İnsanlık koku duyusunu yavaş yavaş kaybediyor

Çin'deki Şanghay Beslenme ve Sağlık Enstitüsü'nden araştırmacılar, insanların koku duyusunun yavaş yavaş azaldığına dair yeni ipuçları buldu.

1. resim
15.02.2022

İnsanların misk ve vücut kokusu için iki koku reseptörünün farklı versiyonlarını taşıdığını tespit eden bir araştırmaya göre, insanların koku alma duyusu azalıyor olabilir.

Çin'deki Şanghay Beslenme ve Sağlık Enstitüsü'nden araştırmacılar, insanların koku duyusunun yavaş yavaş azaldığına dair yeni ipuçları buldu. İnsanların koku alma duyusunun zamanla azaldığını söyleyen varsayım, bilim camiasında bir süredir tartışılıyor. Yeni yapılan araştırmaya göre bu varsayımın doğru olabileceğine dair bulgulara ulaşıldı.

Araştırmacılar, deney düzeneğinde koku reseptörlerindeki genetik varyasyonların, zamanla koku alma duyusunun yoğunluğunda bir azalmaya işaret edip etmediğini görmek istedi. Deneye ABD'de yaşayan bin Çinli ve farklı etnik kökenlerden gelen 364 kişi katıldı. Katılımcılardan 10 farklı kokuyu koklamaları ve yoğunluklarına göre sıralamaları istendi.

2013 yılında yapılan bir başka araştırma, farklı kişilerde koku reseptör genlerinde yüzde 30'dan fazla varyasyon bulanabileceğini göstermişti. Yani bazı kişilere keskin gelen kokuyu, bazı kişiler hiç algılamıyordu.

Katılımcılara verilen kokulardan ikisi, galaxolide adı verilen sentetik bir misk kokusunu ve insan koltuk altından alınan vücut kokusundan sorumlu bir molekülü içeriyordu.

Çalışma sonucunda, katılımcılarda bu kokuların algılanmasını sağlayan ve daha önce bilinmeyen iki koku reseptörünün keşfedilmesini sağladı.

Hakemli bilimsel dergi PLOS'ta yayınlanan araştırmanın yazarları, bu kanıtın insanların koku alma duyusunun zamanla azaldığını gösterdiğini belirtti.

Makalede şu ifadeye yer verildi:

"Bu çalışma, doğrudan bu hipotezi değerlendirmek için tasarlanmadı. Ancak veriler, primatların koku almayla ilgili gen repertuarının zaman içinde bozulduğu hipotezini destekliyor."

Ancak araştırmanın bazı kısıtlamaları var. Yani araştırmacılara göre, deneye dahil edilen katılımcıların etnik kökenlerinin daha çeşitli olması gerekiyor.

Kaynak
Independent Türkçe

Science Alert