Hudson Institute: Türkiye'nin diplomasisi bölgedeki kasvete ışık tutuyor
Ege ve Güney Kafkasya'dan, dünyanın ihtiyaç duyduğu iyi haberler gelmeye başladı. Türkiye'nin diplomatik çabaları bölgedeki kasvete ışık tutuyor...
ABD merkezli düşünce kuruluşu Hudson Institute'de, Türkiye-Yunanistan ve Azerbaycan-Ermenistan arasında son dönemde yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Rusya-Ukrayna ve İsrail-Filistin savaşlarının dünya gündemini meşgul ettiği ortamda, Türkiye-Yunanistan ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinden gelen iyi haberlerin bölgede yeni bir dönem başlatabileceği belirtilen analizde, bu ülkelerin gelişen ilişkileri ve olası sonuçları değerlendirildi.
İşte Hudson Institute'de yayınlanan analiz:
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın durulma emaresi göstermemesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının her geçen gün şiddetlenmesi nedeniyle, dünyanın bazı eski anlaşmazlıkları ve çatışmaları daha az dikkat çekiyor.
Bununla birlikte, uzun süredir devam eden iki anlaşmazlıkta tanınmayı hak eden olumlu gelişmeler oldu.
Ege Denizi'nde Türkiye ve Yunanistan, Güney Kafkasya'da ise Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir yakınlaşma döneminin başlaması mümkün.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis'in geçtiğimiz günlerde Yunanistan'da gerçekleştirdikleri görüşme diplomatik bir atılıma yol açtı.
Türkiye ve Yunanistan arasında yüzyılı aşkın bir süredir pek çok konuda anlaşmazlık bulunuyor.
Modern zamanlarda gerginliğin ana kaynağı Ege Denizi'nde bulunuyor. Yunanistan Türkiye'yi bu bölgeden Avrupa'ya mülteci akışını silahlandırmakla suçluyor. Ankara ise Atina'yı Türkiye kıyılarındaki adaları askerileştirmekle suçluyor. Bu arada, iki ülke arasında denizdeki çeşitli adaların kimin kontrolünde olduğu konusunda anlaşmazlık var.
Bu durum en az iki kez neredeyse savaşa yol açıyordu.
Ankara için en önemli konu ise Adaların statüsü. Çünkü Türkiye'nin karasularının nasıl belirleneceği üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Doğu Akdeniz'de daha fazla doğal kaynak keşfedildikçe, hangi ülkenin hangi bölgeyi kontrol ettiğinin belirlenmesi konusu her zamankinden daha önemli hale geldi.
Ankara ve Atina arasındaki ilişkiler son yıllarda düşük seviyede seyrediyor. Geçtiğimiz yıl sosyal medyada Yunanistan'ın tartışmalı adaları Türk kıyı şeridine 5 km kadar yakın mesafede askerileştirdiğine dair kanıtlar ortaya çıktı.
Lozan Antlaşması, Ege'deki bazı adalarda askeri güç bulundurulmasını yasaklıyor.
Erdoğan'ın ziyareti sırasında her iki taraf da çatışmaya yol açabilecek bir yanlış anlamayı önlemek amacıyla her iki ülkenin orduları arasında iletişim mekanizmalarını yeniden kurma konusunda anlaştı.
İki lider ayrıca önümüzdeki yıllarda ticaret hacmini iki katına çıkarma sözü verdi ve Erdoğan basın toplantısında;
"Aramızda çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Ege'yi bir barış denizine dönüştürmek istiyoruz."
ifadelerini kullandı.
Her iki taraf da yakınlaşmadan fayda sağlayabilir.
Yunanistan, Türkiye ile ticaretini arttırarak ekonomisini canlandırabilir. Her zaman pragmatist olan Erdoğan, Yunanistan'la sorunları tatmin edici bir şekilde çözmenin Karadeniz ve Orta Doğu'daki daha acil jeopolitik sorunlara odaklanmasını sağlayacağının farkında.
Bu arada Güney Kafkasya'dan da çok ihtiyaç duyulan iyi haberler gelmeye başladı.
Erdoğan'ın Yunanistan'da bulunduğu sırada Ermenistan ve Azerbaycan'dan üst düzey yetkililer, ilişkilerin normalleştirilmesi için bugüne kadarki en güçlü taahhüdü sunan eşi benzeri görülmemiş bir ortak açıklama yayınladı.
İki taraf arasında 2020'deki büyük savaşa kadar periyodik çatışmalar yaşandı ve geçtiğimiz Eylül ayında bir günlük daha küçük bir çatışma Azerbaycan'ın 1990'larda kaybettiği tüm toprakları geri almasına yol açtı.
Geçen haftaki görüşmenin ardından her iki taraf da ortak bir açıklama yayınlayarak "bölgede uzun zamandır beklenen barışın sağlanması için tarihi bir fırsat olduğunu" ve "iki ülkenin ilişkileri normalleştirme niyetlerini yeniden teyit ettiklerini" belirtti.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da, Azerbaycan ile mevcut ulaşım bağlantılarının yeniden açılmasına verdiği desteği yineledi. Ayrıca iki ülke arasında büyük bir esir takası da gerçekleşti.
Ege Denizi ve Güney Kafkasya'dan gelen haberler, dünya manşetlerinin çoğunun kasvetle dolu olduğu bir dönemde sevindirici. Daha birkaç hafta öncesine kadar pek çok kişi her iki bölgede de bir ilerleme kaydedilmesinin imkânsız olmasa bile pek olası olmadığını düşünüyordu.
Yunanistan ve Türkiye ile Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki angajman, küresel politika yapıcılara dünyanın en çetin görünen sorunlarından bazılarını çözme umudunu yitirmemeleri için ilham vermelidir.
Her iki bölgenin de kalıcı bir barışa ulaşıp ulaşamayacağını zaman gösterecek, ancak son dönemde atılan adımlar başlangıç için iyi bir adım.