Hudson Institute: ABD'nin İran politikası, dünyayı nükleer bir savaşla karşı karşıya bırakabilir

ABD'nin İran konusunda mevcut politikaları, dünyayı nükleer bir savaşla karşı karşıya bırakabilir. Gelinen nokta, ABD'nin İran konusundaki rotasını değiştirmek için son şansı olabilir.

1. resim

Dönemin CIA Direktörü George Tenet, 11 Eylül Komisyonu'na verdiği ifadede 2001 yılında ortaya çıkan içler acısı istihbarat tablosunu ortaya koymuştu. Şimdi ise sistem, yeniden kırmızı renkte yanıp sönüyor ve yaşanan süreç ürkütücü bir şekilde tanıdık geliyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), İran'ın yüzde 84 saflıkta zenginleştirilmiş uranyuma ulaştığını doğruladı. Raporların çoğu bunun, "nükleer silah sınıfı" olarak kabul edilen yüzde 90 seviyesinden önceki son aşama olduğunu belirtiyor.

İran, uzun zamandır uluslararası nükleer yükümlülüklerini ihlal ediyor ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması kapsamındaki taahhütlerine uymayarak, uranyum zenginleştirmeye devam ediyor.

İsrail ve ABD'nin bunun ne kadar farkında olduğunu ise istihbarat raporları ortaya koyuyor. Hatta mevcut CIA direktörü William Burns, İran'ın nükleer programına dair gelişmelerin, neredeyse gerçek zamanlı olarak bilineceğine inanıyor gibi görünüyor.

Tahran son dönemde savunma harcamalarını artırdı ve Hizbullah, Hamas ve Husiler gibi terörist gruplara önemli ölçüde destek sağlamaya devam ediyor.

Biden yönetiminin İran'a yönelik politikası, güç kullanımı yerine diplomasiye yönelik açık ve tutarlı bir tercihi yansıtıyor. Ancak buna rağmen Beyaz Saray, konuyu çok çelişkili olarak ele alıyor. İki yılı aşkın bir süredir Beyaz Saray, İran'a karşı güç kullanma konusundaki çekingen bir politika ortaya koydu. Bu da İran'ın nükleer eşiğe doğru ilerlemesine ve hatta süreci hızlandırmasına yol açtı.

Bu arada, Ukrayna'daki savaş ve İran'ın Rusya'ya silah sağlaması da cezasız kalıyor. Zira örnek olarak ABD, İran'ın nükleer adımlarını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne havale etse bile, Rusya'nın burada İran'a yönelik herhangi bir cezai tedbiri kesinlikle veto edeceği görünüyor.

Washington mevcut yolunda devam ederse, dünya kesinlikle nükleer silahlı bir İran'la ve olası bir nükleer savaşla karşı karşıya kalacak.

Harekete geçmek için çok geç değil

Birincisi, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya'nın (veya Çin'in) vetosuna tabi olmayan Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'nı mekanizmasını harekete geçirebilir ve Avrupalı ortaklarına baskı yapabilir. Bunu yapmak, İran'a uluslararası yaptırımları ve anlaşmanın 2020'de kaldırdığı BM silah ambargosunu yeniden getirecektir. Ayrıca bu yılın Ekim ayında İran'a yönelik planlanan BM füze ambargosunun kaldırılmasını da engelleyecektir.

İkincisi, Biden, yönetimi ve kongre, ABD ve müttefiklerinin İran'ın nükleer yükümlülüklerini ihlal etmesini önlemek için güç kullanabileceğini açıkça belirtebilir. Bunu yapmak, İranlı liderlere Amerika'nın kırmızı çizgilerini çoktan aştıklarına ve geri adım atmaları gerektiğine dair güçlü bir mesaj gönderir.

Çünkü görünen şey, Amerika'nın güç kullanmaya yönelik inandırıcı bir taahhüdü olmadan, İran'ın nükleer sorununa diplomatik bir çözüm mümkün değil.

Gelinen nokta, Amerika'nın İran konusundaki rotasını değiştirmek için son şansı olabilir.

Tartışma