YnetNews: Türkiye-Azerbaycan tatbikatları İran'da paranoyayı artırıyor

Aralık ayı başlarında Kafkasya bölgesi, Azerbaycan ve Türkiye'nin İran sınırlarında ortak askeri tatbikatlarına tanık oldu.

Tahran'ın Ekim ortasındaki askeri tatbikatlarına karşı birleşik bir cephe sergilemeyi amaçlayan bu tatbikatlar, İran devlet kontrolündeki medya ve İran Devrim Muhafızları Kolordusu'nun (IRGC) üst düzey yetkilileri tarafından endişe ile karşılandı.

Resmi adı “Kardeş Yumruğu” olan Azerbaycan-Türkiye tatbikatlarının ardından İran rejiminin panik halinde olduğunu kabul eden uzmanlar İran medyasında da yer aldı.

Bu panik durumu, İran medyasının aslında bu ortak askeri tatbikatların arkasında İsrail'in de olduğunu sürekli tekrar etmesiyle daha da şiddetleniyor.

Türkiye ve Azerbaycan tarafından düzenlenen "Kardeş Yumruğu" tatbikatı 5-6 Aralık tarihlerinde gerçekleştirildi ve birkaç hedefi vardı.

Her şeyden önce, tatbikatlar komuta ve kontrolde ve tabii ki iki ordu arasında koordinasyonda iyileştirmeler sağladı. Bir diğer önemli neden ise, Türkiye ve Azerbaycan'ın, İran'ın Ermenistan'ın batı sınırında bulunan Nahçıvan civarında ortaya koyduğu savaş tehdidine karşı ortak güçlerini ortaya koymalarıydı.

Devrim Muhafızları, Ekim ayı ortalarında Nahçıvan sınırında askeri tatbikatlar düzenlemiş, güç gösterisi yapmış ve Azerbaycan ile İran arasındaki sınırın çoğunu oluşturan Aras nehrini geçme tatbikatları gerçekleştirmişti.

İran'ın bu tatbikatları açıkça Azerbaycan'ı yüksek alarm durumuna geçirdi. "Kardeş Yumruğu" tatbikatlarının taktik hedefli ise İran'ın önceki tatbikatlarının doğrudan bir yansımasıydı. Yani; dubalı köprüler kullanarak sınırdaki Aras nehrini geçmek ve önemli yüksek noktaların kontrolünü ele geçirmek gibi faaliyetler gerçekleştirildi.

İran medyası tarafından hazırlanan raporlar, İsrail'in de askeri tatbikatlara katılımını vurgulamaya yönelik içeriklere sahipti. İranlı uluslararası siyaset uzmanı Afifeh Abedi, Mardom Salari web sitesine verdiği röportajda, "Siyonist rejim muhtemelen Türkiye-Azerbaycan tatbikatlarının düzenlenmesinde önemli bir rol oynadı" iddiasında bulundu.

ISNA devlet ajansı da Bakü'nün "İsrail, Türkiye ve NATO'nun etkisiyle Tahran'ın düşmanı haline geldiğini" ve Azerbaycan'ın "Siyonist etki alanında" kukla haline geldiğini yazdı.

İran'ın bir başka tedirgin olduğu nokta ise "Turan" koridoru olarak belirttikleri güzergah. Hatta İran medyası, Ankara ile Bakü'yü ve dolayısıyla diğer Orta Asya Türki devletlerini birbirine bağlayan “Turan” koridorunun oluşturulması hakkında kulis yapanın aslında NATO olduğunu bile iddia etti.

İranlı Güney Kafkasya uzmanı Salar Saif Ad-Din'e göre, bu tatbikatlarla Azerbaycan, bölgedeki başlıca güvenlik endişesinin ve düşmanının Ermenistan değil, İran olduğunu gösteriyor.

Bölgede Amerikan-İsrail ortak hava kuvvetleri tatbikatları da Aralık ayı başında, yani Türkiye ve Azerbaycan'ın gerçekleştirdiği "Kardeş Yumruğu" tatbikatından sadece birkaç gün önce gerçekleştirildi. Bu tatbikat Batı'nın şu anda emrinde olan ve uzun menzilli operasyonlar için uygun en gelişmiş savaş uçaklarından bazılarının da katılımına ev sahipliği yaptı.

Tahran rejimi, halkını karşı karşıya olduğu iç sorunlardan uzaklaştırmak için kuzey sınırındaki gelişmeleri kullanmaya ve halkının dikkatini buraya yönlendirmeye çalışıyor.

İran'ın konuyla ilgili yayınları İran kamuoyunu, gerçek düşmanın rejim değil İsrail olduğuna şartlandırmaya odaklanıyor. Ancak İran medyasının ve yönetiminin iddia ettiğinin aksine asıl hedef İsrail değil Azerbaycan.