Theodore Roosevelt ile Henry Kissinger'la birlikte tarihte bir yer edinecek.
Öte yandan, ortalama Amerikalılar doğru ve yanlış hakkında daha basit yargılarda bulunma eğilimindedir. Uluslararası oyun kurallarını ve çatışan tarafların davranış kayıtlarını dikkate alarak fikirlerini oluştururlar. Vladimir Putin'in dünyanın önde gelen kötü adamlarından biri olduğunu bilecek kadar onu tanıyorlar.
Buna Putin'in eski KGB ajanı geçmişi, Josef Stalin'in eski Sovyetler Birliği'ne olan özlemi, Çeçenistan'a yaptığı acımasız saldırı, Ukrayna'nın kalan nükleer silahlarını terk etmesinin ardından ülkenin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü garanti edeceğine dair 1997'de verdiği alaycı söz, 2008'de Gürcistan'ı işgali, 2014'te Ukrayna'yı ilk kez işgali, 2022'deki cepheden işgali ve o zamandan beri işlediği tüm bariz zulüm ve yaygın savaş suçları.
Trump için bunların hiçbiri önemli değil.
Alaska'daki görüşmeleri sırasında Trump, Putin'e fetihçi bir kahraman gibi övgüler yağdırdı. Bu, Şubat ayında Beyaz Saray'da Zelenskiy'e karşı kendisinin ve JD Vance'in sergilediği çatışmacı ve düşmanca tavırla çarpıcı bir tezat oluşturuyor.
Trump'ın atadığı müzakereciler, özellikle Steve Witkoff onun izinden gidiyor. Medya raporlarına göre Witkoff, Rus meslektaşlarına Trump'ı Putin'in müzakere pozisyonuna daha yatkın hale getirmek için ona iltifat etmelerini öğütledi. Trump'ın zaten Rusya yanlısı tutumu göz önüne alındığında, bu gereksiz bir taktik gibi görünüyor.
Trump'ın planı, Ukrayna'nın Rusya'ya sadece 2014'te işgal ettiği Kırım ve Doğu Ukrayna'nın büyük bir bölümünü değil, Rusya'nın ele geçiremediği Donbas'ın büyük bir bölümünü de teslim etmesini öngörüyor.
Ukrayna ayrıca silahlı kuvvetlerinin büyüklüğünü ve gücünü azaltmak ve NATO'ya üye olmayı asla talep etmemeyi taahhüt etmek zorunda kalacak.
Kiev, Rusya'nın tüm bu taleplerini defalarca reddetti ve NATO ve Avrupa Birliği üyeleri tarafından bu tutumunda güçlü bir şekilde desteklendi. Rusya'nın yayılmacılığının varoluşsal tehlikesinin farkına varan Avrupa, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş'ın yatıştırma politikasının derslerini yeniden öğrenmek istemiyor.
Rusya'nın, ABD'nin Ukrayna'ya dayattığı tüm bu tavizler karşılığında vereceği şey, Ukrayna'ya yönelik yasadışı işgalini yeniden başlatmayacağına dair bir taahhüt. Ukrayna'nın elbette böyle bir taahhüte şüpheyle yaklaşmak için iyi nedenleri var.
Trump bu gerçekleri herkes kadar iyi biliyor, ancak yine de Putin'in sözlerini kabul etmeye ve Trump'ın taleplerine alaycı bir şekilde karşı gelmesini tolere etmeye devam ediyor. Görünüşe göre Putin, Trump'ı Şubat ayında kendisi ve başkan yardımcısının Zelenskiy'e uyguladıkları kaba zorbalık tavrına geri döndürerek, onun hareket alanını daraltmış durumda.
Trump, Zelenskiy'ye “Elinde kart yok” dediğinde, Ukrayna'nın sahip olduğu kartların, doğrudan veya dolaylı olarak ABD tarafından sağlanan silahlar, istihbarat ve maddi yardım olduğunu açıkça belirtmiş oldu.
Bu görüşmeden birkaç gün sonra Trump, gözdağı mesajını pekiştirmek için ABD'nin askeri yardımını bir süreliğine kesti. Ve şimdi, Zelensky boyun eğmezse, “Sanırım savaşmaya devam etmek zorunda kalacaklar” diyor.
Trump bunu açıkça söylemedi. Ancak bu, Ukrayna'nın Amerikan desteği olmadan kendini savunacağı anlamına geliyor.
Trump ve Putin, Avrupa'nın Ukrayna'nın davasına destek vermeyeceğini ve Ukrayna'nın donmuş ve izole olmuş halkının sonunda boyun eğeceğini umuyorlar.
Tarih Ukrayna'da da kimin zorbanın kimin ise mazlumun yanında olduğunu kayıt altına aldığında Avrupa ve ABD aynı safta olmayabilir.
Kaynak:
The HillİLGİLİ HABERLER
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Avrupalıların yarısı Donald Trump'ı "Avrupa'nın Düşmanı" olarak görüyor
AB Rusya'yı mali suçlardan kara listeye aldı
Trump uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen eski Honduras liderini affetti
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?
National Security Journal: Ukrayna'ya güvenlik garantileri verilecek mi?


